Bir ayet kabul edilirken diğer bir ayet neden inkar edilir?
Bir ayet kabul edilirken diğer bir ayet neden inkar edilir?

Bir ayet kabul edilirken diğer bir ayet neden inkar edilir?

Bir ayet kabul edilirken diğer bir ayet neden inkar edilir?

neden-kurtulduk-diyorlar-kemal-atatc3bcrk-kurtulus-savasi-milli-mc3bccadele-o-olmasaydi-babaniz-kim-olurdu-serefsiz-neyzen-tevfik-siiri

***

Bakara Suresi’nin 183. Ayet-i kerimesinde Oruç tutmak bütün müslümanlara “Farz” kılınmıştır:

BAKARA SURESI
183 – “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de **farz kılındı.** Umulur ki korunursunuz.”

ARAPÇA YAZILIŞI:
“Yâ eyyuhellezîne âmenû **kutibe aleykumus** sıyâmu (oruç) kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn.”

Başka bir ayette ise “dengi bir ceza” demek olan “kısas”, yani bu durumda “katilin katli”; farz kılınmıştır:

BAKARA SURESI
178 – “Ey iman edenler! Öldürmede kısas size **farz kılındı**. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Her kim bunun arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır.”

ARAPÇA YAZILIŞI:
“Yâ eyyuhellezîne âmenû **kutibe aleykumul** kısâsu (kısâs) fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi şey’un fettibâun bil ma’rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân, zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh, fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm.”

***

Peki bir ayeti kabul edenler, diğer ayete neden karşı çıkıyorlar?

Izah edeyim;

Sözkonusu ayeti uygulamadan kaldıran M. Kemal’i savunmak için…

Peki neden M. Kemal’i savunma ihtiyacı hissediyorlar?

Çünkü kendilerine onun “kurtarıcı” olduğu empoze edildiği için…

Peki neden onlara M. Kemal’in “kurtarıcı” olduğu yaklaşık bir asırdır empoze edildi?

Cevabını yine ben vereyim;

Bu ayetleri kaldırırken, oluşacak tepkileri önlemek, en azından asgariye indirebilmek için.

Peki bu ayetleri M. Kemal, yani bizden “sanılan” biri değil de doğrudan “Ingilizler” uygulamadan kaldırsaydı ne olurdu?

Hiç laf ebeliği yapmaya gerek yok;

Bu millet er ya da geç onları doğduklarına pişman ederdi.

Işte bu gerçeği bildikleri için böyle bir hileye başvurdular.

Aynı oyunu Amerika’da da oynamışlardı. Oradaki “kurtarıcı” ise düşmanı “sözde” kovup “Bağımsızlık Savaşı”nı kazanan (mason) “George Washington”du.

Anlaşılan bazı gizli güçler, bir toplumu kendi istekleri doğrultusunda yönetmek için evvela onların ülkesini işgal ediyorlar, sonra da kendilerinden olan ancak o toplumdan “sanılan” birini “kurtarıcı” rolüyle sahneye çıkarıp kendilerini ona mağlup ettiriyor ve akabinde de çekip gidiyorlar. Böylece toplumun itimadını kazanan “kurtarıcı” şahıs eliyle onları istedikleri gibi yönetiyorlar.

Yani kaleyi içten fethediyorlar…

Kaleyi içten fethettikleri an, işte o “çekip gittikleri an”dır…

Mağlubiyetin değil galibiyetin ilanıdır.

Özgürlüğüne kavuştuğunu zanneden halk için ise; esaretin başlangıcıdır.

***

Bu konuyla alakalı olarak tavsiye ettiğimiz benzer konularımız:

http://belgelerlegercektarih.com/2012/07/05/seriat-hukumleri-ve-hikmetleri-kisas-katilin-hukmu/

http://belgelerlegercektarih.com/2012/08/11/turkiyede-laik-sistemden-dolayi-uygulanamayan-bir-ayet/

http://belgelerlegercektarih.com/2012/04/28/neden-musluman-milletin-basina-sapka-gecirmek-istediler/

http://belgelerlegercektarih.com/2012/12/10/m-kemal-ataturkun-ingiliz-istihbarati-ile-gizli-iliskisi-desifre-oldu/

 

**********

 

Kadir Çandarlıoğlu

 

**********

 

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

Bir yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: