Osmanlılar’da Cülûs Merasimi ve Biat

Published by

on

Osmanlılar’da Cülûs Merasimi ve Biat

sultan vahidüddin cülus merasimi

04 Temmuz 1918 perşembe günü Sultan VI. Mehmed Vahidüddin Han’ın, vefat eden ağabeyi Sultan V. Mehmed Reşad’ın yerine Osmanoğullarının 36. padişahı olarak tahta çıkışı dolayısıyla Topkapı Sarayı’nda icra edilen cülûs(tahta çıkma) merasimi. Kaynak: Harb Mecmuası, sayı 27, sayfa 418. (Kitabeler.net)

***

Cülûs; Osmanlılarda, tahta çıkacak şehzadenin padişahlığının ilan edilmesi dolayısıyla yapılan merasime verilen addır.

Eski bir Türk ve Islâm geleneği olan cülus, en gelişmiş ve güzel şekliyle Osmanlılar’da görülmektedir. Mevcut hükümdar ölünce Darüssaâde Ağası durumu sadrazama bildirirdi. Sadrazamın önderliğinde ulemâ ve ümerâ saraya giderek Kubbealtı veya Sünnet Odasından yeni padişahı alırlar, padişahın vefat ettiğini ve saltanat nöbetinin kendisine geldiğini söyleyerek, kendisini tebrik ederler.[1]

Padişah, bir kolunda Darüssaâde Ağası, diğer kolunda Si­lahtar Ağa olduğu halde önce Hırka-i Şerif Dairesi’ne götürü­lürdü. Burada Sadrazam ve Şeyhülislâmın biatından sonra başında saltanat alâmeti olarak, yûsufî destan ve sırtında samur erkân kürkü ile eski Türk töresine göre müneccimbaşı tarafın­dan belirlenen eşref-i saatte Babüssaâde önünde kurulan tahta oturtulurdu.[2]

Sadrazam ve Şeyhülislâm Hırka-i Saadet Dairesinde biat ettiklerinden genellikle tören yerinde hükümdara önce, Hz. Peygamber sülâlesinden olan seyyid ve şeriflerin âmir ve reisi olan Nakibü’l-Eşraf biat ederdi. Nakibü’l-Eşraf’ın biat etmesi kanundu. Çünkü Nakibü’l-Eşraf’ın Osmanlı padişahına biat et­mesi, tüm Hz.Peygamber nesli ile Hicaz’ın Osmanlı hilâfetine biat etmesi anlamına geliyordu. Bunun için Osmanlılar bu biata ayrı bir önem vermişlerdir. Cülus merasiminde padişah, Nakibü’l-Eşraf’ın biat ve teb­rik ettiği sıra hürmeten ayağa kalkar ve divan çavuşları tarafın­dan alkış yapılırdı.[3]

Nakibü’l-Eşraf’ın biat ve duasından sonra bayram tebrikle­rinde olduğu gibi Kırım hanzâdesi, rikâb-ı hümâyun ağaları ve kapıcıbaşı ağaları biat ederlerdi. Kubbealtında bekleyen Şeyhülislâm gelip duâ etmesinden sonra sadrazam ve öteki vezirler, kazaskerler, diğer devlet ileri gelenleri, ocak ağaları biat ve tebriklerini sunarlardı. Nihayet teşrifatçı efendinin etek öpmesiyle merasim biterdi. Yeni hükümdar tahttan kalkıp hazır bulunanları selamladıktan sonra selefi olan hükümdarın cenaze nama­zını kıldıktan sonra Enderun’a dönerdi.[4] Ende­run’da ülkenin her tarafından gelip tahsil görüp yetişen erkan, ülkeleri adına yeni halifeye biat ederlerdi.

Birkaç gün sonra Padişah’ın Eyyüb Sultan’a götürülerek orada, devrin en büyük din adamı tarafından kılıç kuşanma merasiminin yapılması da devletin sonuna kadar devam etmiş merasimlerdendir. Biatden sonra icrâ’ edilen bu merasime “taklid-i seyf” veya “kılıç alayı” denilirdi.

Sultan Abdülaziz’e yapılan kılıç kuşatma merasimini izle­yen A .Cevdet Paşa, Bağdat’tan Mısır Abbâsîlerine, Mısır’ın fethi ile Yavuz Sultan Selim’e kuşatılan Hz. Ömer’in kılıcını “Şeyhülislâm efendi kılıcı padişâh-ı nev-câh hazretlerine kuşattı”[5] ifadesi ile vermektedir. Kılıç kuşanma me­rasimini padişah türbelerinin ziyareti takip ederdi. Bundan son­ra padişah millet temsilcilerinin itaat ve tebrikleri ile yabancı elçilerin tebriklerini kabul ederdi.

Cülus top atışları ile Istanbul’da, ulak ve nâmelerle eyâlet­lere duyurulur, hutbelerin yeni sultan adına okunması istenirdi. Eyalet valileri de eyaletleri adına yeni Halife-Sultana biat ederlerdi. Bu merasimler Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar devam etmiştir.[6]

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Abdülkadir Özcan, “Cülûs” Türkiye Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi, Istanbul 1993, Ali Rıza Baskan Güzel Sanatlar Matbaası, cild 8, sayfa 111.

[2] Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Matbaa-i Osmaniye, Istanbul 1309, cild 6, sayfa 236, 237.

[3] Ismail Hakkı Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1972, sayfa 12.

[4] Abdülkadir Özcan, “Cülûs” Türkiye Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi, Istanbul 1993, Ali Rıza Baskan Güzel Sanatlar Matbaası, cild 8, sayfa 111.

[5] Ahmed Cevdet Paşa, Tezâkir, Hazırlayan: Cavit Baysun, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1986, cild 2, sayfa 52.

[6] Abdülkadir Özcan, “Cülûs” Türkiye Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi, Istanbul 1993, Ali Rıza Baskan Güzel Sanatlar Matbaası, cild 8, sayfa 111.

 

**********

 

Kadir Çandarlıoğlu

 

**********

 

“Belgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz:

http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez

*

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.