Kemalist rejimin, Osmanlı hânedanına revâ gördüğü zulüm

Published by

on

Kemalist rejimin, Osmanlı hânedanına revâ gördüğü zulüm

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

ScreenHunter_493 Feb. 06 08.52

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Türk ve Islam Hukuk Tarihi Profesörü Ekrem Buğra Ekinci’nin “Sürgündeki Hânedan: Osmanlı Ailesinin Çileli Asrı” isimli eseri mutlaka okunmalıdır…

***

Monarşileri cumhuriyete çeviren darbelerde, hânedanlar hep sıkıntı çekmiştir. Ancak hiçbiri, Osmanlı hânedanı kadar çekmemiştir. Dehşetli bir ihtilâlin yaşandığı Fransa’da bile, kraliyet ailesine bu kadar ağır bir muamele yapılmamış; Kral XVI. Louis ve zevcesi Marie Antoinette, Avusturya’dan yardım isteyip kaçmaya teşebbüs ettikleri için idam edilmişlerdir. Rusya’da Bolşevik Ihtilâli üzerine, antikomünistler mukavemet etmiş; kurdukları Beyaz Ordu, Çar’ın hapis tutulduğu Urallara yaklaşınca, paniğe kapılan Bolşevikler, Çar II. Nikola ve 6 kişilik ailesini hunharca katletmişlerdir. Bununla beraber Romanovların diğer ferdleri, katliama uğramamıştır. Üstelik Rusya’da kurulan yeni rejim, demokratik insan haklarını tanımayan ve aristokratlara tolerans göstermesi beklenmeyen komünist bir rejimdir. Üstelik bir de Osmanlı hânedanından, Çar ailesi gibi katliâma tâbi tutulmadıkları için âdeta yeni rejime minnettar olmaları beklenmiştir. Halbuki Osmanlılar, fethettikleri beldelerin hânedanlarını ya yerinde idareci olarak bırakmış; ya da müslüman olmuşlarsa yüksek devlet hizmetlerinde istihdam etmiştir.

Yılmaz Öztuna diyor ki: “Iki büyük dünya savaşı sonunda Avrupa tarihini oluşturan en büyük hânedanlar sona erdi. 4’ü imparatorluk hânedanı idi: Rusya’da Romanof’lar, Almanya’da Hohenzollern’ler, Avusturya-Macaristan’da Habsburg’lar, Türkiye’de Osmanoğulları. Ve daha birçok krallık hânedânı. Rusya’da komünistlerin vahşice yok ettikleri Romanof’lar hariç, hiçbir hânedan Osmanoğulları derecesinde olumsuzluklara mâruz kalmadı. Osmanoğulları, 2700 yıllık Türk tarihinin en büyük ailesidir. Göktürk, Selçuklu, Timur hânedanlarından bile büyük… Ertuğrul Gazi’den (1191-1281), Ikinci Abdülhamid’e (1842-1918) kadar iki düzine dâhi çıkardı. 1516-1924 arasında hilâfet (halifelik) tâcını da büyük liyakatle taşıdı.” (Türkiye Gazetesi, 19 Temmuz 2010)

Yakın dünya tarihinde monarşilere karşı tertiplenen ve muvaffak olan darbelerde, hükümran ailenin bir veya birkaç ferdi, ya memleketi terk etmiş ya da varlığı yeni rejimi tehdit edeceğinden sınır dışı olunmuştur. Ancak bunlardan hiçbirinde, hânedanın Osmanlılar gibi topyekûn sürüldüğü ve mallarına el konulduğu vâki değildir. Portekiz, Ispanya, Italya, Bulgaristan, Romanya, Sırbıstan ve Yunanistan’da monarşi darbe ile yıkıldığı zaman, yalnızca hükümdar ailesi yurt dışına çıkmış; mallarına dokunulmamıştır. Üzerlerinden geçen komünizm silindiri kalktıktan sonra, Rusya ve eski Demirperde memleketleri, monarşiyi geri getirmemiş, ama kraliyet ailesinin itibarını ve mallarını iade etmişlerdir. Ispanya’da monarşi tekrar kurulmuştur. Yeltsin, itibarını iade ettiği çar ailesine tantanalı bir de cenaze merasimi tertiplemiştir.

I. Cihan Harbi’nden sonra tahtını kaybeden Almanya Kayzeri Wilhelm ve Avusturya Imparatoru Karl, yalnızca aileleri ile beraber kendi istekleriyle memleketi terk ettiler. Tahttan resmen feragat etmedikleri için de dönmediler. Taht iddiası bulunmayan hânedan mensupları, her ikisinde de memleketlerine dönebildi ve mallarına oturabildi. Geride kalan hânedan mensuplarına ilişilmediği gibi, mallarına da tasarrufta devam ettiler. Almanya ve Avusturya, çok az bir zaman sonra kraliyet ailesinin itibarını ve mallarını iade etti. Kayzer, mallarına daha 1920’lerde kavuştu. Iran’da Pehlevî darbesi, Kaçar hânedanından, şahın da bulunduğu dört kişiyi sürgüne yolladı. Nâsır bile, zenginlikleri dillere destan Kavalalı hânedanın mallarını kısmen müsâdere etmiş; ama hiçbirini vatanından sürmemiştir. Osmanlı hânedanının sürgünü, Bolşevik tarzından da ağır bir muamele olmuştur. Halife Abdülmecid Efendi ve Osmanlı hânedanı, Yunan ordusuyla mücadeleyi topyekûn desteklemenin cezasını böyle görmüştür. Halbuki vatandaşlık, mukavele neticesi doğan bir alacak değil; şahsa sıkı sıkıya bağlı bir insan hakkıdır. Dolayısıyla isyan gibi muhik [haklı] bir sebep olmaksızın tek taraflı kaldırılması mümkün değildir. XVI. asırda Floransa’da yaşamış siyaset adamı ve filozof Machiavelli, bir memlekette hâkimiyet kurmak isteyen kimseye, önceki hânedanı tümüyle ortadan kaldırmayı tavsiye eder. Ankara, postmodern bir şekilde, hânedanı ortadan kaldırmamış; ama kaldırmaktan beter etmiştir.

.

**********

.

KAYNAK:

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Sürgündeki Hânedan: Osmanlı Ailesinin Çileli Asrı, 2. Baskı, Timaş Yayınları, Istanbul 2015, sayfa 81-83.

.

3 responses to “Kemalist rejimin, Osmanlı hânedanına revâ gördüğü zulüm”

  1. zıbıntı Avatar
    zıbıntı

    tarihi iyi okuyun devrimlerden sonra hanedanlara ne olmuş çoğunlukla ? ben söliyim hepsini öldürmüşler hemde kaçmaya çalışırken

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @zibinti, bari bu yazinin altina yazma. Yaziyi okumadin mi kardesim?

  2. Osman Avatar
    Osman

    Saltanatın kaldırılması açık bir darbedir çünkü Saltanat kaldırılarak hem devletimiz Osmanlı yıkılmıştır hem de Hilafet devlet idaresinden tamamen tecrit edilerek sadece isim olarak kalmış tamamen fonksiyonsuz hale getirilmiştir bunu da hilafeti rahat bir şekilde kaldırmak için yapmış olsalar gerek ayrıca Abdülmecid efendinin böyle bir halifeliği kabul etmesi de bence büyük bir hataydı çünkü kendisi meclis tarafından adeta tayin olunan hiçbir salahiyeti olmayan bir halife idi bizim son meşru halifemiz Sultan Vahidüddindir.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.