Kadir Mısıroğlu: “Karl Marx’a Das Kapital’i cinler yazdırdı!” dedi. Peki Doğru mu?

Kadir Mısıroğlu: “Karl Marx’a Das Kapital’i cinler yazdırdı!” dedi. Peki Doğru mu?

*

Richard Wurmbrand’ın “Marx and Satan” isimli kitabının kapağı…

***

Üstad Kadir Mısıroğlu bir sohbette; “Das Kapital’i Karl Marx’a cinler yazdırdı” deyince cahil kemalistler kendilerine yeni bir eğlence buluverdi. Her zaman olduğu gibi hiç araştırma ihtiyacı hissetmeden alay edip duruyorlar… Çünkü onların lügatinde “araştırmak” diye bir kelime yok. Kemalist rejimin beyin yıkama merkezi olan okullarda ne ezberletilmişse onunla yetinip bütün dünyayı o kıt bilgileriyle değerlendiriyorlar. Halbuki yahudi kökenli yazar Richard Wurmbrand’ın “Marx and Satan” isimli kitabını veya Robert Payne’nin Marx ile alakalı kitabını okusalar, bu iddianın hiç de yabana atılır cinsten olmadığını göreceklerdir.

Aklınıza şöyle bir sual gelebilir: “Resmi marksist doktrine göre ne bir yaratıcı vardır ne de şeytan. O halde nasıl olur da marksistler şeytana tapar?”

Wurmbrand, kitabında bunun da cevabını veriyor. Yazar, ateizmin aslında marksistlerin bir “maskesi” olduğunu ve bazen bu maskeyi çıkarıp gerçek (satanist) yüzlerini gösterdiklerini iddia ediyor.[1] Esasen bunu bir itiraf olarak da kabul edebiliriz, zira kendisi de bir ara komünist ve ateist olmuş, fakat yıllar sonra hıristiyanlığa geçmiştir. Ayrıca yazar, Lenin ve Mao gibi komünizmin önde gelen isimlerini de deliller göstererek satanistlikle itham etmektedir.

O halde bundan çıkan neticeye göre marksistler, insanlara “şeytana tapın” diyemedikleri için, onları bir yaratıcının olmadığına inandırmakla iktifa ediyorlar. Böylece “rakiplerini” sarsmış, birliklerini bozmuş ve dolayısıyla da zayıflatmış oluyorlar.

Karl Marx’ın en sevdiği kızı Eleanor, küçükken babasının kendisiyle kız kardeşine hikayeler anlattığını söyler. Bu hikayelerden biri çok gariptir. Hikayeye göre çocuk oyuncakçı dükkanı sahibi bir sihirbaz, borçları sebebiyle en güzel eşyalarını şeytana satmak mecburiyetinde kalır.[2]

Marx’ın anlattığı bu hikayeyi kitabına alan Robert Payne şu değerlendirmeyi yapar: “Marx, şeytanın dünya görüşüne sahipti ve hatta bazen şeytanın işini yaptığının farkında gibiydi.”[3]

Nitekim Karl Marx, “The Fiddler” isimli şiirinde;

“With Satan I have struck my deal” yani “Şeytan’la anlaşma yaptım” der.[4]

*

Karl Marx’ın [4] no’lu dipnotta sözü edilen “The Fiddler” isimli şiiri:

“Şeytan’la anlaşma yaptım”…

***

Marx’ın samimi arkadaşı meşhur Alman şair Heinrich Heine’nin aşağıdaki şiirinde geçen şu ifadeler de ürperticidir:

“Şeytanı aradım ve o geldi,
Ve ona şaşkınlıkla baktım
Çirkin değil, topal değil,
Çok hoş-sevimli ve büyüleyici bir adam.”

Almancası:

“Ich rief den Teufel, und er kam,
Und ich sah ihn mit Verwund’rung an.
Er ist nicht häßlich, und ist nicht lahm,
Er ist ein lieber, charmanter Mann.”

Ingilizcesi:

“I called the devil and he came,
His face with wonder I must scan;
He is not ugly, he is not lame.
He is a delightful, charming man.”[5]

*

[5] no’lu dipnot ile alakalı… Heinrich Heine’ye ait eserin kapağı…

***

Heinrich Heine’nin [5] no’lu dipnotta bahsi geçen şiirinin yer aldığı sayfa…

***

Karl Marx’ın kızı Eleanor, babasının onayıyla Edward Aveling ile evlenir. Işte Karl Marx’ın bu damadının aşağıdaki şiirinde yer alan ifadeler ise Heinrich Heine’ninkinden pek de farklı değildir:

“Şeytan merhametlidir. Heloise bak!
Kasırga kanatlarını nasıl açıyor?
O geçiyor, Ey insanlar, Büyük Şeytan!”

Almancası:

“Satan ist gnädig. Sieh Heloise!
Wie der Wirbelwind seine Flügel entfaltet,
Geht er vorüber, o Volk, Satan der Große!”[6]

Oğul Edgar Marx’ın, babası Karl Marx’a yazdığı ve “Benim sevgili şeytanım…” sözleriyle başlayan 31 Mart 1854 tarihli mektubunu ele alan Richard Wurmbrand, haklı olarak “Bir evladın babasına bu tarzda hitap ettiği nerede görülmüştür” diye sorar ve cevabı da kendisi verir: “sadece satanistlerde.”[7]