M.Kemal Atatürk bir Azerbaycan Türkü’ne hakaret etti mi?

Published by

on

M.Kemal Atatürk bir Azerbaycan Türkü’ne hakaret etti mi?

1869’da Azerbaycan’ın Karabağ bölgesindeki Şuşa kentinde dünyaya gelen, Azerbaycan Türkleri arasında Türkçülük bilincinin gelişmesi için çalışan, 1905’te patlak veren Türk – Ermeni çatışması üzerine “Fedai” adlı bir gizli teşkilat kurup Ermeni ve Ruslara karşı silahlı gruplar teşkil eden, ancak yoğun baskılar sebebiyle Istanbul’a gelmek mecburiyetinde kalan ve fakat burada da Türk Yurdu ve Türk Ocağı cemiyetlerinin kurucuları arasında yer alıp Türkçü faaliyetlerine devam eden, Milli Mücadele döneminde ise Matbuat Genel Müdürlüğü yapan meşhur Türkçü yazar ve siyasetçi Ahmet Ağaoğlu’nun oğlu tarafından kaleme alınmış olan “Babamın Arkadaşları” isimli hatıratta, M. Kemal’in, Türkiye’ye göç ettiği için Ahmet Ağaoğlu’na karşı “sığıntı” tabirini kullandığı yazmaktadır.

Gelin bu acı hadiseyi Samet Ağaoğlu’nun kitabından okuyalım:

“Bir gece o sırada Istanbul’da bulunan Atatürk babamı Dolmabahçe’ye sofrasına davet etti. Uzun zamandan beri karşılaşmamışlardı. Serbest Fırka macerasından sonra bu Fırkanın başında olanlardan tekrar Halk Partisi’ne, veya devlet hizmetine dönmiyen hemen hemen yalnız babam kalmıştı. Akın gazetesi iktidar çevresinin bir kısmı için muhalefetin sesi addediliyordu. Bu sebeple babam Atatürk’le tekrar karşılaşmasının nasıl bir hava içinde olacağını endişe ile düşünüyordu. Gece yarısından biraz sonra eve döndüğü zaman doğru haftalardan beri yatakta olan annemin yanına gitti. Annem evlendikleri günden beri kocasının yüzünü bu akşamki kadar me’yus ve ıztıraplı pek az görmüştü. Daha babam başlamadan ‘iyi geçmedi değil mi?’ diye sordu. Babam, ‘evet,’ dedi, ‘iyi olmadı. Paşa önce çok iltifat etti, yanına oturttu, sofrada …..beylerle …..hanımlar vardı. Bir aralık Akın gazetelerini çıkarın diye emir verdi. Gelen gazetelerden makalelerimi birer birer okuttu, her makalede ne demek istediğimi sordu. Bütün bu yazıların içtimai tenkitler olduğunu, cemiyetimizin kusurlarını ve iyi taraflarını göstermekten ibaret bulunduğunu anlattım. O zaman Atatürk, ……na işaret ederek, ‘Beyefendi, bir zat hem Darülfünun’da (Üniversite’de) hocalık eder, hem de iktidarı tenkit ederse bunun neticeleri iyi olur mu?’ diye sordu. Muhatabı ‘elbette doğru değil’ cevabını verdi. Bu suali diğer bazılarına da tekrar etti. Hemen hepsi aynı sözleri söylediler. Yalnız ……Bey, ‘şayet rejim ve iktidar kuvvetli ise bir kimsenin hem Darülfünun’da hocalık etmesi, hem de muhalif olması hiçbir zarar doğurmaz. Şayet rejim ve iktidar zaif ise bunun tehlikeleri vardır’ dedi. Atatürk bana dönerek sordu: ‘Bak ne diyorlar?’ ‘Paşam, herkes başka türlü düşünebilir. Ben ne yapayım?’ cevabını verdim.

*

***

Atatürk birden bire, ‘anlaşılıyor,’ diye bağırdı, ‘onlara cevap vermeğe tenezzül etmiyorsun, pekiyi, işte ben söylüyorum, hem Darülfünun’da hocalık, hem muhaliflik olmaz.’ Sonra ilave etti: ‘Söyle bakalım, sen bu gazeteyi çıkartmak için parayı nereden buldun?’

O zaman ne kadar korkunç bir entrikanın döndüğünü anladım. ‘Paşam,’ dedim, Akın nüshaları meydana çıkarak makalelerim okunmağa başladığı zaman gazeteyi kapatmağa karar vermiştim. ‘Fakat madem ki böyle bir şüphe var, müfettişlerinizi göndererek parayı nereden nasıl bulduğumu tahkikle ilan etmedikçe gazeteyi kapamıyacağım.’ Bunun üzerine Gazi, ‘Demek kafa tutuyorsun’ diye bağırdı. ‘Hem sen unutuyorsun ki bir sığıntısın!’

Annem, babamın elini yakaladı, ‘Atatürk bunu sana söyledi mi?’

*

***

‘Evet Sitare, söyledi ve bir anda hayatımın en derin kederi içimi doldurdu. ‘Paşam’ dedim, ‘on sekiz yaşımdan beri Türk Milleti’nin hizmetindeyim. Bana bu hizmet yolunda birçok defalar, birçok adamlar bu sözü söylediler. Hepsine güldüm. Amma şimdi sizin ağzınızdan aynı şeyi işitmek beni ruhumun en derin noktasına kadar sarstı. Çünkü ötekiler küçük adamlardı. Siz ise bu memleketi kurtarmış insansınız. Bir yandan bütün dünyanın Türk ırkından, Türk Milleti’nden geldiği tezini ortaya atıyorsunuz, diğer taraftan hududumuzdan iki saat ötedeki halis Türk ve yazık ki esir bir yurttan Türk’ün hürriyetini muhafaza etmeğe muvaffak olmuş kısmına gelen, yine halis bir Türk’e sığıntı diyebiliyorsunuz. Bu ne korkunç tezattır ve niçin Allah bana sizi böyle bir tezat uçurumu içinde göstermek felaketini nasip etti.’ Bu sözleri söyler söylemez ayağa kalktım. Tam bu sırada beklemediğim bir şey oldu. Atatürk de ayağa kalkarak boynuma sarıldı, ‘Sen beni yanlış anladın, öyle demek istemedim’ diyerek yüzümü gözümü öpmeğe başladı. Fakat orada duracak halde değildim. Hiçbir şey söylemeden çıkıp geldim.’ (…)

Birkaç hafta sonra Akın gazetesi kapandı. Bir müddet daha geçince Darülfünun reformu sırasında babamın kürsüsünü de elinden aldılar. (Üniversiteden kovdular)”[1]

*

***

Gördüğünüz gibi bazıları tarafından yanlış olarak Türkçü olduğu iddia edilen M. Kemal, kendisinden takriben 10 yaş büyük olan bir Azerbaycan Türkü’ne, üstelik bir Üniversite hocasına karşı bu çirkin kelimeyi kullanabilmiştir. Sanki kendisi Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş gibi… Umarım bu ibretlik hadise, “Atatürk olmasaydı konuşamazdınız, yazamazdınız” vs. tarzında beylik laflarla ahkam kesen kemalistlere, o devirde gazetecilere ve Üniversite hocalarına reva görülen muamele hakkında bir fikir verir…

Ayrıca daha evvel yine bu sitede, M. Kemal’in insanları nasıl azarladığına, terslediğine, arkasından konuşup alay ve hakaret ettiğine dair kemalist kaynakları referans gösterdiğimız bir makale paylaşmıştık.[2]

.

**********

.

KAYNAKLAR:

.

[1] Samet Ağaoğlu, Babamın Arkadaşları, Iletişim Yayınları, Istanbul 1998, sayfa 236-238.

[2] Söz konusu makale için tıklayınız;

https://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2018/11/12/ahmet-hakana-cevap-10-sen-daha-saygisizlik-ve-seviyesizlik-gormemissin/

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

.

Paylaşım Şartı:

Paylaşmak istediğiniz bir yazı, görsel vs. varsa, alakalı yazıya gidin ve yukarıdaki adres çubuğunda görülen linki kopyalayıp paylaşmak istediğiniz yere yapıştırın. Yani YALNIZCA LİNK PAYLAŞIMINA MÜSAADE EDİYORUZ. Ayrıca yazının sonunda “facebook” veya “twitter”ın sosyal medya paylaşım butonları var. O butonlara tıklayarak da paylaşılabilir. Başka türlüsüne hiçbir surette rızamız yoktur.

*

2 responses to “M.Kemal Atatürk bir Azerbaycan Türkü’ne hakaret etti mi?”

  1. hüseyin Avatar
    hüseyin

    İLGİNÇ

  2. Nureddin Avatar

    Kemalistlerin ezici çokluğu vatan haini sahtekardır. Kemalistlere m. Kamalin gerçek yüzünü gösterdiğimde ağıza alınmayacak küfürler ettiğini vatan haini kafir olduklarını itiraf ettiklerine hayret ile şahit oldum resmi tarihin masallarına onlar da inanmıyor.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.