Instagram’daki ırz düşmanı sahtekar Ali Çandarlı’nın son yalanları da deşifre oldu

Published by

on

Instagram’daki ırz düşmanı sahtekar Ali Çandarlı’nın son yalanları da deşifre oldu

*

Bildiğiniz gibi benim ve sitemin ismini kullanıp milleti aldatan Instagram’daki sahtekar, ilk başlarda kendisini “Ali Kadir Çandarlıoğlu” olarak tanıtmış, yakayı ele verince de birden “Ali Çandarlı” oluvermişti. Yani alenen sahtekarlık yapmış ve müslümanları aldatmıştır. Halbuki Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin, Sahih-i Müslim’in “Iman” bahsinde geçen; “Bizi aldatan bizden değildir” hadis-i şerifi bütün müslümanlarca bilinmektedir. Bu ırz düşmanı sahtekarın hala aklı başına gelmemiş olacak ki çocukça bir şeyler karalamaya çalışmış ama nafile… Cehaletini sergilemekten başka bir şey yapmamış. Çırpındıkça batıyor ve batmaya da devam edecek…

Güya ben başkalarından yazı çalıyormuşum… Herhalde beni kendisiyle karıştırdı. Neymiş, ben Ekrem Ekinci hocanın bir yazısını çalmışım. Yazının linki burda:

https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2013/05/12/osmanlilar-okur-yazar-degil-miydi/

Gördüğünüz gibi, yazının sonunda Ekrem hocanın kitabını kaynak göstermişim. Yani çalma diye bir şey yok, iftiradır. Göz göre göre iftira atıyor. Hani yazılarımızın altında “alıntı yaptığınız takdirde Belgelerle Gerçek Tarih sitesini kaynak gösterin” notu var ya, işte buna işaret ederek mealen diyor ki; “yazı Ekrem Ekinci’nin ama alıp paylaşmak istersek Kadir Çandarlıoğlu’nu kaynak göstermemiz gerekiyormuş.”

Bu çocuk tıpkı kemalist Yılmaz Özdil gibi zırnana cahil… Tarih Metodolojisi nedir, kaynak nedir bilmiyor.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi, Ekrem Ekinci’nin kitabından yaptığım paylaşımı hiçbir şekilde kendisi alıp doğrudan Ekrem Ekinci’nin kitabını kaynak gösteremez… Beni atlayamaz. Çünkü o kitabı görmedi. Görmediği kitabı da doğrudan kaynak gösteremez, usule aykırıdır. Peki nasıl olmalıdır? Benim verdiğim kaynağı zikredip “…’den naklen Kadir Çandarlıoğlu vs…” diye devam etmelidir. Işte böyle:

“Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı’ya Kalan Miras, Timaş Yayınları, Istanbul 2016, sayfa 64 ve devamı‘ndan naklen; Kadir Çandarlıoğlu, Belgelerle Gerçek Tarih…”

Tıpkı Kadir Mısıroğlu’nun “Tahrif Hareketleri” isimli kitabında yaptığı gibi:

*

instagramdaki sahtekara cevap kaynak dersi

***

Eğer kitap ise böyle, siteyse link vermelidir. Kitaptan değil de, siteden yapılan bir paylaşımı alırken dahi aradakini atlayamazsınız. Bunu batılı zalim gavurlar yapmıştı. Müslüman ilim adamlarına ait kitapları kaynak göstermeyip doğrudan kendilerine mâl etmişlerdi. Müslüman ilim adamları ise hep kaynak göstermişlerdir. Demek ki bu sahtekar da o batılı zalim gavurlara çekmiş…

Anlaşılan bu ırz düşmanı sahtekar ömründe hiç kitap okumamış… Demi ya, ondan bundan çalıp çırpmak gibi rahat bir hırsızlık mesleği varken neden kitap okuyup zahmete girsin ki…

Gördüğünüz gibi hırsızlık yaptığımız falan yok. Bu sahtekar aynı zamanda cahil olduğu ve “usul nedir, kaynak nasıl gösterilir”i bilmediği için böyle saçmalamış. Bir an için onun çukur seviyesine inip bu iftirayı kabul edelim; Peki madem hırsızlık yaptım, o halde neden sahtekarlığı deşifre olana kadar bunu ifşa etmedi, hatta tam tersine siteyi sahiplendi ve kendisini Kadir Çandarlıoğlu olarak tanıttı? Yani bu sakat mantığa göre kendisi ifşa olana kadar hırsız değildik, fakat ifşa olduktan sonra birden hırsız oluverdik. Hatta bana değil, kendisini Kadir Çandarlıoğlu olarak tanıttığı için kendine hırsız demiş oluyor.

Işte bu derece cehaletle malul bir sahtekarla karşı karşıyayız…

Kaldı ki, mecbur olmadığım halde dahi benden evvel bir kaynağa ulaşmış (tanımadığım) birinin ismini yazımda zikretmişim ve bununla da iktifa etmeyerek bir de teşekkür etmişim:

*

instagramdaki sahtekara cevap yüzde yüz osmanliIşte davadaşlık böyle olur… Çalıp çırpmakla olmaz…
Yazıya burdan ulaşılabilir:

https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/07/25/cumhuriyetin-ilk-yillarinda-sunneti-hitam-yasaklama-tesebbusu/

***

Ne güzel demiş Ziya Paşa; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz! Şahsın görünür rütbe-i aklı, eserinde….”

Bu sahtekar utanmaz bir de 5 sene boyunca kendisine reklam yaptırdığımı iddia ediyor. Iftiraya bakın… Ben kimseye reklam yap diye bir şey demedim. Zaten kendisini de tanımam etmem, kendi kendine gelin güvey olmaya pek hevesli anlaşılan. Eğer varsa benimle bu tarzda bir irtibatı, buyursun belgeleyip ilan etsin. Yok böyle bir şey. Bunda her türlü utanmazlık, yalan, dolan var. Ayrıca yaptıysa sitenin değil, kendi reklamını yapmıştır. Zira her yerde kendisini Kadir Çandarlıoğlu olarak tanıtıyor ve sitenin de kendisine ait olduğunu söylüyordu. Madem benim reklamımı yaptı, o halde neden kendisini Kadir Çandarlıoğlu olarak tanıttı? Böyle saçmalık mı olur?

Takipçilerim hatırlayacaktır, Twitter’de şöyle bir paylaşım yapmıştım:

 

Benim adım ile Instagram’da bir hesap açılmış ve uzun bir müddet paylaşımlar yaptıktan sonra birkaç gün evvel kapanmış. Bunun üzerine beni arayarak “instagram hesabın kapandı mı” diye soranlar oldu. Böyle bir hesabım yoktu. Neden benim adıma açılıyor? Herkes o hesabın bana aid olduğunu düşündü, dolayısıyla o sahtekarın eksikleri, hataları, yanlışları hep bana maloludu. Yani ayıp denen bir şey var.

*

Bakın, bunun üzerine Instagram’da ne paylaşmış bu utanmaz sahtekar:

*

instagram-sahtekarlari-cevap

***

Dikkat edin; “Twitter’dan hesabı reddettim” diyor. Halbuki Twitter’daki paylaşımı ben yapmıştım. Yukarıda zikrettiğim, “Bizi aldatan bizden değildir” hadis-i şerifini burada tekrar hatırlayalım… Işte böyle sahtekardır bu. Üstelik hala haklı çıkmaya çalışacak kadar da utanmaz ve arlanmaz biridir. Böyle bir şeyi ancak ar damarı “Marmara fay hattı” gibi çatlamış biri yapabilir…

Bir de bana “ALMANCI” diyerek ötekileştiriyor, bölücülük yapıyor. Işte bu millet ne çektiyse bu bölücü kafadan çekmiştir. Bütün gurbetçi kardeşlerimize hakarettir bu. Demek ki bu sahtekar, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin zamanında Ensar’dan biri olsaydı, Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlara da o gözle bakacaktı. Demek ki Kadir Mısıroğlu’nun Almanya’da ikamet ettiği yıllara yetişseydi ona da “ALMANCI” diyecekti. Işte bu sakat kafa yüzünden bu Cennet Vatan’da huzurumuz kalmadı. Ben Müslüman (Sünni) bir Türk olarak bölücülük yapmamak, Devletimizin bekâsına ve istiklalimize göz dikmemek şartıyla Alevi, Kürt, Ermeni, Rum, Musevi vs. hiç farketmez, kimseye o gözle bakmam. Ama sahtekara “Sahtekar!” derim.

Dün bir kardeşimiz; “sizin tartışmanız davamıza zarar verir, kemalistlere koz olur” dedi. Ben tartışma yapmıyorum ki; sahtekarlığı ifşa ediyorum. Bu ise kesinlikle davamıza zarar vermez, bilakis daha da kuvvetlendirir. Evvela bu sahtekarı davamızın bir neferi olarak görmediğimi belirteyim, olamaz da zaten. Zira ettiği küfürler içindeki kokuşmuşluğu ve nefsinin azgınlığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Göremeyenlerin maneviyattan nasibi ya yoktur ya da azdır. Içi bozuk olduğu için bu küfürleri rahatlıkla edebiliyor. Asıl böyle birinin bu davanın bir neferi olarak görülmesi davamıza zarar verir, nitekim veriyor da. Ayrıca sahtekarlık yaptığını ilan etmemek ve görmezden gelmek bir müslümana, bir dava adamına yakışır mı? Ne yani, kemalistler sahtekarlık yapınca ifşa ve tenkid edelim, fakat aynı sahtekarlığı “bizden görünen” biri yaptığında sükut edelim, öyle mi? Bu mudur dürüstlük, bu mudur insanlık? Kısacası böyle bir şey mümkün değildir. Kaldı ki kendi şahsi günahını konuşmuyoruz… Alenen yaptığı bir sahtekarlık söz konusudur. Kalbinde zerre kadar iman bulunan herkes bu sahtekarlığa yüksek sesle tepki göstermelidir, ki kemalistler dahi, “bunlar hakikaten hakperest insanlar, ayrım yapmıyorlar” demeye mecbur kalsınlar.

Bu sahtekar, kendisini ilk kez ikaz ettiğimde “sayfasını kapattığını” yani benim koyduğum şarta riayet ettiğini söyleyerek yine yalan konuşmuş. Halbuki ben bir değil, üç şart koşmuştum:

1 – Bütün sayfalarını kapatacak.

2 – Alenen sahtekarlığını ilan edip özür dileyecek. Alınan paralar iade edilecek.

3 – Ortadan kaybolacak.

instagramdaki sahtekar sart 1

instagramdaki sahtekar sart 2

instagramdaki sahtekar sart 3

Şartlarımı böyle bildirmiştim…

***

Ancak bu şartlara riayet etmedi. Sadece sayfasını kapattı, fakat haklı olduğunu ve benim kendisini kullandığımı söylemeye başladı ve sonra da başka sayfa açıp çalışmalarımızı çalmaya devam etti.

Çelişkiye bakın; Hem kendisini Kadir Çandarlıoğlu olarak tanıttı, hem bunu (ifşa olduktan sonra dahi) birçok kez ispatlamaya çalıştı, hem de kendisini “kullandığımı” söyledi. Ya hu sen Kadir Çandarlıoğlu isen, ben kim olarak seni kullandım? Eğer kullandıysam, ki böyle bir şey asla yok, seni tanımam etmem de, o zaman neden kullanmayı bırakayım? Neymiş, dava açılmış… Bana ne sana dava açıldıysa, kullanmaya devam ederdim.

Evet arkadaşlar, şahit olduğunuz gibi bunun her şeyi yalan. Seviyesizliği, sahtekarlığı, çelişkisi, cehaleti ortada. Neresinden tutsam elimde kalıyor diyeceğim ama elle tutulur bir şey dahi yok.

Gözler önüne serdiğim bütün bu delillerden sonra hala onun safında yer alanlara, hakikat karşısında susan dilsiz şeytanlara hakikaten veyl olsun, veyl olsun, veyl olsun.

Bu sahtekar bir de utanmadan “canlı yayın” tartışması istiyor… Bir sahtekarla, ahlaksızla, küfürbazla, ırz düşmanıyla ne tartışacağım?.. Tartışılacak bir şey yok ki… Her şey apaçık ortada; gören gördü, görüyor. Bu kaçmak değildir… Ne yani, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ısrarla “canlı yayında tartışalım” teklifini kaale almayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sana göre “kaçıyor” mu? Sana göre Erdoğan korkak mı? Hayır, senin gibi yalancı ve küfürbaz olan Kılıçdaroğlu’nun seviyesine inmiyor, hepsi bu. Kadir Mısıroğlu, kendisine “çık karşıma” diyen fino köpekleriyle tartışıyor mu? Asla…

Yani tartışılacak bir şey yok; ifşaat var! Sahtekarlığı sabit olmasına rağmen hala yüzü kızarmayan ve haklı olduğunu iddia eden bir cahille ne tartışılabilir ki? Ne demiş büyük bir Islam alimi:

“Cahillerle tartışmaya girmeyin; ben hiç yenemedim.”

Furkan Suresi 63:

“Rahman’ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman (tartışmadan), “selâm!” der geçerler.”

Ben, Rahman’ın has kullarını örnek alıyorum; “selâm!..”

.

Kadir Çandarlıoğlu

www.belgelerlegercektarih.com

.

3 responses to “Instagram’daki ırz düşmanı sahtekar Ali Çandarlı’nın son yalanları da deşifre oldu”

  1. ahmet Avatar
    ahmet

    Kadir bey kendisini ali olarak tanıtan bu vatandaş sizi canlı yayına davet ettiğini iddia etti siz kabul etmemişsiniz bende size ınstagramdan neden kabul etmediniz diye yorum yazınca benide engellediniz haklıysanız neden yayın davetini kabul etmediniz

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      ahmet isimli yorumcuya.

      Hakli oldugumu belgelerle ispat ettigim icin kabul etmedim. Hakliyken laf cambazliklari yapmasina firsat mi verseydim? Eger o hakli olsaydi bunu belgelerle ispat etmesi kafi gelirdi, yapamadigi icin son care olarak tipki Kilictaroglu’nun Erdogan’i davet ettigi gibi canli tartismaya davet ediyor. Ben yer miyim bunu, bu tongaya düser miyim? Vaktiyle Binali Yildirim maalesef bu tongaya düsüp Imamoglu ile canli yayina cikti ve hakli iken cesitli algilar ve yalanlarla haksiz vaziyete düstü. Hem zaten ortaya koydugum belgelere ilaveten yazilarimda onun tutarsizliklarini, celiskilerini de gözler önüne sermistim. Bütün bunlardan gercegi anlayamiyor ve göremiyorsaniz kabahat bende degil. Görenler gördü.

  2. mehmed emin Avatar

    Allah razı olsun

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.