Atatürk Türk Alfabesi mi getirdi yoksa Latin Alfabesi mi?

Published by

on

Atatürk Türk Alfabesi mi getirdi yoksa Latin Alfabesi mi?

*

harf-inkilabi-islamdan-uzaklastirmak-atatc3bcrk-inkilaplari1

***

Bu başlığı okuyan aklı başında herkesin keyifli bir kahkaha attığını tahmin edebiliyorum. Ama ne yapalım… Şu anda kemalistlerin seviyesi maalesef bu. Birileri çıkmış, M. Kemal’in Latin değil, Türk Alfabesi getirdiğini söylüyor. Sebebi ise Latin alfabesindeki “Q”, “W” ve “X” harflerini almamasıymış. Bu saçmalığı ortaya atanlar ve buna kananlar, hiç mi kendilerine “peki ama alınan diğer harfler Latin harfleri değil mi?” diye bir sual sormuyor… Kadir Mısıroğlu’nun çok sevdiğim bir sözü var; “Kemalist demek; mantıkla alışverişi kesmiş adam demektir” diye… Hakikaten öyle. Ha, bir de, “Ç”, “Ş” ve “Ĝ” harfleri latin alfabesinde olmadığı için M. Kemal’in getirdiği Türk alfabesiymiş!.. Hay Allahım… Bu harfler latin alfabesine aid, yalnız burada Türk dilindeki bazı sesleri karşılamak için Latin alfabesindeki “C”, “S” ve “G” harflerine “Diyakritik işaretler” eklenmiş, hepsi bu. Yoksa tamamen “özgün” harfler geliştirilmemiştir. Eğer öyle olsaydı, bu iddia sahiplerinin Osmanlı’da kullanılan alfabeye de Türk Alfabesi demesi icab ederdi. Zira Türk dilindeki bazı sesleri karşılamak için Osmanlı’da kullanılan alfabeye de Arap Alfabesi’nde bulunmayan “Pe”, “Çim” ve “Je” harfleri eklenmişti. Ancak buna yine de Arap Alfabesi denir. Kaldı ki, fransızcada “Fransızca” manasına gelen “fran-ç-ais” kelimesinde -ç- harfi var.

Bu neredeyse bütün ülkelerde böyledir.

Mesela fransızcada “Özel” anlamına gelen “Sp-é-cial” kelimesindeki -é- harfi almancada yoktur. Buna mukabil almancada “Değişim” manasına gelen “-Ä-nderung” kelimesindeki -Ä- harfi de fransızcada yoktur. Aynı şekilde almancada “Bahar” manasına gelen “Fr-ü-hjahr” kelimesindeki -ü- harfi de ingilizcede kullanılmaz. Ama bütün bu devletler Latin alfabesi kullanıyor.

Bunun Latin alfabesi olduğunu kemalistler de bal gibi biliyor. Bilmemeleri imkansız. Nitekim M. Kemal, Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği bir davette, bunun “Latin Alfabesi” olduğunu misafirlerine ifade etmiştir.

*

Atatürk harf devrimi, M. Kemal harf inkilabi, Atatürk türkcü mü, Atatürk milliyetci mi, M. Kemal milliyetci mi, Atatürk latin harfleri, Atatürk latin alfabesi, M. Kemal latin alfabesi, Atatürk Türk alfabesi,.jpg

[1] no’lu dipnot ile alakalı… Nuri Ulusu’nun hatıratında bahsettiği hadise…

***

Bunu biz değil, onun Kütüphanecisi Nuri Ulusu hatıralarında söylüyor. Üstelik bu hatırat, son zamanlarda “Atatürkçü” rolü yapan Ahmet Hakan’ın patronu Aydın Doğan’a aid “Doğan Kitap” Yayınları’ndan çıktı. Bu hadiseyi Nuri Ulusu hatıralarında şöyle anlatır:

“Bir yaz gecesi Dolmabahçe Sarayı’ndayız. Müthiş bir davet vardı. Diplomatlar, mebuslar, gazeteciler, ticaret mensubu kişiler, yabancı elçilik mensupları velhasıl bayağı kalabalık bir topluluğu davet etmişti.

Davet sebebini en başta ben olmak üzere üç beş kişiden başka kimse bilmiyor ve herkes merak ediyordu.

Hazırlık yeni Türk harfleriyle ilgiliydi. Ben gündüzden büyük salonun bir köşesinde bizim meşhur karatahtamızı, tebeşir ve silgimizi hazır etmiştim önüne de bir perde çekerek kapatmıştım.

Davet masalarda, bar bölümünde, tüm haşmetiyle sürüyordu, içkiler su gibi akıyordu. Belli bir zaman sonra Atatürk’ün talimatıyla misafirler yavaş yavaş büyük salona doğru yönlendirildiler, herkes ne olduğunu bilemeden salonu doldurmaya başladı. En son kişi de gelince, Atatürk oturduğu koltuktan ayağa kalktı, aniden ciddileşti, yüzü gerildi ve davetlilere dönerek ‘Şimdi tarihi bir olaya şahitlik edeceksiniz’ dedi ve benim hazırladığım bölüme gelerek perdenin ipini çekmesiyle koca kara tahta ve yanında ben ortada kalıverdik. Tebeşiri eline aldı ve ‘Latin Alfabesinin ilk harfi bu’ diye bağırarak A harfini tahtaya yazdı. Arkasındanda B-C-D diye devam ediyor ve tüm davetlilere de koro halinde tekrar ettiriyordu. Bu böyle bir müddet devam etti. Salonda o içkili, sesli, eğlenceli hava, yerini büyük bir sessizliğe bırakmıştı. Sadece Atatürk’ün sesi ve harfler duyuluyordu. Müthiş bir manzaraydı bu.

Yabancılarsa önce biraz dinlediler, ama sonra sıkılmış olacaklar ki dışarı çıkıp, sonra tekrar giriyor ve vaziyeti idare ediyorlardı. Bilahare imtihan başladı. Tüm misafirleri, diplomatları tek tek tahtaya davet ediyor Latin harfleriyle adlarını tahtaya yazmalarını istiyordu.”[1]

Evet… Mesele bundan ibaret. Böylece son zamanlarda sıkça dile getirilen bir kemalist yalan daha itinayla çürütülmüştür… Kemalistlerin “Türk alfabesi” getirdiklerini söylemeleri, halkı aldatmak ve gavur alfabesinin kabulünü kolaylaştırmak istemelerinden kaynaklanmıştır. Bunun sebeplerini ve misallerini bir yazımızda zikretmiştik, ordan bakılabilir.[2] Siz hiç HDP’nin Müslüman Kürt kardeşlerimize “komünist, laik ve gavur bir rejim” vaat ettiklerini duydunuz mu? Hayır, onlar Kürt dilinden, Kürdün haklarından, “bağımsızlığından” bahsederler, lakin getirmek istedikleri rejim “gavur” bir rejimdir. Işte bizde de böyleydi.

Bunun bir aldatmaca olduğuna dair bir misal verelim… “CHP Büyük Kurultayı’nın 10 Mayıs 1946 Olağanüstü Toplantısı”na sunulan CHP Müstakil Grubu Raporu’nda şöyle bir teklif yer alır:

“…ibadet yerlerinin Türk’ün geleneklerine uygun bir tarza konularak halkevlerinin ibadet yeri, ibadet yerlerinin de halkevlerine benzer bir şekle ifrağını (çevrilmesini)…”[3]

Yani camileri halkevlerine çevirmek istediler. Kanaatimizce bu uygulama camideki düzeni hıristiyanların kilise düzenine uyarlamaktan başka bir şey değildir. Zaten daha evvel de buna benzer bir teklif yapılmıştı.[4] Ancak böyle bir şeyi müslümanlara kabul ettiremeyeceklerini bildiklerinden dolayı, bunu; “Türk’ün geleneklerine uygun bir tarz” diye takdim ettiler.

Sormak lazım; Türk’ün geleneğinde Halkevi gibi bir yapı mı vardı? Eğer gerçekten Türk’ün geleneğine uygun bir şey yapmak isteselerdi ve bunda samimi olsalardı, halkevi yerine; “çadır” talep etmeleri gerekirdi. Çünkü bizim geleneğimizde “çadır” vardı.

Fakat böyle yapmadılar, zira bunun adı; Türk ambalajıyla gavurlaştırma projesidir!..

 

.

**********

.

KAYNAKLAR:

.

[1] Atatürk’ün Yanı Başında-Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun Hatıraları, (Derleyen: M. Kemal Ulusu), Doğan Kitap, 5. Baskı, Istanbul Aralık 2008, sayfa 82, 83.

[2] Sözü edilen yazımız için bakınız; M. Kemal Atatürk Dilimizi Türkçeleştirmedi, Gavurcalaştırdı:

https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2015/10/23/m-kemal-ataturk-dilimizi-turkcelestirmedi-gavurcalastirdi/

[3] CHP Büyük Kurultayı’nın 10 Mayıs 1946 Olağanüstü Toplantısına Sunulan
CHP Müstakil Grubu Raporu ve Ekleri, TBMM Basımevi, Ankara 1946, sayfa 355, 356.

[4] 1928 Dini Islah Beyannamesi için bakınız; “Ilahiyat Fakültesi’nde hazırlanan layiha etrafında”, Vakit, 20 Haziran 1928.

Ayrıca bakınız; Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Neşriyat, Istanbul 1977, cild 5, sayfa 1958-1961.

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

.

**********

.

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

www.belgelerlegercektarih.com

*

3 responses to “Atatürk Türk Alfabesi mi getirdi yoksa Latin Alfabesi mi?”

  1. Bekir Bulut Avatar
    Bekir Bulut

    Falih Rıfkı da Sarayburnunda bir gazinoda yeni Türk alfabesi kabul edildi. Bu düpedüz diktatörceydi diyor!

  2. enver paşa Avatar
    enver paşa

    bu kamalistler neden belgelerle çıkıp birşeyler kanıtlamak yerine sama sapan videolar yapıp atam izindeyiz diyor xd düzgün rakip olmayı bile beceremiyorlar

  3. Abdülkadir Malkoçoğlu Avatar
    Abdülkadir Malkoçoğlu

    Bu cep telefonu 1950 yıllarında odaya sığan bir bilgisayardı. Şimdi herkesin cebinde.. İçinde kainat var. Okumak öğrenmek bilmek mutluluktur, üretmektir refahtır. Hepsi bir yana insanın ayakları üzerinde ve omuz omuza durmasıdır. Kem sözler, kökeni sevgi olan İnsanlığa yakışmayan yapılardır. Yazıları, yansız akli, mantıksal okuyalım ve değerlendirmeye çalışalım. Sevgilerle…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.