Belgelerle Gerçek Tarih sitesine atılan iftiralara cevap – 1

Published by

on

Belgelerle Gerçek Tarih sitesine atılan iftiralara cevap – 1

*

Bugün Twitter hesabıma gelen bir özel mesajdan, daha evvel paylaştığım; “M. Kemal Atatürk Sabetayist miydi?” başlıklı yazıma[1] cevap verildiğini öğrendim. Mevzu M. Kemal’in Kudüs Kamenitz Oteli’nde bir yahudi ile görüşmesiyle alakalıdır.

Ciddi bir cevap olduğuna ve dolayısıyla da bu mevzuda yeni araştırmalar yapma hevesimi tahrik edeceğine öyle sevindim ki anlatamam. Fakat bir de ne göreyim… Tam bir cehalet mahsulü olduğunu anlamakta gecikmeyip derin bir hayal kırıklığına uğradım.

Cevap verdiğini zanneden cahil arkadaş, kaynak olarak kullandığım ve New York’da yayınlanan “Forward” gazetesinin; “When Kemal Ataturk Recited Shema Yisrael” başlıklı yazısını kabul etmiyor. Iyi, etmesin. Fakat daha da garibi, Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü Uluğ Iğdemir’in “Türk Tarih Kurumu Yayınları” arasında çıkan “Atatürk’ün Yaşamı” adlı kitabını da, “çelişkili” olduğu gerekçesiyle reddediyor. Halbuki kendilerine ait ve bol bol kullandıkları bir kaynaktır… Neymiş efendim, kitapta çelişkiler varmış ve tarihler yanlışmış… Kemalistlerin hangi kitabında çelişki ve yanlışlar yok ki… M. Kemal’in “Nutuk” adlı kitabı bile düzinecilerce hata ihtiva etmektedir. Mesela, M. Kemal’e göre Istanbul’daki Osmanlı Meclis-i Mebusanı 19 Ocak 1920‘de açılmıştır. Halbuki Meclis’in açılışı 12 Ocak 1920‘de gerçekleşmiştir.[2] Ne yani, verdiği tarih hatalı diye Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın açılmadığını mı iddia edeceğiz?

Bu cahil arkadaş son olarak şu suali soruyor; “M. Kemal’in ya da yakın arkadaşlarının hatıralarında bu görüşmeye dair neden bir bilgiye rastlamıyoruz?”

Okumazsan rastlayamazsın tabii… Sanki olsa kabul edecekti. Ancak biz yine de bilgilendirmekten kaçınmayalım. Milli Mücadele döneminin başından beri M. Kemal’in yanında olan ve Soyadı kanunu çıktığında “Yiğit” soyadını bizzat ondan alan Ibrahim Süreyya Bey ile ilgili bir kitapta bu mevzudan bahsedilir. M. Kemal ile 1909’da tanışan ve o sırada “Yenice” (Vardar Yenice’si/Bulgaristan) kaymakamı olan Ibrahim Süreyya Yiğit’in oğlu tarafından kaleme alınan kitapta, tanışma hikayesi şöyle anlatılır:

“Bak Ibrahim Süreyya Bey… Ben Erkanı Harbiye’den 1905’te mezun olduktan sonra, kurmay yüzbaşı olarak Şam’daki Beşinci Ordu’nun Süvari Birliği’ne tayin edildim. Suriye’den Filistin’e gidiş-gelişlerim oldu. Kudüs’te bir Yahudi eğitimci ile tanıştım, adı Eliezer Ben Yehuda idi. Ibranice lisanını ve yazısını ihya etmeye adamıştı kendini. Hem tarih hem de lisan üzerine ihtisas yapmış bir adamdı bu Yehuda. Onunla konuşurken gördüm ki, kutu sisteminde bir yazı olan Ibrani harflerini yaymak istiyor… Kendisine, ‘Unutulmuş ve yaygın olmayan bir yazı sistemini tarihin derinliklerinden bugüne çıkartmaya niçin uğraşıyorsunuz?’ diye sordum ve, ‘Latin harflerine geçin, daha çok ülke ve milletler tarafından anlaşılır olursunuz, ’ dedim. Adam bana, ‘Siz niye kargacık burgacık Arap harflerini terk etmiyorsunuz?’ deyiverdi, bu suale cevap veremedim…”[3]

Ayrıca yine aynı kitaba göre, M. Kemal harf inkılabını hayata geçirdiği günlerde bu yahudinin oğlunu Türkiye’ye davet etmiştir.[4]

*

[3] no’lu dipnotta bahsi geçen kitabın ilgili sayfaları…

***

[4] no’lu dipnotta bahsi geçen kitabın ilgili sayfası…

***

Gördüğünüz gibi, M. Kemal Kudüs’te bir yahudi ile görüştüğünü en yakın dostlarından birine anlatmış… Tarihi mühim değil… Bu hususta karışıklıklar olabilir, fakat görüşmenin gerçekleştiği sabittir. Peki beni “yalancılık” ile itham eden bu cahil arkadaş şimdi özür dileyecek mi? Bekleyip göreceğiz. Hatalarım yok mudur? Elbette olabilir… Bunlara dikkat çekenlere gerçekten minnettar olurum ama iftira atmayacaksınız!

Kaldı ki, M. Kemal’in Sabetayist, yani Yahudi dönmesi olduğunu söylemedim. Paylaştığım yazının başlığı bile: “M. Kemal Atatürk Sabetayist miydi?” şeklinde bir “soru”dan ibaretti. Ardından da bu hususla ilgili sadece bir iddiaya yer verdim. Eğer bir şey hakkında hüküm verecek olsaydım, bunu açıkça söyler ve ilgili kaynak ve belgeleri ortaya koyardım.

Son olarak şu hatırlatmayı da yapayım: Bu konuyla bağlantılı olarak bana yüklü bir meblağ karşılığında onlarca belgeden oluşan kalın bir dosya teklif edildi. Lakin muhtevasından emin olmadığım için sadece birkaç örnek verilmesini rica ettim. Bunun üzerine 19 sayfalık döküman verildi. Enteresan bilgiler ihtiva ettiğini inkar edemem ancak şu anda paylaşmak için hem yetersiz, hem de yersizdir. Zaten şartlar da müsait değil.

Demem o ki, bu mevzuda fazla ahkam kesmeyin, rezil rüsva olursunuz sonra.

.

**********

.

KAYNAKLAR:

.

[1] Konuyla ilgili yazım: https://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/06/26/m-kemal-ataturk-sabetayist-miydi/

[2] M. Kemal’in “Nutuk”ndaki hatalar için bakınız; https://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2020/11/13/m-kemal-ataturkun-nutukunda-hatalar-eklemeler-cikarmalar/

[3] Nuyan Yiğit, Atatürk’le Otuz Yıl – Ibrahim Süreyya Yiğit’in Öyküsu, Remzi Kitabevi, 3. Baskı, Istanbul 2006, sayfa 20-21.

[4] Nuyan Yiğit, Atatürk’le Otuz Yıl – Ibrahim Süreyya Yiğit’in Öyküsu, Remzi Kitabevi, 3. Baskı, Istanbul 2006, sayfa 264.

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

https://www.instagram.com/kadir_candarlioglu_gercektarih

https://instagram.com/belgelerlegercektarihcom

.

Paylaşım Şartı:

Paylaşmak istediğiniz bir yazı, görsel vs. varsa, alakalı yazıya gidin ve yukarıdaki adres çubuğunda görülen linki kopyalayıp paylaşmak istediğiniz yere yapıştırın. Yani YALNIZCA LİNK PAYLAŞIMINA MÜSAADE EDİYORUZ. Ayrıca yazının sonunda “facebook” veya “twitter”ın sosyal medya paylaşım butonları var. O butonlara tıklayarak da paylaşılabilir. Başka türlüsüne hiçbir surette rızamız yoktur.

*

5 responses to “Belgelerle Gerçek Tarih sitesine atılan iftiralara cevap – 1”

  1. Ali Avatar
    Ali

    Biz sizin hak yolda olduğunuzu biliyoruz hocam, her daim arkanızdayız. Allah hizmetleriniz daim etsin, emekleriniz ahirette beraat fermanınız olsun.

    1. Emir Kaan Avatar
      Emir Kaan

      Hocam siz Atatürk’ün aslında öyle zannedildiği gibi biri olmadığını ve yaptıklarının Mübalağa edilecek derecede büyük olmadığını neredeyse tüm yazılarınızda delilleriyle anlatıyorsunuz. Lakin 27 Kasım 1978 yılında UNESCO’nun Paris’teki 20. Genel kurul toplantısında 1981 yılının Atatürk yılı olarak kutlanmasına karar veriliyor Atatürk anlatıldığı gibi kurucu ve kahraman değilse neden Unesco böyle bir karar alıyor ? Buna cevabınız nedir ? Sevgi ve Saygılarımla.

      1. belgelerlegercektarih Avatar

        Emir Kaan, onlar icin kahraman

      2. Kenan ARi Avatar
        Kenan ARi

        Dünyada ki birçok kuruluş,siyonizmin güdümünde olduğunu burada unutmamak lazım..

      3. Ömer Avatar
        Ömer

        Fatih öldüğünde bayram yapan avrupa m. kamal öldüğünde çok üzülüyor. Bunun sebebi nedense onun sebebi de ondandır 😉

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.