Bu, M. Kemal Atatürk’ün Islam düşmanlığının dışa vurumu değil midir?

Published by

on

Bu, M. Kemal Atatürk’ün Islam düşmanlığının dışa vurumu değil midir?

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

[4] no’lu dipnotta kaynak gösterilen hatıratın Cemal Granda’ya ait olduğuna dair kendi el yazısıyla tasdiki ve imzası

***

M. Kemal Atatürk’ün Islami isimlere neden takıntısı vardı?

Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı olan tarihçi Mehmet Ö. Alkan bir röportajda M. Kemal’in, aynı zamanda Peygamberimizin de ismi olan “Mustafa” isminden hoşlanmadığını söylemişti.[1] Zaten nüfus cüzdanından “Mustafa” ismini çıkarttığı da biliniyor.[2] Ayrıca K”e”mal olan ismini K”a”mal’a dönüştürdüğünü de yine nüfus cüzdanında görmek mümkün.

[2] no’lu dipnot ile ilgili (Nüfus cüzdanında “Mustafa” ismi yok, üstelik K”e”mal isminin K”a”mal’a dönüştürüldüğü görülüyor)

***

Ayrıca bakınız;

***

M. Kemal Atatürk’ün uşağı Cemal Granda’nın hatıratından alıntıladığımız bölümde göreceğiniz gibi, M. Kemal, asıl ismi “Cemaleddin” olan Cemal Granda’ya bu adından dolayı kızıyor ve din kısmını atıp sadece “Cemal” diye hitap ediyormuş. Halbuki, Cemaleddin “Dinin güzelliği” anlamına gelir.

Yine aynı şekilde, Kütüphanecisi Nureddin Ulusu’ya da sadece “Nuri” dermiş.[3] Burada da “din” kısmı atılmış. Kısaca ifade etmek gerekirse “Dinin Nuru” anlamına gelen ismi telaffuz etmekten kaçınmış. Bu adamın “dinle” ne alıp veremediği var ki, isimlerden bile “din”i kaldırmıştır?

Öte yandan, M. Kemal’in kendi babasını tanımadığını yine Cemal Granda’nın hatıratından alıntıladığımız bu bölümde göreceksiniz. Aslında babasının kim olduğu bizim için pek önemli değil, ancak kemalistlerin yalanlarını görebilmeniz açısından önem arz etmektedir.

Sözü, 3 Temmuz 1927’den ölümü olan 10 Kasım 1938’e kadar M. Kemal’in yanından hiç ayrılmayan ve bu müddet zarfında M. Kemal Atatürk’e hizmet eden, Cemal Granda’ya bırakıyoruz:

O akşam ilk kez konuştuğum Atatürk’le aramızda şunlar geçti:

– Senin ismin nedir?
– Cemal!..
– Sonu yok mu bunun?
– Var, Cemalettin…

Bunun üzerine Atatürk birden bana doğru ilerliyerek:

– Haaa… dedi. Isimler Kemalettin olur, fakat Cemalettin olmaz. Sen yine Cemal kal. Dinin Cemali miydin ki, sana bu ismi koydular? Aradan yarım saat geçmişti. Yemek devam ediyordu. (…)

Fakat Atatürk, bu Cemal adına tutulmuş olacak ki yeniden seslendi:

– Bu Cemalettin ismini kim koydu sana?

Artık adamakıllı korkmağa başlamıştım;

– Babam, diye cevap verdim.
– Öyle ise baban ne adammış senin. Diye sertçe çıkıştı.

Bunun üzerine:

– Ben babamı tanımıyorum. Deyince yüzü daha da sertleşti:
– Babamı tanımıyorum ne demek? Sen babasız mı doğdun? Baban yok mu senin?..
– Ben dokuz aylıkken babam ölmüş.

Atatürk üzüldüğümü yüzümden okumuş olacak ki, birden sesini yumuşattı:

– Ananı tanıyorsun ya yeter!.. Dedi. Ve biraz durduktan sonra ekledi: Ben de babamı tanımıyorum ya… (…)

Atatürk tekrar beni çağırdı. Yemek istiyecek sanıyordum. Fakat O’nun aklı hep benim ismimde değil miymiş.

– Ulan, bu ismi sen mi koydun, baban mı? Diye bar bar bağırmaya başladı.

Çok korkmağa başlamıştım. Benim korktuğumu görünce daha fazla bağırıyordu. Artık elim ayağım titremeğe başlamıştı. Ayakta duracak halim yoktu. Belki daha fazla kızar da koğulurum, diye gözünden uzaklaşmağa karar verdim. Saat üçe doğru sofrayı bırakarak yatmağa gittim.

O gece sabaha dek gözümü uyku tutmadı. Yattığım yerde dua ediyordum. Kabusla karışık korkulu rüyalar gördüm. Yavaş yavaş geldiğime pişman bile olmağa başlamıştım. Bu isim de başıma iş açıyordu galiba… Nereden bulmuşlardı bu “Cemal”i de, bana takmışlardı?[4]

***

NOT:

Yani, dini de bir yana bıraktım. Bir insana, kendi seçmediği isimden dolayı bu kadar zulüm yapılır mı? Hani demokrasi? Hani insan hakları? Hani vicdan özgürlüğü? Hani düşünce özgürlüğü?

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Taraf Gazetesi, 16 Kasım 2011.

[2] Iki adet fotoğraf eklenmiştir.

[3] Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk’ün Yanı Başında – Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun Hatıraları, 13. Baskı, Doğan Kitap, Istanbul 2011, sayfa 15.

[4] Cemal Granda, Atatürk’ün uşağının gizli defteri, Hazırlayan: Turhan Gürkan, Istanbul 1971, Fer Yayınları, sayfa 19-21.

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

.

**********

.

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.com

*

*

7 responses to “Bu, M. Kemal Atatürk’ün Islam düşmanlığının dışa vurumu değil midir?”

  1. irticaciyobaz Avatar
    irticaciyobaz

    Yorum degil tesekkür agalar.. Bunlari yeni yetisen genclige ögretmemiz gerekiyor vebal bizim boynumuzdadir.

  2. Yobaz Ezen Avatar

    Kadir denen yalancı sahtekar. Neden alıntı yaptığın sayfayı tam vermiyorsun. Neden çelebi dediğini Cemal granda paragrafın devamında şöyle açıklıyor :

    Ertesi gün de aynı korku ve heyecan içinde geçti. Adeta akşam olmasını istemiyordum. Tek avuntum, Atatürk’ün geceki olayı unutmuş olmasıydı. Akşam yemeğini hazırlamış bekliyordum. Saat yediye doğru Atatürk, arkasında Afet İnan, Zehra Hanım,Başyaver Rüsuhi Bey, Umumî Kâtip Tevfik Bey olduğu halde, salona girdi. Başyaver aşağı inerek öbür misafirleri de sofraya getirdi. Sofraya oturmadan önce Atatürk misafirlere Arapça:
    — Faddal!.. Dedi ve herkes masadaki yerlerini aldı.
    Bu sözü,çok keyifli olduğu zamanlar sık sık duyduğumu hatırlıyorum.Sofrada ilk söz bana idi:
    — Cemal, seni dün akşam sert sözlerle çok hırpalamıştım.
    Fakat Cemaller daima büyük adamlar olur.Sen de büyük adam olacaksın.Sonra tarihteki ünlüleri sıralamağa başladı:
    — Sen Cemal Paşa’yı tanır mısın ? Şehzade Cemalettin Efendi’yi, Konya Çelebisi Cemalettin’i tanır mısın?
    — İsimlerini işittim, diye cevap verdim,
    — Bu kadarı da yetişir. Dedi.
    Yemek sürüp gidiyordu. Hava yumuşadığı halde bir gün önce içimi kaplıyan korkuyu üzerimden atamamıştım. Her an yine o bahse döneceğinden ödüm kopuyordu. Saat gece yarısını geçiyordu. Birden adımla bana seslendiğini duydum ve yanına
    koştum.
    — Cemal, senin bu ismini değiştirelim olmaz mı?

    Sen kendine göre bir isim bul bakalım…Şaşırmıştım. Daha cevap vermeğe vakit kalmadan:
    — Ben sana buldum isim, dedi. Senin ismin Çelebi olsun…

    Atatürk’ün çok sonraları yine bir mecliste «Biz sevdiğimiz insanlara Çelebi deriz» dediğini duymuşumdur.O anda bütün korkum bir bulut gibi dağılıvermişti.Yüzümdeki memnunluğu görünce kabul ettiğimi anladı. Zaten kabul etmemek için hiç bir sebep te yoktu. Fakat bir kere de iznimi almadan edemedi:
    — Güzel mi? Diye sordu.
    — Çok güzel efendim. Dedim.
    Bunun üzerine sofradaki konuklara dönerek:
    — Bu çocuğun ismi bundan sonra Çelebi’dir. diye herkese tanıttı.(Cemal Granda, Atatürk’ün uşağının gizli defteri, Hazırlayan: Turhan Gürkan, Istanbul 1971, Fer Yayınları, sayfa 20-21)

    İki dakika uslu dur 🙂

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @Yobaz ezen arkadasim, yani yazinin neresine itiraz ediyorsun? Senin yazdiklarin bizim söylediklerimizi tasdik ediyor. Bu adamin Islam düsmanligini ispatliyor. Senin verdigin kisimda M. Kemal’in, “Cemaleddin” Granda’nin ismini degistirdigi yaziyor. Yani M. Kemal “dinin güzelligi” manasina gelen “Cemaleddin” ismini degistiriyor. Bu kismi ekledigin icin tesekkür ediyorum. Ilk ffirsatta yaziya bu kismi da ekleyecegim. Saygilar kardesim.

    2. mustafa Avatar
      mustafa

      Bunu yapınca hersey düzeldimi yani

    3. ismail Avatar
      ismail

      yobazezen osmanlı soyundan abdulhamit kayıhan osmanoğluna soruyorlar youtube atatürkü seviyormusun diye. Allah onu ne kadar seviyorsa bende o kadar seviyorum şeklinde cevap veriyor. mükemmel bir cevap. işgalci düşmanlarla işbirliği yaparak islamın hamisi bir imparatorluk olan osmanlıyı ve islami kanun ve kurumları yıkan birisini Allah ne kadar sever sence. sizde biliyorsunuz neyin ne olduğunu ya yinede yüreğiniz onun tarafında atıyor.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.