Düşmanın imha metodu!

Published by

on

Düşmanın imha metodu!

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

sahte hocalar, sapik hocalar, abdülaziz bayindir reddiye, mustafa islamoglu reddiye, ehli sünnet müdafaasi,***

Osmanlı’yı Ingilizler yıksaydı ne olurdu?

– Milletimiz en kısa zamanda Osmanlı’yı tekrar getirmek-kurmak için elinden gelen her şeyi yapardı.

Hilafeti Ingilizler kaldırsaydı ne olurdu?

– Milletimiz bu kararı kabul etmez, Halifesini seçer ve biat ederdi.

Ancak -Ingiliz desteğiyle- Osmanlı’yı yıkan ve Hilafeti (biraz da süslü gerekçeler gösterip) kaldıran; “bizden sanılan” M. Kemal olunca, “ATA’mızın bir bildiği vardır”, “bizi o kurtardı”, “düşmanla mücadele etti” denilerek kolayca kabullenildi. Hatta bazıları hızını alamayıp Osmanlı’ya da Hilafete de sövüyor.

Peki ingilizler Şeriat’ı kaldırsaydı Milletimiz ne yapardı?

– “Bu bizim yüce dinimiz, nereye kaldırıyorsunuz” diyerek savaşmaz mıydı? Nitekim savaşmıştır da.

Ancak “bizden sanılan” biri bunu kaldırdı ve ne yazık ki şu anda “Şeriatçı değilim ama Müslümanım” diyen cahiller türedi.

O halde düşmanımızın metodu açık; bizi bizden sanılanlarla vuruyor.

Şimdi günümüz meselelerine bu açıdan bakalım:

Muhafazakar kesimden olmayan Ertuğrul Özkök: “Allah benim kiminle evleneceğimi nereden bilecek” deseydi, Milletimiz bunun sözünü reddedip kendisini de tevbeye davet etmez miydi?

Aynen yapardı…

Ancak bunu söyleyen (M. Kemal gibi biraz da süslü gerekçeler, hatta bağlamından koparılmış ayetler gösterip) muhafazakar kesimden sakallı bir -sapık- hoca olunca, onu seven ve peşinden gidenler buna itiraz etmez oldular. Hatta aralarından -haşa- Allah’ın herşeyi bilemeyeceğini ispatlamaya çalışanlar bile çıktı.

Mesela Uğur Dündar çıkıp, “Teravih namazı yoktur” deseydi, Milletimiz onu yuhalayıp Teravih namazını kılmak için Camiye koşmaz mıydı?

Hiç şüpheniz olmasın…

Ancak bunu muhafazakar kesimden sakallı bir hoca söyleyince onun sohbetlerini dinleyen ve kitaplarını okuyanlar, “bu hoca ateistlerle mücadele ediyor”, “birçok insanın Müslüman olmasına vesile oldu”, “hergün Kur’an okuyup Namaz kılıyor, neden yalan söylesin” diyerek savundular ve Teravih namazına gitmemeye başladılar. Hatta Teravih namazı diye bir namazın olmadığını ispatlamaya çalışanlar oldu.

Hrıstiyan bir papaz, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem efendimizin sünnetini ve hadislerini reddetseydi, Milletimiz ayağa kalkıp protesto mitingleri yapmaz mıydı? Her yere hadisler yazıp, sünnete daha sıkı sarılmaz mıydı?

Elbette yapardı.

Ancak bu herzeyi “bizden sanılan” sözümona hoca kılıklı herifler yiyince, maalesef mebzul miktarda müşteri bulabiliyorlar.

Nasıl ki Osmanlı’nın yıkılması, Hilafet’in ve Şeriat’ın kaldırılması bir ingiliz oyunu idiyse, Ehl-i Sünnet’e muhalif görüşlerin “bizden sanılan” sakallılar tarafından dile getirilmesi de bir ingiliz oyunudur.

Tıpkı vehhabiliğin, ingiliz “Hempher”in telkiniyle sakallı bir Arap tarafından Araplara kabul ettirilmesinin bir ingiliz oyunu olduğu gibi.

Uyanık olalım…
.

Zaten Ehl-i Sünnet anlayışına muhalif olan günümüzün Televole hocaları, laik düzenin ilahiyat fakültelerinden mezundurlar. (Ehl-i Sünnet hocaları tenzih ederiz.)

Bunlar, televizyonlarda “gerçek dini” anlattıklarını iddia edip Ehl-i Sünnet’i tenkid ederken, kitaplarında -üstelik Ismet Inönü’nün ağızıyla- laikliği savunuyorlar.

Bazılarının sakallı olup şapka takmadıklarına bakmayın; kafalarının içi şapkalıdır. Şapkanın gölgesinden ötürü de Hakikat Nur’unu göremiyorlar.

 

**********

 

Kadir Çandarlıoğlu

 

**********

 

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

www.belgelerlegercektarih.com

*

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.