Kur’ân Apaçık mı?

Published by

on

Kur’ân Apaçık mı?

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

kuran apacik mi, apacik kuran abdulkadir yilmaz hanifdostlar, kurandaki din sadece kuran diyenler, kuran yeter diyenler, hadis inkarcilari

***

Günümüz mealcilik furyasının önemli argümanlarından biri Kur’ân-ı Kerim’in “apaçık bir kitap” olduğu postulatıdır. Buna göre herhangi biri bir meali açıp okuyacak olsa apaçık bir metin okumuş olacağı için bir anlama problemi yaşamayacaktır.

Nitekim Kur’ân birçok ayette kendisini “apaçık bir kitap” olarak tavsif etmiştir. Kitabın kendisine dair yaptığı bu tanımdan hareketle “mademki Kur’ân apaçıktır, herhangi bir kimse eline bir meal alıp okuduğunda onu hakkıyla anlayacaktır” iddiası ise sebep-sonuç ilişkisi içerisinde kaçınılmaz ve tartışıl(a)maz bir netice gibi takdim edilmektedir. Öyle ya, Kur’ân kendisi için “apaçık” diyorken kim kalkıp da “apaçık Kur’ân’ın mealini okuyan herhangi biri onu kolaylıkla anlar” iddiasını tartışabilir!

Ancak “apaçık kitap/Kur’ân” tabirini biraz daha yakından mercek altına aldığımızda, bu terkipte söz konusu edilen açıklığın Kur’ân’ın ifadeleriyle değil, bizzat kendisiyle ilgili olduğunu görürüz.

Şimdi bunun izahına geçelim:

Kur’ân-ı Kerim’de Kitab-ı mübin/Apaçık kitap tabiri yedi yerde, Kur’ân-ı mübin/apaçık Kur’ân tabiri iki yerde geçmektedir.

Kader bilgisi olarak niteleyebileceğimiz hususların kitab-ı mübin’de olduğunu bildiren ayetlerde[1] geçen “kitap”tan kasıt, Allah’ın ilmi ya da levh-i mahfuzdur.[2] Dolayısıyla bu ayetlerin “meâl-i müşterek”leri şöyledir:

“Kaderle ilgili hususlar, mübin olan, (yani içinde kayıtlı olan hususların aynen vuku bulmaları suretiyle doğruluklarını ortaya koyan) levh-i mahfuzdadır ya da Allah’ın ilmindedir”.

Buralardaki “kitap” sözüyle Kur’ân-ı Kerim kastedilmediğinden bu ayetler ilgili iddiaya mesnet teşkil edemezler.

Maide: 15 ile Neml: 1’de geçen “Kitab-ı mübin” ve Hicr 1 ve Yasin 69’da geçen “Kur’ân-ı mübin” tabirleri ile kastedilen ise Kur’ân’dır:

“Gerçekten size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi” (Maide: 15)

“Tâ. Sîn. Bunlar Kur’ân’ın, apaçık kitab’ın ayetleridir.” (Neml: 1)

“Elif. Lâm. Râ. Bunlar kitabın, apaçık Kur’ân’ın ayetleridir.” (Hicr: 1)

“O ancak bir zikir ve apaçık Kur’ân’dır.” (Yasin: 69)

Ancak buralarda yer alan “mübin” kelimesi, Kur’ân’ın/Kitab’ın ifadelerinin apaçık olduğunu, binaenaleyh her okuyanın kolaylıkla anlayabileceği bir kitap olduğu hususunu bildirmez. Zira bu anlam Kur’ân-ı Kerim’de yer alan ve Kur’ân’ın bazı ayetlerinin muhkem, bazılarınınsa müteşabih olduğunu bildiren Âli İmran: 7 ayetiyle çelişir:

“O’nun (Kur’ân’ın) bazı ayetleri muhkem olup bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihtir.” (Âl-i İmran: 7)

Usulcülerin çoğu ayetteki “muhkem”i tek bir anlama ihtimal eden, “müteşabih”i ise birkaç anlama ihtimali olan şeklinde tarif etmişlerdir.[3] Buna göre Kur’ân-ı Kerim’de manası açık olan ayetler olduğu gibi kapalı olan ayetler de bulunmaktadır. Bu hususu bizzat Kur’ân’ın kendisi haber vermektedir.

Zaten vakıa da bu durumu destekler. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadeleri istikra edildiğinde bazı ifadelerinin kapalı olduğu ve âlimlerin kimi ihtilaflarının da bu durumdan kaynaklandığı görülecektir. Buna örnek olarak 2/Bakara: 228’de geçen “kurû” kelimesini gösterebiliriz. Nitekim bu kelime hanımların temizlik dönemi anlamına geldiği gibi hayız dönemi anlamına da gelmektedir. Bu anlamlardan birincisini tercih eden Şafii âlimlere göre boşanmış kadınların bekleyeceği iddet, üç temizlik döneminden ibarettir. İkinci anlamı tercih eden Hanefi âlimlere göre ise iddet dönemi üç hayız dönemidir. Görüldüğü gibi bu hususta meydana gelen ihtilaf, ayette geçen bir kelimenin anlamının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Ayrıca usul-i fıkıh ilminde Kur’ân ve Sünnet nasslarındaki ifadelerin, açık olmaları yönüne dikkat çeken “zahir”, “nass”, “müfesser” gibi; kapalı olmaları yönüne dikkat çeken “mücmel”, “müevvel” gibi kısımlara ayrılması da hep bu istikranın sonucudur. Nitekim Fahruddin er-Râzî “Muhkem” terimini, nass ve zahir ifadeleri kapsayan bir üst başlık, müteşabih terimini ise mücmel ve müevvel ifadeleri kapsayan bir diğer üst başlık olarak takdim etmiştir.[4]

Binaenaleyh “apaçık kitap/Kur’ân” tabirini, ifadeleri apaçık olarak görmek, hem Kur’ân’ın kendisine hem de vâkıa ters düşen bir anlayıştır.

Bütün bunların yanında mezkur anlayış, Hz. Peygamber efendimizi Kur’ân-ı hem tilavet eden hem de talim eden biri olarak tavsif eden ayetlerle[5] de çatışır.

Hz. Peygamberin (s.a.v.) Kur’ân ayetlerinin okuduktan sonra onları bir de talim etmesi, Kur’ân’ın ifadelerinin apaçık olmasına aykırı bir durum teşkil eder. Zira apaçık ifadelere sahip olan bir kitabın bir muallim tarafından talim edilip öğretilmesi fuzuli bir iştigal olur. Nasıl olsa herkes kendisine okunanı apaçık olduğu için hemen anlayıvermektedir!

Bütün bunlardan hareketle şunu söyleyebiliriz ki Kur’ân-ı Kerim’in en azından bazı ifadeleri “kesinlikle” açık değil kapalıdır.

Peki, durum böyleyse “apaçık kitap/Kur’ân” ifadesi ne anlama gelmektedir?

Müfessirler, (b,y,n) maddesinden gelen “mübin/apaçık” sözcüğünün kök fiilinin müteaddi/geçişli olabileceği gibi lazım/geçişsiz de olabileceğini belirtmişlerdir.

Buna göre kök fiil lazım kabul edildiği takdirde terkibin anlamı şöyle olmalıdır: “(Allah tarafından nazil olduğu) apaçık olan kitap/Kur’ân”

Her ne kadar kök fiilin hem müteaddi hem de lazım olmasına teorik olarak bir engel yoksa da özellikle Yasin: 69 ayetinin bağlamı, kök fiilin lazım olduğu şu manayı desteklemektedir:

“Biz ona bir şiir öğretmedik, zaten (şiir) ona yaraşmaz da! O ancak bir zikir ve (şiir vs. olmadığı; vahiy olduğu) apaçık (ortada olan) bir Kur’ân’dır.”

Bağlamı dikkate alındığında şu husus net olarak ortaya çıkar ki, ayette önce Kur’ân-ı Kerim’in şiir ve beşer mahsülü olmadığı ifade edilmiş sonra da onun semavi bir kitap olduğunun; dolayısıyla vahiy menşeli Allah kelamı olduğunun apaçık bir husus olduğu vurgulanmıştır.

Bu ayeti kerimenin bağlamı ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan anlamının Neml: 1 ve Hicr: 1 ayetlerinde geçerli olduğunu söylemek durumundayız; zira Kur’ân ayetleri birbirini tefsir eder niteliktedir. Bir ayette kapalı olan bir husus, başka bir ayet vasıtasıyla vuzuha kavuşabilir.

Bu ayetlerde geçen “mübin” kelimesini kök fiilinin müteaddi olduğunu varsaydığımızda ise bu kelimeye “apaçık” anlamı vermek mümkün olmaz. Bu durumda “mübin” kelimesi “beyan eden”, “ortaya koyan” anlamlarına gelir. Ortaya koyduğu şeyin ne olduğu hususunda çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Bunlar arasından “hidayet-dalalet”, “hak-batıl”, “helal-haram” gibi anlamlar öne çıkmaktadır.[6]

Ayrıca İmam Matüridi, kök fiili müteaddi olarak aldığı halde ortaya çıkan ihtimaller arasında şunu da zikretmiştir: Kur’ân beyan eder, ortaya koyar ki o, Allah katından inmiştir; beşer mahsülü değildir.[7] Bu durumda “mübin” kelimesini ister lazım isterse müteaddi kabul edelim ayetin anlamını belirleyen husus bağlamıdır ve bu bağlam, Kur’ân’ın beşer ürünü olmadığı vahiy kaynaklı olduğu anlamını tayin etmektedir.

Hâsılı, müfessirlerin eserlerinden istifade ile bu terkibi bağlamı içerisinde değerlendirerek anlamaya çalıştığımızda ortaya çıkan mana, mealciliğe hiç de yâr olacak bir mana değildir. Apaçık kuran/kitap sözünü “bütün ifadeleri apaçık bir kitap” şeklinde anlayıp bunun üzerine “Kur’ân-ı herkes mealden anlayabilir” neticesini bina eden malül anlayışın sahipleri, aslında Kur’ân’ın kendisine, vakıaya ve Hz. Peygamberin beyan edicilik vazifesine aykırı bir anlam ve neticeyi Kur’ân’a mâlederek kendi sırtlarına bir vebal yüklemişlerdir.[8] 

***

Abdulkadir Yılmaz’ın “Apaçık Kitap Kur’ân” adlı makalesi:

http://darulhikme.org.tr/darulhikme/tr/2009/12/21/apacik-kitap-kuran/

 

********** 

 

KAYNAKLAR:

[1] el-Enam: 59, Yunus: 61, Hud: 6, en-Neml: 75, es-Sebe: 3.

[2] Bkz.

el-Enam: 59: Taberi, IX, 283; Tefsîr-i Beydâvî, II, 165; Tefsîr-i Celâleyn, 134; el-Keşşâf, II, 355; Tefsir-i Kebîr, XIII, 12 (er-Razi “Allah’ın ilmi” vechini tercih etmiştir) Âlûsî, VII, 172; Hak Dini Kur’ân Dili, III, 472; Kurtubî, VII, 5; Mâverdî, II, 122; Nesefî, II, 24.

Yunus, 61: Âlûsî, XI, 146; Taberî, XII, 208; Te’vîlât-ı Mâtürîdî, VI, 59 (İmam Matüridi buradaki kitabın levh-i mahfuz olduğu görüşünü aktardıktan sonra gökten indirilen kitaplar olması ihtimalini de zikretmiştir. Ancak ayetin öncesi bu ihtimali uzaklaştırmaktadır.) Tefsîr-i Celâleyn, 176; Tefsîr-i Beydâvî, III, 118; Kurtubî, VIII, 357; Nesefî, II, 242; Tefsir-i Kebîr, XVII, 100.

Hud: 6: Taberî, XII, 328; Kurtubî, IX, 8; Tefsîr-i Beydâvî, III, 128; Nesefî, II, 259; Tefsir-i Kebîr, XVII, 149; Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 555; Tefsîr-i Celâleyn, 291; Âlûsî, XII, 3

en-Neml: 75: Taberî, XVIII, 116; el-Keşşâf, III, 369; en-Nesefî, III, 321; Tefsîr-i Beydâvî, IV, 167; Kurtubî, XIII, 231; Mâverdî, IV, 226; Tefsir-i Kebîr, XXIV, 184; Tefsîr-i Celâleyn, 79; Âlûsî, XX, 17.

es-Sebe: 3: Tefsîr-i Celâleyn, 113; en-Nesefî, III, 462; Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 362; Âlûsî, XXII, 106; Tefsîr-i Beydâvî, IV, 241; Kurtubî, XIV, 261.

[3] ez-Zerkeşî, el-Bahru’l-Muhît: I, 364.

[4] el-Mahsul, I, 231.

[5] Bakara: 129, Âli İmran: 164, Cuma: 2.

[6] Bkz. Tefsir-i Taberî, II, 6; Tevilat-ı Matüridi, VI, 419. Tefsîr-i Mâverdî, III, 147.

[7] Bkz. Tevilat: VIII, 536.

[8] Zikrettiğimiz ayetlere çeşitli tefsirlerden alternatif anlamların bulunması vardığımız sonucu değiştirmeyecektir. Zira biz, belirttiğimiz hususlardan hareketle tefsirlerde zikredilen bir mananın daha fazla öne çıktığını ve bu mananın tercihe daha layık olduğunu düşünüyoruz. Ortaya konulması muhtemel alternatif anlamlar, “Kur’ân’ın ifadesi apaçık olan ve kolaylıkla herkesin anlayabileceği bir kitap” olduğu neticesini doğurmadıkça, yazımızda öne çıkardığımız anlamla bir çelişki arz etme durumunun söz konusu olmayacağını belirtmeliyiz.

 

**********

 

Kadir Çandarlıoğlu

 

**********

 

“Belgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz:

http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez

*

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

13 responses to “Kur’ân Apaçık mı?”

  1. oztürk mustafa Avatar
    oztürk mustafa

    Rahman ve Rahim Olan ALLAH’ın Adıyla yazılarınızı, belgelerinizi ilgiyle takıp etmekteyim. güzel bir çalışma yapıyorsunuz. ALLAH c.c. kolaylıklar versin inşallah. Sizden istirhamım üzerinde müsbet menfi çok konuşulan Seyyit kutub’un tefsiridir. bu tefsire nasıl yaklaşıyorsunuz. Elmalı tefsiriyle mukayese edilebilirmi… acizane ben sanki elmalı tefsiri mana yönü istikametine ağırlık verirken, Kur’anın gölgesinde (Fizilal-il Kur’an) tefsiri madde yönüne ağırlık veriyor gördüm. Fakat üzerinde çok müsbet menfi ve ağır tartışmalar olduğunda insan tedirgin oluyor. Selam ve dualarımla Mustafa Öztürk İsviçre…

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Aleykum Selam, Seyyit Kutub bir Islam alimi degildir. Bir düsünür, edebiyatci veya sosyolog da diyebiliriz. Bu yüzden tefsirini tavsiye etmiyoruz. Ancak kendisinin taguta karsi dik durusunu takdir ediyoruz. Elmalili Hamdi’nin Tefsirini, Imam Kurtubi’nin veya Fahreddin Razi’nin tefsirlerini de tavsiye ederiz.

      Vesselam.

  2. Yavuz Avatar
    Yavuz

    Buradan aldığım bilgileri tebliğ ediyorum. Teşekkürler.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Buradan aldigin bilgilerle teblig yapma, insanlari bu sayfaya yönlendirdigin zaman zaten teblig yapmis oluyorsun. Buraya yönlendir.

  3. Eray Avatar
    Eray

    Selamün aleyküm hocam peki Hacc 16 için de aynı durum geçerli mi?

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Eray Solmaz, bu ayetteki beyyinat’in söz konusu iddiayla hicbir alakasi yok. Ayette cok farkli bir sey anlatilmak isteniyor. Buradaki beyyinat: “delil” olarak anlasilmalidir. Bu durumda ayet mealen söyle olur: “Böylece biz Kur’an’i apacik delillerle indirdik.” Yani Kur’an’in Allah katindan indigi hicbir süpheye yer vermeyecek aciklikta delillerle sabittir. Bu mevzularla alakali diger sitemizi ziyaret edebilirsin: http://www.belgelerlegercektarih.net

      1. Eray Solmaz Avatar
        Eray Solmaz

        Allah razı olsun hocam

  4. Eray Solmaz Avatar
    Eray Solmaz

    Admin lütfen cevap ver.Burada dediğin durum mübin kelimesi için fakat Hacc 16’da:
    Ve kezâlike enzelnâhu âyâtin beyyinâtin ve ennallâhe yehdî men yurîd(yurîdu).
    “: Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz Allah, dilediğini doğru yola iletir.”
    Apaçı kelimesi beyyinat sözcuğuyle ifade edilmiş.Burada da dediğin kural geçerli olur mu? Lütfen cevap ver.Kafam allak bullak oldu.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Eray Solmaz, bu ayetteki beyyinat’in söz konusu iddiayla hicbir alakasi yok. Ayette cok farkli bir sey anlatilmak isteniyor. Buradaki beyyinat: “delil” olarak anlasilmalidir. Bu durumda ayet mealen söyle olur: “Böylece biz Kur’an’i apacik delillerle indirdik.” Yani Kur’an’in Allah katindan indigi hicbir süpheye yer vermeyecek aciklikta delillerle sabittir. Bu mevzularla alakali diger sitemizi ziyaret edebilirsin: http://www.belgelerlegercektarih.net

  5. Eray Solmaz Avatar
    Eray Solmaz

    Çok teşekkürler hocam

  6. batu Avatar
    batu

    Zuhruf44-Tek Sorumlu Olduğumuz Kitap Hicr9-Korunmuş Kamer17-Kolaylaştırılmış En Am114-Ayrıntılı Nahl89-Her Şeyi Açıklayıcı İsra89-En Doğru Yola İletici Fussilet44-Rehber ve Şifa En am38-115 Eksiksiz Hadis İnkarcıları bu ayetleride kullanıyor. Allah Rızası için Bunlarıda açıklayın kafak allak bullak oldu

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      batu isimli yorumcuya:

      Zuhruf 44. Kur’an’dan sorumlu tutulmak, Kur’an’in Hz. Peygamber sallallahu aleyi vesellem Efendimize yönlendirmesini de kapsar. Nitekim Nahl 65’de şöyle buyurulur: “Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.”

      Peygamberin verdigi hükümden bahsediyor? Nerede bu hükümler? Kur’an’da yok. Hadislerde. Peygamberin Kur’an disinda olan bu hükmüne teslim olmamak ayete göre imansizliktir. Kur’an disinda olan bu hüküm de, iste Zuhruf 44’ün kapsamindadir.

      Hicr 9’da Kur’an korunmus diye bir ifade yok. “Zikr” korunmus diye gecer orada: “inna nahnu nezzelna ezzikra.”

      Bu zikre vahyin tamami dahildir. Kur’an disi vahiy de vardir. Cevabin sonunda bunun delillerine dair bir yazinin linkini ekleyecegim.

      En’am 114: Bu ayet Kur’an’i reddeden müsriklerle alakali. Zira ayette “O’ndan baska hakem mi arayayim?” buyuruluyor. Fakat yukarida verdigm Nahl suresinin ayetinde de Allah Teala’nin Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi hakem tayin ettigi görülmektedir. Islam dairesinde olmayanlar icin, Hak ve batili ilmi, felsefi, mantiki hicbir süpheye yer birakmayacak sekilde acikladi. Neden? Islam dairesine girsinler diye. Islam dairesine girince Islam’in emir ve nehiylerini aciklama, ögretme ve tatbik etme yetkisini Peygamberine vermistir. Bununla ilgili delilleri ihtiva eden ayetlerin linkini de asagida verecegim.

      Kamer 17: Ögüt almak icin kolaylastirildi fakat bu bütün meseleleri anlayacagimiz manasina gelmez.

      Nahl 89: Her seyi aciklayan derken, her meselenin teferruatini veren demiyor. “Her sey”den kasit, her mesele hakkinda tafsilatina girmeden bir aciklamadir. Eger her seyi en ince teferruatina kadar aciklamis olsaydi, Lokman Suresinin 27’nci ayetini nereye koyacagiz? : “Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep olsa, yine de Allah’ın kelimeleri yazmakla tükenmez.”

      Allah Teala her mesele hakkinda bir aciklama yapmistir fakat teferruat ve tatbikati Resulüne birakmistir. Mesela Allah Teala zekat hakkinda bir aciklama yapmis fakat ne kadar verilecegini, miktarini belirtmemis. Bunu Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz tespit etmistir. Mesela Namaz kilin demis fakat iki kez secde edilecegini belirtmemistir, bunu yine Peygamberden ögreniyoruz.

      Fussilet 44, Isra 89: Tabii ki en dogru yola ileticidir, sifadir, rehberdir. Ancak bunun kapsamina “Peygamber” de dahildir.

      En’am 38’de Kur’an’i Kerim’den degil, Levh-i Mahfuz’dan bahsedilir. Ayetin önü ve arkasi da buna uygun sekilde ifade edilmistir zaten.

      http://belgelerlegercektarih.net/hz-peygamber-s-a-ve-kurandan-baska-vahiy-geldi-mi/

      http://belgelerlegercektarih.net/hz-peygamberin-s-a-v-vazifeleri-2/

      http://belgelerlegercektarih.net/kuran-mubin-mi-kuran-acik-mi-mubin-ne-demek/

      http://belgelerlegercektarih.net/sadece-kuran-diyenler-gercekte-kurana-mi-cagiriyor/

      http://belgelerlegercektarih.net/hadisler-olmadan-hacc-yapilabilir-mi/

      Sadece Kur’ân ile Amel Edilemez

  7. Batu Avatar
    Batu

    Allah Razı Olsun

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.