Telekulakçı FETÖ’nün ilham kaynağı M. Kemal Atatürk mü?
*
[2] no’lu dipnot ile alakalı… Istanbul Milletvekili Ismail Canbulat’ın dönemin Içişleri Bakanı hakkında verdiği istihzah takriri… (Meclis tutanağı)
***
15 Temmuz’da tıpkı M. Kemal’in geçmişte defalarca yaptığı gibi darbe teşebbüsünde bulunan[1] FETÖ’nün, insanları fişleme, gizlice takip etme ve telefonlarını dinlemede de M. Kemal’den ilham aldığına dair elimizde ciddi deliller var.
Bilindiği gibi o yıllarda henüz telefon kullanımı pek yaygınlaşmadığı için insanlar mektuplar vasıtasıyla haberleşiyordu. Dolayısıyla bugün telefonların gizlice dinlenmesi yani Telekulak ne ise, o yıllarda mektupların gizlice açılıp okunması da odur. O halde, gizlice telefonları dinlediği gerekçesiyle FETÖ’yü tenkid eden kemalistler, 1920’lerde milletvekillerinin mektuplarını gizlice açtırıp okutturan M. Kemal ve avenesini de tenkid edebilecekler mi? Kemalistlerden bunu talep edebilmemiz için evvela delillerimizi zikretmemiz gerekir ve öyle de yapacağız.
Ilk delilimiz Istanbul milletvekili Ismail Canbulat’ın 12 Şubat 1924 tarihinde dönemin Içişleri Bakanı hakkında verdiği istihzah takriri yani gensoru önergesidir. Takririn metni şu şekildedir:
“Bir müddetten beri bâzı rüfeka mektuplarının açılmakta olduğundan şüphe etmekte idiler. Hattâ dün açıldığı pek belli birkaç zarfı da bir refikimiz bana göstermiştir. Bunun tevlidettiği şüphe üzerine bugün kilitli olan çekmecemden aldığım (bir mektubun açıldıktan sonra acemice kapaltılmış olduğunu fark ettim ve o dakikada salonda bulunan rüfekaya ibraz ettim. Görenler kanaatimi teyidettiler. Mektupların mahremiyet; ve masuniyetine riayet etmek, hürriyetin eskimiş en tabiî ve basit kavaidi salbitesindendir. Keyfiyetin hemen Dahiliye Vekilinden istizahını ve Meclisi Âlice inltihap buyurulacak bir heyet marifetiyle Ankara, Istanbul postanelerinde tetkikatı muktaziyenin icrasiyle mesullerinin zahire ihracı hususunun tahtı karara alınmasını teklif ve rica ederim.”[2]
Her ne kadar Içişleri Bakanı Ferit Bey bu iddiayı reddetse de, birçok milletvekili Ismail Canbulat’a hak veriyordu.
Nitekim bir diğer Istanbul milletvekili Rauf Bey de kendisine gelen bir mektubun açılıp okunduğundan şüphelendiğini, bunun üzerine zarfı Posta ve Telgraf Müdürü Umumisi Fahri Beye gösterdiğini ve O’nun da “dikkat çekici” bulduğunu anlatmış ve Ismail Beyin verdiği takriri desteklemişti.[3]
Karesi (Balıkesir) mebusu Ahmed Süreyya Bey de mektupların açıldığından şüphelendiğini söylüyor ve 5-6 aydan beri bazı mektupların kendisine gelmediğini ve gönderdiği mektupların da sahiplerine ulaşmadığını ekliyor.[4]
Tokat mebusu Mustafa Bey ise “takip edildiklerinden” şüphelendiğini söylüyor.[5]
Mebusların şüpheleri yersiz değil, zira meşhur kemalist yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu mektuplarının açıldığını, hatta sivil polis tarafından takip edildiklerini söyleyenlerin sayısının bir hayli kabarık olduğunu hatıralarında şu sözlerle ifade ediyor:
“Muhabere (haberleşme) hürriyetinin ihlal edildiği, kapılar arkasından konuşmaların dinlendiği ve bazı milletvekilleri ardından “hafiyye”ler dolaştırıldığı iddia edildi. Rauf Bey, ikide bir kürsüye çıkıp elinde birtakım örselenmiş zarflar göstererek kendisine gelen mektupların açılmış olduğunu söylüyordu. Onun arkasından, başka bir milletvekili, bilmem hangi arkadaşının evinde yaptığı hususi konuşmanın A’dan Z’ye kadar zaptı tutularak Dahiliye Vekilliğine jurnal edilmesinden sızlanıp yakınıyordu. Sivil polisler tarafından takip edildiklerini söyleyenlerin sayısı ise hayli kabarıktı.”[6]
Sivil polislerce takip edilenlerden biri de Gümüşhane mebusu Kadirbeyoğlu Zeki Bey idi. Zeki Bey, peşine takılan sivil memurların gidip geldiği, oturduğu ve konuştuğu kişileri günü gününe, hatta saati saatine tesbit ettiklerini belirttikten sonra şöyle yazıyor:
“Sokak kapısının tam karşısındaki hanın kapısi içinde daima iki sivil memur kapımızı kontrol altında bulundurmakta, ben sokağa çıktığım vakit, biri beni takip eder. Diğeri haneye girip çıkanları nezaret ederdi.”[7]
*
[7] no’lu dipnot ile alakalı… Kadirbeyoğlu Zeki Bey, kendisini takip eden sivil polislerle yaşadığı maceraları hatıralarında uzun uzadıya anlatır… Hakikaten okunmaya değer…
***
M. Kemal, Milli Mücadele’nin meşhur paşalarını da rahat bırakmamış. Hakikaten Kazım Karabekir ve Ali Fuat paşalar mektuplarının açıldığını, bazılarının çalındığını ve üstelik sivil polisler tarafından izlendiklerini söylemektedirler.[8]
Dürüstlüğü ve mertliğiyle temayüz etmiş olan Şark Fâtihi Kazım Karabekir Paşa’nın 22 Eylül 1924 tarihinde günlüğüne yazdığı şu cümleyi, “Atatürk hürriyet getirdi” diyenlerin suratına çarpıyorum:
“Izmir’den mektuplarımın çalındığını Milli Müdafaa Vekaleti’ne şikayet ettim.”[9]
M. Kemal güya “demokrasi” ve “hürriyet” getirdi değil mi? Milletvekillerinin dahi hürriyeti yoktu ki milletin olsun…
Şimdi kemalistlere can alıcı suali sormanın zamanı geldi: Gizlice telefonları dinlediği gerekçesiyle FETÖ’yü tenkid ettiğiniz gibi, 1920’lerde milletvekillerinin, hatta Milli Mücadele’nin meşhur paşalarının mektuplarını gizlice açtırıp okutturan-çaldıran ve peşlerine sivil polis takan M. Kemal ve avenesini de tenkid edebilecek misiniz?
Hiç zannetmiyorum…
Gördüğünüz gibi bu yazıyla, FETÖ’nün dini cemaatlerle bir alakası olmadığı, aksine, dini yasaklayan ve milletvekillerini ispiyonlayan-fişleyen “baskıcı” kemalistlerden ilham aldığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
.
**********
.
KAYNAKLAR:
.
[1] FETÖ ve M. Kemal benzerlikleri için bakınız;
https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2016/09/06/darbeci-m-kemal-ataturkun-darbe-tesebbusleri/
[2] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, Cild 5, Içtima 100, 12 Şubat 1924, sayfa 734.
[3] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, Cild 5, Içtima 100, 12 Şubat 1924, sayfa 739, 740.
[4] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, Cild 5, Içtima 100, 12 Şubat 1924, sayfa 744.
[5] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, Cild 5, Içtima 100, 12 Şubat 1924, sayfa 744.
[6] Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Politika’da 45 Yıl, 2. Baskı, Iletişim Yayınları, Istanbul 1984, sayfa 60, 61.
[7] Kadirbeyoğlu Zeki Bey’in Hatıraları, (Hazırlayan: Ömer Faruk Lermioğlu), Sebil Yayınevi, Istanbul 2007, sayfa 263 ve devamı.
[8] Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası, Emre Yayınları, Istanbul 1991, sayfa 302 ve devamı.
Ayrıca bakınız; Ali Fuat Cebesoy, Siyasi Hatıralar, cild 2, Vatan Matbaası, Istanbul 1960, sayfa 95-100.
[9] Kazım Karabekir, Günlükler (1906-1948), 1.-2. cild, (Hazırlayan: Yücel Demirel), Yapı Kredi Yayınları, Istanbul 2009.
.
**********
.
Kadir Çandarlıoğlu
.
**********
.
Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:
*
Bir Cevap Yazın