Dönemin Meclis Kâtiplerinden Mahir Iz’in Hilafetin fedaisi Ali Şükrü Bey’e ilişkin yazdıkları

Published by

on

Dönemin Meclis Kâtiplerinden Mahir Iz’in Hilafetin fedaisi Ali Şükrü Bey’e ilişkin yazdıkları

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey

***

(Ali Şükrü Bey: “Rauf! Ben bu işin fedaisiyim, anladın mı?” dedi ve daha sonra M. Kemal’in adamları tarafından öldürüldü. Şehidimize Allahu Teala’dan rahmet diliyoruz.)

***

SON Meclis-i Mebusan’da ve Birinci Meclis’te yer alan Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey, parlamentonun en özgün ve muhalif kişiliklerinden birisiydi.

27 Mart 1923’te, Mustafa Kemâl’in Muhafız Alay Komutanı olan Topal Osman tarafından katledildi. Mecliste özellikle Lozan görüşmelerinde Türkiye heyetinin yürüttüğü politikaya itirazıyla ön plana çıkmıştı.

20 Kasım 1922’de başlayan Lozan görüşmelerine 4 Şubat 1923’te ara verilmiş ve Türkiye heyeti şartları istişare etmek üzere yurda dönmüştür. Görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başlayana kadar geçen süre içindeyse Ali Şükrü Bey, sancılı cumhuriyet tarihimizdeki ilk siyasî cinayet olarak kayıtlara geçmiştir. Yaklaşık bir yıl sonra lağvedilecek olan hilafet kurumunun kaldırılmasına ilişkin mecliste gerçekleşen kapalı toplantılarda yaptığı muhalefetin ardından bu cinayetin gerçekleşmesiyse üzerinde ısrarla durulması gereken bir husustur. Aşağıda, dönemin meclis kâtiplerinden Mahir Iz’in kâleme aldığı otobiyografisinden Ali Şükrü Bey’e ilişkin yazdıklarını okuyacaksınız:

“Hilafetin lağvı lüzumuna dair olan teklifin müzakeresine gizli celsede başlanmıştı. Çok hararetli müzakereler oldu, gece yarısına kadar devam etti. Teklif eden tarafın sözcüsü Istiklâl Mahkemesi reisi Ihsan Bey’di. Buna muhalif olan karşı tarafın da kendiliğinden meydana çıkan sözcüsü Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey’di… Artık vakit çok geç olmuş, herkes de yorulmuştu. Fakat Ali Şükrü Bey ayakta hatibi dinliyordu. O sırada yine kürsüye yaklaşarak konuşan hatibe cevap vermek üzere söz istedi ve kürsüye yaklaşmaya başladı. O anda kürsüye yakın ilk sırada ortada Rauf Bey oturuyordu. Hamidiye kahramanı Rauf Bey herkesin istisnasız hürmet ve muhabbetini kazanmıştı. O’nun kesin ve keskin sözleri hiçbir zaman redde uğramamıştı. Önüne doğru gelen Ali Şükrü Bey’i belinden tutarak:

“Şükrü, yeter, yeter! Şükrü, artık söz alma!” deyince, Ali Şükrü Bey birdenbire Rauf Bey’e dönerek:  “Rauf! Ben bu işin fedaisiyim, anladın mı?” dedi ve kürsüye çıktı. O sırada ben, zabıt müdürü Zeki Bey’e: “Ali Şükrü Bey, bu gece idam fetvasını eliyle imza etti” dedim. Nitekim o sözüm de çıktı. Ali Şükrü Bey’in iddiası şuydu: Bütün dünyadaki Islâm alemi tekmil ruhuyla, vicdaniyle makam-ı hilafete bağlıydı. Bu kuvveti ihmal etmek adeta bir hıyanet-i vataniyye idi. Ingilizlerin de yıpratmak istedikleri bu kuvvet idi. Bu parçalanınca kavmiyyet üzerine kurulan milliyet mefhumu, dinleri müşterek milletler üzerinde yavaş yavaş tesirini gösterecek ve istenen parçalanma hasıl olacaktı.”

Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’in cenazesi

***

**********

KAYNAK: Mahir Iz, Yıllann Izi, Istanbul 1975, sayfa 90, 91.

 

**********

 

`K. Çandarlıoğlu´

 

**********

 

“Belgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz:

http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez

*

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.