*
Görüş, öneri ve isteklerinizi bize “İletişim Formu” vasıtasıyla, Belge veya herhangi bir fotoyu ise “Sosyal Medya” hesaplarım üzerinden iletebilirsiniz.
Irtibat: https://twitter.com/Candarlioglu
Lütfen yazılarla ilgili düşüncelerinizi “Yorum” bölümüne yazınız
Lütfen yazılarla ilgili düşüncelerinizi “Yorum” bölümüne yazınız.
*
*
@Ahmet Arslan, bahsettiginiz yaziya ilk firsatta cevap verilecektir insaallah. Ancak bu aralar cok yogunuz.
Gerci buna dair birkac yazimiz var:
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/04/22/m-kemal-ataturkun-eli-basortusune-uzaniyor/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/09/08/bu-sozler-analarimiza-ninelerimize-ve-dinimize-hakaret-degil-midir/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/06/02/ey-kemalistler-hani-kadin-haklari-nerde/
***
Merhabalar!
Evimde internet olmadığı için pdf kitabınızı indirmiştim ama en son 2013 yılında güncellenmiş.Sizden ricam kitabınızı güncellemenizdir ki değerli bilgilerinizden biz de feyizlenelim
Teşekkür Ederim
ben indireyip sana göndereyim kardeş aybediyon
İBLİSİN TOHUMLARISINIZ
Okey
ATATÜRKE İFTİRA ATAN NAMUSSUZLAR BUNU İYİ OKUYUN
Mason locaları ile iç içe çalışan İttihat Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl uçurumun eşiğine sürüklediğini bilen Atatürk, mason localarını kapatmak istiyordu. Kapatma görevini ise dönemin Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya verdi. Şükrü Kaya Atatürk’e uzun süre direnmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.
Anadolu Ajansı 10 Ekim 1935 tarihinde gazetelerin merkezlerine şu önemli haberi geçiyordu:
“Türkiye Mason cemiyeti, memleketimizin sosyal tekamülü ve günden güne artan muazzam terakkilerini nazarı itibare alarak faaliyetlerine nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halkevlerine teberrüü muvaffak görülmüştür.”
Bu habere kimse bir anlam verememişti. Çünkü Türkiye masonluğu tarihinin en rahat dönemini yaşıyordu. TBMM Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ankara Valisi, İstanbul Valisi üst düzey aktif masondu. Devlet yönetiminin köşebaşları masonlar tarafından tutulmuştu.
Türkiye Masonluğu ne olmuştu da 27 yıl aradan sonra kendini yok etme kararı almıştı. 4 gün sonra gerçek ortaya çıkmıştı. Masonlar kendilerini feshetmemiş, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından mason locaları kapatılmıştı. 14 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin “Türkiye’de Mason Locaları Bir Emirle Kapatıldı” başlıklı haberinde olayın perde arkası şu şekilde aktarılıyordu:
“İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bir emir üzerine Türkiye Mason Localarının faaliyetlerine nihayet verilmiştir. Yüksek makamın emri ile Türkiye masonluğunun İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Muğla, Gaziantep ve Adana’da bulunan Müteaddid locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir. ”
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinde sözü edilen yüksek makam dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildi. İşin ilginç yanı ise Atatürk’ün Mason localarını kapatma emrini, Müslümanlara yaptığı zulümlerle tanınan Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya vermiş olmasıydı. Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk’ü bu tarihi kararından vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
Şükrü Kaya, Türkiye Yüksek Şurası adına Doktor İsmail Hurşit, Türkiye Büyük Locası Büyük Üstadı Muhittin Osman Omay ve bir grup masonu İçişleri Bakanlığı’na çağırır ve Atatürk’ün kesin kararını bildirir: “Mason Locaları kapatılıp çalışmalarına son verecekler ve malvarlıklarını halkevlerine aktaracaklardır.
ATATÜRK LOCALARI NEDEN KAPATTI?
Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türiye’ye verdikleri zarar herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki’yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk’ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:
“Mustafa Kemal’in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı… Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt’u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.” dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: “Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım…
Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: “Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır…” salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “kahrolsun yahudi uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur’a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i Cumhur: “Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
“Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.” demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: “Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları!” Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.” diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur’a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı.” (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)
YIL 1948; LOCALAR TEKRAR AÇILIYOR
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla, 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda, Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
5 Şubat 1948 tarihinde “Türkiye Mason Derneği” ismi ile İstanbul Valiliği’ne yapılan başvuru kabul edildi ve masonlar, bu tarihten sonra resmen faaliyete başladılar. Locaların 13 yıl aradan sonra açılması, uyku döneminde olan masonlar tarafından sevinçle karşılandı. Bu sevinçlerini kendi kontrollerindeki gazetelere tam sayfa ilanlar vererek duyurdular. Atatürk tarafından kapatılan mason localarının tekrar açılışını İbrahim Arvas anılarında şöyle anlatıyor:
“İsmet Paşa’nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar. Ve 1952’de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da, Ahmet Gürkan’ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar takip etmiştir.” (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.73)
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
1935 yılında Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları uzun süre faaliyetlerini halkevlerinde sürdürdüler. 1948 yılında ise İnönü’nü emri ile mason locaları faaliyetlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Atatürk’ün mason localarını kapatma emrini hazmedemeyen masonlar Atatürk’ü ziyarete gelmişlerdi. Atatürk kökü dışarıda olan bu zararlı cemiyetin üyelerini huzurundan kovdu…
2008-07-30 01:19:36
Cenk kardesim. Mason localari kapatilmadi. Kendilerini feshettiler. Devlet tarafindan kapatilan dernekler bir daha acilamazlar. Eger devlet tarafindan kapatilmissa mahkeme kararini gösteriver. Ibrahim Arvas’in yorumuna katilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle M. Kemal üzerinden mason ve sabetayistlere yüklenmek istemistir. Bu tür vak’alar olmustur. Tipki bugün bazi cevrelerin M. Kemal’i kalkan olarak kullanip muhaliflerine yüklenmesi gibi. Neden bu kanaate vardigimizi da hemen belirteyim. M. Kemal sabetayistlere karsi degildi, zaten en sevdigi ögretmeni sabetayistti; Semsi Efendi. Asil ismi Simon Zvi’dir. M. Kemal masonlara da karsi degildi, nitekim bakanlarinin cogu masondu. Masonlari sevmeyen, onlara karsi olan birisi hicbir sekilde devletin makamlarini onlara emanet etmezdi. Mason localarinin nicin feshedildigine dair bir yazimiz var, buyur:
http://belgelerlegercektarih.com/2013/09/21/ataturk-mason-localarini-kapatti-mi/
Kal saglicakla.
Siz iblisin ta kendisisiniz .m.kemal gibi iblisin yeryüzü temsilciliğini yapmış bı iblisi âncak sizin gibi iblis oğlu iblisler savunur sever!
Merhaba, benim adim Kemal Aydin,
sitenizi az evvel okudum. Cok derin bilgiler edinilmis.
Bir gercek varki, o da, Mustafa Kemal Atatürk 1938 den yasamiyor.
Ve sizin gibiler hala yasamayan birisini karalamak icin ellerinizden gelen herseyi yapiyorsunuz. Hadi diyelim gercektende dürüst oldugunuz icin, sözde belgelerle herseyi aciga kovusturmak istiyorsunuz?
Peki günümüzde yasanan yanlislar? yalanlar? Rüsvetler? Hirsizliklar? Hainlikler? say say bitmeyen cinayetler… Eger bu Vatan hala bizim ise, her türk gibi herkesin sunu kabullenmesi gerekiyor. Bu sadece ama sadece Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaslari sayesinde hala bizim vatanimizdir.
Baya ugrasmissiniz siteyi kurmak icin, ama bos islerle ugrasmissiniz. Keske bu kadarenerjiyi baska isler icin harcasaydiniz.
Atatürk ün kucaginda bir cocuk ve elinde bir bardak. Icinde ne oldugu bile belli degil. Ama meyve suyu, ama su, ama ayran, fakat size göre bira!!!
Allah size yardim etsin. Eger dinimizi olmasi gibi yasarsak, kimsenin günahini olmassak, iste o zaman birer örnek insan oluruz.
Yapmis oldugunuz ise cok zaman harcamissiniz, tebrik ederim. Ama zeka seviyesi ortanin altindaki insanlardan baska insanlar inanmicaktir. Zaten amacinizda bu degilmi? Yazik. Cok yazik!
Biz M. Kemal’i karalamiyoruz, onun icraatlarini tenkid ediyoruz, zira bu icraatlar ve onun ideolojisi Türkiye’nin elini kolunu zincirlemis durumda. Dünyada sözü gecmeyen, dünya meselelerine karismayan ve zalimlere diz cöktüremeyen bir Türkiye olmaz olsun. Eger dünyaya adaletin hakim olmasini istiyorsak, kemalizm zincirini kirmak mecburiyetindeyiz. M. Kemal’in vatan kurtardigi falan yok. Artik bu yalanlari birakin. Türkiye Cumhuriyeti’nin sinirlari emperyalistler tarafindan cizilmis ve M. Kemal’e “ihale” edilmistir. Tipki Irak, Misir, Suudi Arabistan’da vs. oldugu gibi. Bunun karsiliginda Müslümanlar Atatürk inkilaplariyla batililastirildi. Inkilaplarla batililasan bir toplumun topragini isgal etmek aptalcadir, bosuna masraftir. Emperyalistler M. Kemal’den batililasma sözü aldiklari icin su anki Türkiye sinirlarini ona ihale edip cekip gittiler. M. Kemal ingilizlerle, fransizlarla, italyanlarla, Ruslarla savasmis degildir. Bunlar kendileri cekip gittiler.
Kucaginda cocuk olan M. Kemal’in elindeki bardakta bira var. Nitekim bu resim ankara bira fabrikasinda cekilmistir. Zaten kucagindaki cocuk, yani m. kemalin manevi kizi ülkü adatepe yillar sonra bir röportajda m. kemalin kendisine “bira icirdigini” söylemistir.
Dinimizi oldugu gibi yasamak icin M. Kemal ve ideolojisinin esaretinden kurtulmaliyiz. Islam, sadece namaz, oruc ve zekattan ibaret degildir, Islam hayatin her alanini düzenler. Kimsenin günahini almadigimiz zaman örnek insan olmurmusuz… Dünyada müslüman kardeslerimiz asilip kesilirken sen sadece namaz ve orucla kurtulacagini mi zannediyorsun? Hic günah islemesen dahi, bu zulme duyarsiz kalman -Allah bilir- sana günah olarak yeter.
mustafa kemal kadar başına taş düşsün alçak herif utanmadan burada milleti karalıyıp yalan yanlış yönlendiriyorsun
ahmet, milleti karalayan sizsiniz. Bizim yalan yanlisimiz nerde? Buyur yaz bakalim.
İyi de, madem M.Kemal de diğer Ortadoğu ilkeleri gibi batılı ülkeler tarafından “TC’yi kurma ihalesi verilen” adamdı, acaba neden o diğer Ortadoğu ülkelerinin hiçbirinde Türkiye benzeri reformlar yapılmadı da sadece Türkiye’de yapıldı? Acaba neden hiçbir Türk vatandaşı o ülkelere gidip yerleşmiyor da, o ülkelerin tamamından, insanlar sadece Türkiye’ye (ve sövüp-saymaya doyamadığınız batılı ülkelere) geliyor insanlar? Ahirette, Allah’ın verdiği en büyük nimet olan aklı kullanmamanın hesabını nasıl vereceksiniz acaba?
Ramazan Aydin, Islam dünyasini sekillendirmek icin batililar tarafindan dayatilan reformlar umumiyetle Osmanli (Türkiye) ve daha az olmakla birlikte bir de Misir üzerinden servis edilirdi. Cünkü Sünni dünyada Islam’in en güclü temsilcileri bu iki devlettir, hala da öyledir. Dikkat ettiyseniz, Lozan antlasmasina “Yakin Dogu meseleleriyle ilgili Lozan Baris Konferansi” denir. Yani Islam alemi Türkiye ile yapilan bu anlasmayla sekillendirilmeye calisildi. Bu mevzuda ahkam kesmeden evvel bunlari bilmeliydiniz. Bunlari bilmeyen bir insan ne diye ahkam keser, hakikaten anlamis degilim. Biliyorum, biraz acitici, kahraman zannettiginiz birinin ingilizlerle anlastigini ve bu millete zulmettigini ögrenmek, insani sarsiyor. Hissi bir reaksiyon gösteriyorsunuz haliyle, ancak bu hakikate gölge düsüremez. Öyle veya böyle kabullenmek mecburiyetindesiniz, veya görmezden geleceksiniz. Fakat bigane kalmak cok zor.
HIcbir Türk vatandasi o ülkelere gitmez, cünkü hicbir zaman gitmedi. Osmanli devrinde de hep bize gelirlerdi. Sadece baska ülkelerde yasayan müslümanlar degil, batililar da bize gelirlerdi. Polonyalilar, almanlar vs. Saymakla bitmez.
Batili ülkelere gidenler de bizdeki laiklesmis kesime benziyor herhalde. Ne de olsa Suriye laiklikle idare ediliyordu. Yani Islami hassasiyetler zayiflamis insanlari gösterip, orada Esed rejimine karsi cihad eden Özgür Suriye Ordusunu gözardi etmek ilmi bir yaklasim degildir. Önyargili bir yaklasimdir.
Akli kullanmak nedir? Bati aklini kullaniyor mu? Nasil kullaniyor? Her yeri sömürdü, insanlari bombaliyor, amerikayi kesfettik diye anlatilan masallarin ardindaki katliamdan bihaber olamazsiniz. Biz de mi aklimizi böyle kullanalim? Koskoca Selcuklu ve Osmanli dünyada yüzyillardir adaletle hükmederken aklini kullanmamis miydi? Beles isler mi yapmislardi?
ben size bir şey soracağım bazı kemalistler diyor ki https://cf.kizlarsoruyor.com/a27407/18151800-e3a4-4cc8-943a-ea55a978f802.jpg bu siteye bakın bunu diyorlar fotoğrafı delil gösteriyorlar buna ne diyeceksiniz
batuhan mehmed boztas, bunlar bilgisizlikten kaynaklaniyor. Oradakilerin hepsinin sapkasi var, fakat ellerinde. Zaten görülüyor. Her zaman kafalarinda olmaz, biriyle karsilasinca, bazen de fotograf aldirirken ele alinir sapka. M. Kemalin sag eline bak, sapka orda. Ayrica Salih Bozok’un sapkasi da sag elinde. M. Kemal’in sag omuzunun yaninda kadin var, onun saginda sapkali asker, onun sagindaki de Salih bozok. Elinde sapka var. Balo gazino veya resmi dairelerde bas acik olacak. Bununla alakali 8 Eylül 1925 tarihli cumhuriyet gazetesinde bir kilavuz bile yayinlanmisti. Iste ilgili kismi:
Şapka giyen birisi dışarıda karşılaştığı insanları, şapkasını sağ eli ile başından alarak selamlayacak. Alelade selamlarda şapkayı biraz kaldırmak, elini şapkanın kenarına dokundurmak yeterlidir. Fakat bu uygulama samimi arkadaşlar arasında yapılabilir. Şapkanın baştan alınarak kol ve göğüs hizasına ve selamlanan zatın derecesine göre vücudun öne eğilmesiyle yapılan selam usulü, resmi selamlama şeklidir. Sokakta karşılaşan kişi ile ayakta konuşulduğu takdirde, eğer bu kişi yaşça büyük veya saygın bir kişi ise şapka elde tutularak baş açık olarak konuşulacak.
Sohbet uzadığı vakit, muhatap olunan kişi `başınızı örtünüz´ dediği zaman şapka başa konacak. El sıkışmak suretiyle ayrılırken hürmet icabı yine şapka çıkarılmalıdır. Tanıdık birinin yanında eşi, kızı, kız kardeşi, annesi gibi kadınlar bulunur ise hanımefendiler resmi selam şekliyle selamlanacaktır.
Kahve, gazino, tiyatro, lokanta sinema, yazıhane, ev, oda, salon gibi kapalı mekânlarda baş açık olmalı, resmi bir makama girilirken baş açılarak şapka ele alınmalı, şapka resmi dairelerde kendileri için ayrılan yerlere, evlerde portmantolara asılmalıdır. Dairede işleri olanların odalara şapkalarını ellerine almaları gerekiyor. Boş masaya ya da sandalyenin üstüne şapka koymak doğru değildir.”
Verdiginiz baglantida mustafa armagana cevap yazilmis. Dolayisiyla cevabi ondan istemeniz daha dogru olacaktir.
Mail kutumuzda bir problem var. En kisa sürede düzeltmeye calisacagiz.
ATATÜRK’E İFTİRA EDEN NAMUSSUZLAR
İSMET İNÖNÜNÜN YAPTIĞI BİR ŞEYİ ATATÜRKLE BAĞDAŞTIRMAYA NE HAKKINIZ VAR? İFTİRA VE İSLAM NASIL BİR ARADA OLABİLİR? ALLAHTAN KORKMAZ MISINIZ?
Mason locaları ile iç içe çalışan İttihat Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl uçurumun eşiğine sürüklediğini bilen Atatürk, mason localarını kapatmak istiyordu. Kapatma görevini ise dönemin Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya verdi. Şükrü Kaya Atatürk’e uzun süre direnmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.
Anadolu Ajansı 10 Ekim 1935 tarihinde gazetelerin merkezlerine şu önemli haberi geçiyordu:
“Türkiye Mason cemiyeti, memleketimizin sosyal tekamülü ve günden güne artan muazzam terakkilerini nazarı itibare alarak faaliyetlerine nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halkevlerine teberrüü muvaffak görülmüştür.”
Bu habere kimse bir anlam verememişti. Çünkü Türkiye masonluğu tarihinin en rahat dönemini yaşıyordu. TBMM Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ankara Valisi, İstanbul Valisi üst düzey aktif masondu. Devlet yönetiminin köşebaşları masonlar tarafından tutulmuştu.
Türkiye Masonluğu ne olmuştu da 27 yıl aradan sonra kendini yok etme kararı almıştı. 4 gün sonra gerçek ortaya çıkmıştı. Masonlar kendilerini feshetmemiş, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından mason locaları kapatılmıştı. 14 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin “Türkiye’de Mason Locaları Bir Emirle Kapatıldı” başlıklı haberinde olayın perde arkası şu şekilde aktarılıyordu:
“İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bir emir üzerine Türkiye Mason Localarının faaliyetlerine nihayet verilmiştir. Yüksek makamın emri ile Türkiye masonluğunun İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Muğla, Gaziantep ve Adana’da bulunan Müteaddid locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir. ”
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinde sözü edilen yüksek makam dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildi. İşin ilginç yanı ise Atatürk’ün Mason localarını kapatma emrini, Müslümanlara yaptığı zulümlerle tanınan Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya vermiş olmasıydı. Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk’ü bu tarihi kararından vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
Şükrü Kaya, Türkiye Yüksek Şurası adına Doktor İsmail Hurşit, Türkiye Büyük Locası Büyük Üstadı Muhittin Osman Omay ve bir grup masonu İçişleri Bakanlığı’na çağırır ve Atatürk’ün kesin kararını bildirir: “Mason Locaları kapatılıp çalışmalarına son verecekler ve malvarlıklarını halkevlerine aktaracaklardır.
ATATÜRK LOCALARI NEDEN KAPATTI?
Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türiye’ye verdikleri zarar herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki’yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk’ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:
“Mustafa Kemal’in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı… Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt’u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.” dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: “Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım…
Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: “Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır…” salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “kahrolsun yahudi uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur’a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i Cumhur: “Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
“Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.” demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: “Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları!” Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.” diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur’a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı.” (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)
YIL 1948; LOCALAR TEKRAR AÇILIYOR
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla, 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda, Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
5 Şubat 1948 tarihinde “Türkiye Mason Derneği” ismi ile İstanbul Valiliği’ne yapılan başvuru kabul edildi ve masonlar, bu tarihten sonra resmen faaliyete başladılar. Locaların 13 yıl aradan sonra açılması, uyku döneminde olan masonlar tarafından sevinçle karşılandı. Bu sevinçlerini kendi kontrollerindeki gazetelere tam sayfa ilanlar vererek duyurdular. Atatürk tarafından kapatılan mason localarının tekrar açılışını İbrahim Arvas anılarında şöyle anlatıyor:
“İsmet Paşa’nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar. Ve 1952’de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da, Ahmet Gürkan’ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar takip etmiştir.” (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.73)
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
1935 yılında Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları uzun süre faaliyetlerini halkevlerinde sürdürdüler. 1948 yılında ise İnönü’nü emri ile mason locaları faaliyetlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Atatürk’ün mason localarını kapatma emrini hazmedemeyen masonlar Atatürk’ü ziyarete gelmişlerdi. Atatürk kökü dışarıda olan bu zararlı cemiyetin üyelerini huzurundan kovdu…
2008-07-30 01:19:36
Cenk kardesim. Mason localari kapatilmadi. Kendilerini feshettiler. Devlet tarafindan kapatilan dernekler bir daha acilamazlar. Eger devlet tarafindan kapatilmissa mahkeme kararini gösteriver. Ibrahim Arvas’in yorumuna katilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle M. Kemal üzerinden mason ve sabetayistlere yüklenmek istemistir. Bu tür vak’alar olmustur. Tipki bugün bazi cevrelerin M. Kemal’i kalkan olarak kullanip muhaliflerine yüklenmesi gibi. Neden bu kanaate vardigimizi da hemen belirteyim. M. Kemal sabetayistlere karsi degildi, zaten en sevdigi ögretmeni sabetayistti; Semsi Efendi. Asil ismi Simon Zvi’dir. M. Kemal masonlara da karsi degildi, nitekim bakanlarinin cogu masondu. Masonlari sevmeyen, onlara karsi olan birisi hicbir sekilde devletin makamlarini onlara emanet etmezdi. Mason localarinin nicin feshedildigine dair bir yazimiz var, buyur:
http://belgelerlegercektarih.com/2013/09/21/ataturk-mason-localarini-kapatti-mi/
Kal saglicakla.
Mirza Gulam’in yolu batildir.
Siteniz baya degerli cok hosuma gitdi umarim daha col faydalaniriz sizden!
Allah sizden razı olsun. Çok güzel bilgiler paylaşmışsınız bende bilgisayarcıyım elimden geldiğince web sitesi vs. konularda size destek vermek istiyorum. İletişim bilgilerinden istediğiniz zaman istediğiniz konuda yazabilirsiniz. Allah’ın izniyle elimden geldiğince yardımcı olmak isterim. Allah’a emanet olun yolunuz açık olsun…
Siteleriniz de konularimizi paylasip sitemize kaynak olarak konu linki verirseniz yapabileceginiz en guzel yardim olur sizden de Allah cc razi olsun
Neden sizin kimi Cumhuriyet ve Ataturk Dusmanlari dinin kurallariina gore yonetilen Arab ulkelerine gitmiyorlar?
Pardon siz orda nefes bile alamazsiniz cunku Ataturk`un kurdugu bu guzelim ulkede cok rahat yasayabiliyorsunuz.
Hayvanlar bile isedikleri kaptan yemek yemezler.
@asdad, burasi Müslümanlarin cogunlugu olusturdugu bir ülke, o halde burada dinin kurallarina göre yönetilmemiz gerekir. Bunun icin Arap ülkelerine gitmemiz gerekmiyor. Nefesi asil m. kemal döneminde alamiyorduk. Onun devrinde Kazim Karabekir pasa gibi Sark Fatihi bir kumandan bile hatiratini yayinlayamadi, kemalistler tarafindan yakildi. M. Kemal döneminde basin susturuldu, insanlar daragaclarinda sallandirildi. Biz kaba pislemiyoruz, kaptaki pisligi atiyoruz.
İyi günler. doğru yere yazıp yazmadığım konusunda emin değilim. Siteniz TTnet aile filtresi kapsamında yasaklı site olarak görünüyor, filtresi açık olanların girmesi şuan için mümkün değil. Ben gereken yere bildirdim fakat herhangi bir geri dönüş yapılmadı sitenin açılması için. Sizler site yetkilileri olarak konuyla ilgilenirseniz bir sonuç alabilirsiniz sanırım.
Teşekkür ederiz ilginiz için, yasal dayanağı olmadan fevri karar almışlar, sorun giderildi diye düşünüyoruz.
Normal şerefsiz ler gerçekleri gizler bu kemalist devleti ben ya biri yıksın şu laikide şeriat kursun
Kadir çandarlıoğlu kimdir hiç bir yerde biligiye rastlayamadım yardımcı olabilirmisiniz
Siteniz çok iyi belgelerle ispatlanması dahada iyi ALLAH yolunuzu açık etsin 🙂 kardeşlerim
Gercekten mükemmel bir blog.Rabbim ilminizi arttırsın!
ben sizin face deki adresinize giremiyorum lütfen bn yrdımcı olurmuunuz.sizden faydalanıyor bir çok şeyi öğrenmiş oluyodum ama şimdi giremiyorum cvp yazarmısınız sebebi ney
M Kamal in vasiyetnemesi bu Kasım ayında açılması bekleniyor. Bu meselede üstadın
bir düşücesi varmı acaba.
Gizli İngiliz arşivlerininde halka açılacağı söyleniyor. Eğer doğruysa, putlar yıkılırmı?
Allah sizlerden Razı olsun , size cihad ve şehitlik makamı versin . Şefaat makamına ulaştırsın
Merhaba,
Sitenizi gerçekten çok beğendim. Oldukça çok vakit ve emek harcamışsınız. İşinize biraz bilimsellik katmış olmanız da gözümden kaçmadı. Özellikle bilimkurgu yazarı üstad mısıroğluna yer vermeniz büyük incelik. İlber Ortaylı veya Murat Bardakçı gibi ciddi tarihçilere yer vermeniz meselemize çok büyük zeval getirebilirdi.
Bilimkurgu ve tarihkurgu yazılarınızın devamını bekliyoruz, okudukça alternatif dünyalar hayal ediyoruz.
Başarılarınızın devamını diler,
Teşekkür eder ve iyi çalışmalar dilerim.
@jon lu,
ironi icin tesekkürler. Ancak bilim kurgu yapmakla dalga gectiginiz üstadin iddialari kaynaklidir. Ayrica kaynaklarimiz arasinda Murad bardakci ve ilber ortayli da bulunmaktadir. Birer örnek vermek gerekirse, Sevr’in onaylanmadigi konusunda bardakcinin bir yazisina yer verdik. Ortaylidan da, Islam’da devlet ile dinin ayrilamayacagina dair bir alinti yaptik.
Merhabalar tekrar,
Yorumumu onaylamayacağınızı düşünüyordum. Benim için bir süpriz oldu.
Sizi çok iyi anlıyorum, dininize samimiyetle inanıyor ve onu yokoluştan korumak istiyorsunuz. Bunun için oldukça çaba sarfediyorsunuz.
Ancak burada yaptığınız şeylerin ideolojilerden fazlasına zarar verdiği gerçeğini unutuyorsunuz. Çünkü tarafsız ve ideolojilerden arınmış olarak ancak gerçek tarih araştırmaları yapılabilir. Siz tarih bilimine zarar veriyorsunuz.
Örnek verecek olursak, ben kemalist değilim. Hatta ben Atatürk’ün yaptığı reformların bile yetersiz olduğunu düşünen bir liberalim. Türkiye’de tam sekülerizmin işlemesini isterdim.
Size hak veriyorum, gerçektende islam hayatın tüm aşamalarını ilgilendiren bir dindir. Ve kamu yönetiminden yargıya, idareden kişisel hayata kadar hayatın her alanı hakkında emir ve yasakları vardır.
Ancak; dünyadaki tek din size göre islam olmasına rağmen ben ve benim gibi düşünen insanlar için diğer dinlerden bir farkı yok. Bütün dinlerin haklarının devlet tarafından eşit olması ilkesine katılıyorum. Yani, bir dine mensup olan insanlar için devletin çıkaracağı kanun ve emirlerin başka dine mensup olanları veyahut hiçbir dine mensup olmayan insanların hayatlarına tecavüz olduğunu düşünüyorum.
Bu durumda, belirtmek isterim ki sizin düşmanınız sadece Atatürk değildir. Sizin düşmanınız Atatürk’ün erişmek isteyipte erişemediği “Çağdaş Bilim Toplumu” dur. Çağdaş derken çarşafsız, ahlaksız gibi yakıştırmalarda bulunulan, bilgisiz sadece itiraz etmeyi bilen bir toplumu değil; eğitimli, bilime birinci derece önem veren, asılsız sözler ve vaatlere inanmayan, her sözün doğruluğunun ispatını arayan bir halktan bahsediyorum.
Farketmişsinizdir ki tüm dünyada insanlar artık eski dini inanışları ağırda olsa terk ediyorlar. Veyahut en azından dini kuralları yumuşatıp bir kısmını reddetme yoluna gidiyorlar. İslam dini yapısal olarak buna müsade etmesede hristiyanlığın avrupada artık neredeyse sona erdiğini size söyleyebilirim. Dünyadaki dini inanç sahibi olmayan insanların oranı giderek yükseliyor. Fransada %40, japonyada %70 seviyelerinde. Ve artık insanllar ahlak kurallarını dinden değil, humanizm gibi ideallerden alıyorlar. Tartışmak, fikir yürütmek ve uzlaşmak gibi modern yolları izliyorlar.
Entropi nedir biliyorsunuzdur. Doğada dışardan enerji almayan herşey çözülmeye ve düzensizleşmeye meyillidir. Tüm düşünceler, tüm devletler, tüm araçlar ileride bir gün bozulacak ve kullanılmaz hale geleceklerdir. Tabi eğer dışardan enerji almazlarsa. Yani sürekli yeni düzenlemeler, eklemeler-çıkarmalar, ve tamirat olmazsa.
İslam kesin kuralları olan statik bir olgu. Sonuçta insan yaşayışı ve uygarlığı ise dinamik. İleride değişmeyen, ayak uydurmayan bu sistem elbette insan yapımı bir sisteme yerini bırakacaktır. (Ki bana sorarsanız islam bile insan yapımı. Açıkçası ateistim.)
Amacım değerlerinize küfretmek veya size hakaret etmek değil. Eğer öyle bir intiba bıraktıysam şimdiden özür dilerim.
Amacım benim gibi özgürlükçü ve geçmişi değil, geleceği önemseyen inanları biraz olsun anlamanız. Fikirlerimi öğrenmenizdir.
Jean Luc Picard.
@Jean Luc Picard, evvela üslubunuz ve samimiyetiniz icin tesekkür ederim.
Temas ettiginiz bir kac noktaya kisaca aciklama getirmek istiyorum.
Islamiyet farkli dinlerdeki insanlari müslüman olmaya ve müslümanlarin yasalarini kabul etmeye icbar etmiyor. Bu nedenle Türkiye’de Islam hakim oldugunda hayatiniza tecavüz edilecegini düsünmeniz yersizdir. Bu konuda müsterih olabilirsiniz. Islam’in gayri müslimlere olan hosgörüsüyle ilgili bircok konu paylasmistik. Asagiya linkleri ekleyecegim.
Avrupa’nin dinsizlestigine dair tespitinize hak veriyorum, ancak bunun sebebi de sizin de isaret ettiginiz gibi hiristiyanlik diniyle alakali oldugundandir. Ayrica avrupalilarin kilise vergisi ödememek icin resmi makamlara dinsiz olduklarini bildirdiklerini unutmamak lazim. Yani resmi olarak dinsiz olup da itikadda hiristiyan olan insanlarin varligi göz ardi edilmemelidir. Dolayisiyla bu alanda yapilan istatikler saglikli veriler isiginda olusturulmus degildir.
Evet hayat dinamiktir, haklisiniz. Ancak Islamiyet’te de ictihat diye bir sey var. Nass, yani degismeyen kural veya ateistlerin cokca kullandiklari kavram olarak dogma sayisi Islam hukukunda sinirlidir.
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/07/12/seriat-ile-yonetilen-osmanlinin-gayr-i-muslimlere-hosgorusu/
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/06/11/kemalistlerin-mi-yoksa-allahu-tealanin-kanunlari-mi/
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/08/05/osmanli-devletinin-dunya-medeniyetine-katkilarini-boyle-anlattilar/
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/08/14/misirli-dr-fehmi-sinnavinin-kaleminden-osmanli-devletinin-adaleti/
https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2013/02/13/islamla-yonetilen-osmanli-ile-kafirlerin-hukumleriyle-yonetilen-kemalist-cumhuriyet-arasindaki-fark/
Ya kemalist beynini iyi yıkamışlar tebrik ediyom ya sizinki bilimkurgu
Merhaba sekulerist ateist kardes,
Söylediklerin çok güzel. Tüm türkiyenin sekulerist olmasını ve Bilim tartışılan nesiller var olmasını istediğini ve İslam her din gibi bir din olduğu için devlet idaresinde yeri olmadığını yada haksızlık olduğunu belirtmekmişsin. Ancak atladığın birşey var ki devlet idaresi bilim fen gibi şeyleri esas aldığı gibi ağırlıklı olarak toplumsal inançları esas almaktadır. Yani devlet sadece nasılları söyleyen bilim ile kurgulanamaz ve bu laik ülkelerde de böyle olmamaktadır. İnsanlar arasındaki davalar hukuk sınırları akıl ile çizilir ancak bu akılda bir inanca tabiidir. Mesela bir insan zenginden biraz çalmanın akıllıca olacağını düşünürken diğeri öyle düşünmez. Yada bir yerde alkol tüketilip tuketilmeyecegine karar verirken sadece bilim referans alınmaz işin içine duygu ve inançlar girer. Veya eğitim sistemi düzenlenirkende akıl ve bilim kullanılmaz. M kemal sekulerizmi mekteplerde okutmuştur oysa sekulerizm bir inançtır. Sekulerizm laiklik gibi kavramlar colgunlukla inancı olmayan insanların hayatta kendisine içgüdüsel hareket etmek için açtığı yollardır ve temeli Allah yok inancına dayanır. Yani senin burada söylediğin biz dini inançlara göre yaşamak zorunda değiliz herkes bizim inançlarımıza göre yaşasın demektir. Yani İslam da yasak olan zorlamayı kendi inancında bulabilirsin. Bu tarih boyunca sekulerist ve laiklerin metodu olmuştur. (En yakın örnek ataturkun icraatları)
Bu arada dünyada değişen yalnızca nasillardir. İnsanların niyetleri ve benliği aynı kalmıştır. İslam bize hedefi gösterir nasıllar oluşturmaya yardımcı olur.
Kadir bey sizi sürekli takip ediyorum Allah razı olsun bizi bilgilendiriyorsunuz.
Muazzam bir çalışma yapmışsınız. 700 küsür sayfalık pdf bakış açımı inanılmaz değiştirdi. Ateist biri olarak içerikteki bir takım bilgiler pek de beni ilgilendirmese de verdiğiniz derli toplu bilgiler sizin tarafı daha iyi anlamama yardımcı oldu.
Çok teşekkür ederim.
792 sayfalık eserin basılmış hali var mı satın alabilir miyiz ? Sitedeki makale ve belgelerin hepsi çeşitli kitaplarda bir araya getirilmiş mi bunları nereden satın alabiliriz ?
henüz basilmis hali yok ama kitabi güncelleyecegiz. bastigimiz zaman siteden duyuracagiz. basilirsa da hayir sever takipcilerimizin ve bizim de elimizden geldigi ölcüde ücretsiz dagitilacak insaallah.
sizin içinde bi pratiklik olur inancı ile kendi usulümü belirtmek istedim ben pdf olarak indirdim ve Beyazıt da ki kitapçılarda kendim için bastırdım bi adet sizde bulunduğunuz şehirde üni yakınlarında tez ödev hazırlayan yerlede rahatlıkla bastırabilirsiniz normal bir kitap gibi olmasa da elle tutulur ve okunması kolay hale gelir:))
çok teşekkür ederim. kitap halinde basılırsa çok güzel olurdu sansürsüz hali..
Sitedeki makaleleri derleyip çeşitli şekillerde basmayı düşünüyor musunuz ? Bir kitap dizisi şeklinde, mesela 10 dizilik bir kitap serisi -1. kitapta belirli konular ve iddialar üzerinde durulma bir kitapta çeşitli belgelerin ve bilgilerin yalanlanması bir kitapta farklı bir şey veya diğerlerinin devamı gibi- böyle bir proje var mı veya düşünüyor musunuz ? Bir de ilk olarak yakın tarih ile ilgili hangi kitabı önerirsiniz ?
Sinan meydan,ayşe hür ,murat bardakçı vb. tarihçilerin iddialarına yanıt olarak yazılan yazılar var mı ? Varsa link verebilir misiniz, bir de eleştirilere cevaplar şeklinde bir başlık açıp oraya bu konuları ekleyebilir misiniz ? Allah razı olsun.
sinan meydan veya cevizoglu gibilere bircok cevabi yazilar var, bunlardan bir kacinin linkini vereyim:
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/05/14/m-kemal-ataturkun-balikesir-hutbesiyle-ilgili/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/05/28/dr-riza-nura-atilan-iftiralara-cevap/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/06/14/m-kemal-ataturk-din-derslerini-ve-imam-hatipleri-kaldirmadi-yalani/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2013/02/05/m-kemal-ataturkun-okuttugu-lise-tarih-kitabi/
***
http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/04/25/ezani-aslindan-m-kemal-ataturk-uzaklastirmadi-yalani/
Bunları tek bir başlık altında toplayabilir misiniz ulaşım kolay olur, bir de damat ferit paşanın torunu mevzusu nedir ? Torunu var mı yok mu kimin dediği doğru herhangi bir belge var mıdır ?
(ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER İÇERMEKTEDİR. MUTLAKA OKUYUNUZ!)
Sultan Abdülhamid, Yahudiler tarafından 150 milyon İngiliz altını teklif edilmesine rağmen ‘dünya dolusu altın verseniz bu teklifinizi kabul etmem..
Sultan Abdulhamid ‘den Şeyhine mektup
Sultan II. Abdülhamid’in, Suriye’deki şeyhi Mahmut Ebu Şamat’a yazdığı mektup ilk kez ortaya çıktı.Tarihte 31 Vakası olarak bilinen ayaklanmayla İttihatçılar tarafından tahttan indirilip Selanik’e gönderilen Sultan II. Abdülhamid’in, bu dönemde Suriye’deki şeyhi Mahmut Ebu Şamat’a yazdığı mektup tarihe ışık tutuyor.
Yaklaşık 100 yıl boyunca şeyhin ailesi tarafından himaye edilen mektup, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın himayesine sunuldu. Cihan’a konuşan şeyhin torunu Ammar Ebu Şamat, yüklü para tekliflerine rağmen mektubu satmadıklarını anlattı. Ebu Şamat, Esad’a teslim ettikleri orijinal mektubun bir kopyasını da ilk kez Cihan haber ajansıyla paylaştı.
Mektupta Sultan II. Abdülhamid, İttihatçıların ve Yahudilerin tüm ısrarlarına ve 150 milyon altın tekliflerine rağmen Kudüs’ü nasıl satmadığını kendi ağzıyla anlatıyor. Abdülhamid Han, mektubunda özellikle Filistin’de Yahudilere toprak vermediği için tahttan indirildiğini dile getiriyor.
Sultan Abdülhamid’e bir cevap mektubu yazan Mahmut Ebu Şamat da halifeye hitaben “Sen Müslüman ve hilafet üzerindeki emanete riayet ettin. Bu davranışın sebebiyle Allah senden ebeden razı olsun.” diyerek kendisini teselli ediyor. Şeyh Mahmut Abuşamat’ın yakınları tarafından günümüze kadar kutsal bir emanet gibi korunan iki mektup da güvence altına alınmak üzere Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a sunuldu.
31 Mart Vakası’nın ardından tahttan indirilen Sultan Abdülhamid, sürgün kaldığı Selanik’teki Alatini Köşkü’nde belki de hayatının en zor günlerini yaşadı. II. Abdülhamid, bu dönemde yaşadıkları sıkıntıları Şam’da bulunan ve mensubu olduğu Şazeli Şeyhi Mahmut Ebu Şamat ile yazdığı bir mektupla paylaştı. Tahttan indirilişi, olayların arka planı, sebepleri ve o şartları anlatan bir mektup yazan Sultan Abdülhamid, mektubu gizlice köşkün muhafızı ile Şam’da bulunan şeyhi Mahmut Ebu Şamat’a gönderdi.
ŞEYHİN ABDÜLHAMİD’E CEVABI
Mahmut Ebu Şamat, gelen mektubu büyük inkisarla okuduktan sonra cevaben bir mektup ele aldı. Şeyh Ebu Şamat’ın 2. kuşak torunu olan Ammar Ebu Şamat dedesinin ele aldığı mektupta, şu ifadeleri yazdığını naklediyor:
“Müslümanların Halifesi; Sen Müslüman ve hilafet üzerindeki emanete riayet ettin. Allah sana sabredenlerin ecrini versin. Bu davranışın sebebiyle Allah senden ebeden razı olsun? Ey mülkün sahibi ve mâliki olan Allah’ım! Sen mülkü istediğine verirsin, mülkü istediğinden çeker alırsın. İstediğini aziz kılarsın, istediğini zelil kılarsın. Hayır senin elindedir. Muhakkak sen her şeye Kâdir’sin.”
Yaklaşık 100 yıllık tarihi mektup Mahmut Ebu Şamat’ın yakınları tarafından büyük özenle saklanmış. Kutsal bir emanet gibi korunan ve geleceğe adeta ışık tutan Sultan Abdülhamid’in bizzat kendi eliyle yazdığı mektup Suriye’de büyük özveri ile korunuyor.
Sultan Abdülhamid’in mensubu olduğu Şazeli Şeyhi Mahmut Ebu Şamat’ın 2. kuşak torunu olan Ammar Ebu Şamat, büyük bir özveri ile korudukları mektup için ayrı bir ihtimam gösterdiklerini anlatıyor. Çıktığı hutbelerde Sultan Abdülhamid’in ne kadar büyük bir Sultan olduğunu anlatmak amacıyla birçok kez bu mektubu okuduğunu anlatan torun Ebu Şamat, “Sultan Abdülhamid, Yahudiler tarafından 150 milyon İngiliz altını teklif edilmesine rağmen ‘dünya dolusu altın verseniz bu teklifinizi kabul etmem’ diyerek huzurundan kovuyor. Gün geçtikte bu yüce insanın önemini anlıyoruz.” diyerek büyük sultana sevgisini anlatıyor.
MEKTUBU SATIN ALMAK İÇİN YÜKLÜ PARA TEKLİFİ YAPILDI; AMA AİLE MECLİSİ ESAD’DA KARAR KILDI
Mektubun tarihi ve manevi bir boyutunun olduğunu kaydeden torun Ammar Ebu Şamat, “Mektuplar yıllarca büyük bir özveri ile saklandı. Büyük dedem Ebu Şamat, İttihatçılar döneminde de mektubu korudu. Şam’ın Fransız işgalinde de bu emanet korundu. Şimdi torunları olarak bu güne kadar muhafaza ettik. Ancak aile fertlerine büyük para teklifleri gelmeye başladı. Bu teklifler üzerine aile fertleri bir araya gelerek alınacak kararı tartıştık.” şeklinde konuşuyor.Ammar Ebu Şamat, büyük dedesine gönderilen mektubun önemli ve tarihî bir bölge olduğu için güvenilir bir mekanda muhafaza edilmesine karar verdiklerini söyledi.
Ebu Şamat, “Aile fertlerine büyük paralar teklif edildi. Önemli ve tarihi bir belge olduğu için aile meclisi bunu reddetti. Ardından bu emanet mektubu emin ve güvenilir bir yere vermeye karar verdik. Aile fertlerinden Dr. Faruk Ebu Şamat bu mektubu Devlet Başkanı Beşşar Esad’a gönderdi. Kendisi korusun diye.” diyerek mektubu güvence altına aldıklarını söyledi.
Sultan Abdülhamid’in, şeyhi ve mürşidi Ebu Şamat’a gönderdiği mektup aynen şöyle:
“İşbu arîzamı tarikat-i Şazeli Şeyhi vücutlara ruh ve hayat veren ve cümlenin efendisi bulunan Eşşeyh Mahmud Ebüşşamât Hazretlerine ref ediyorum:
Mübarek ellerini öperek ve duâlarını rica ederek selâm ve hürmetlerimi takdimden sonra arz ederim ki, sene-i haliye şehr-i mayısın 2. günü tarihli mektubunuz vasıl oldu. Sıhhat ve selâmette daim olduğunuzdan dolayı Allah’a hamd ve şükürler ettim? Efendim, evrâd-ı Şazeli kıraatine ve vazife-i Şazeliyyeye, Allah’ın tevfikiyle gece ve gündüz devam ediyorum. Ve bu vazifeleri edâya muvaffak olduğumdan dolayı Allah Teâlâ Hazretlerine hamd ederim ve dâvet-i kalbiyenize daima muhtaç olduğumu arz ederim.
Bu mukaddimeden sonra, şu mühim meseleyi zat-ı reşadetpenahilerine ve zat-ı semahatpenahilerin emsali ukulü selim sahiplerine tarihî bir emanet olarak arz ederim ki, ben Hilâfet-i İslâmiyeyi hiçbir sebeple terk etmedim.
Ancak ve ancak ‘Jön Türk’ ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti’nin rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilâfet-i İslâmiyeyi terke mecbur edildim. Bu ittihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. (Jön Türk ve İttihatçıların Yahudilerle kendi devletlerine karşı işbirlikleri,vatan hainliği)
Bu ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim. Bilâhare yüz elli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaat ettiler. Bu teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum: ‘Değil yüz elli milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslâmiye’ye ve Ümmet-i Muhammediye’ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslâmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem’ diye kat”î cevap verdikten sonra hal’imde ittifak ettiler.
Ve beni Selanik’e göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ettim ve Allah Teâla’ya hamd ettim ki ve ederim ki; Devlet-i Osmaniyye ve Alem-i İslâm’a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan oldu. Ve bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteal Hazretlerine hamd ederim.
Bu mühim meselede şu maruzatım kâfidir.
Ve şu sözlerimle mektubuma hitam veriyorum. Mübarek ellerinizden öperek hürmetlerimi kabul buyurmanızı sizden rica ve istirham ederim. İhvan ve asdıkamın cümlesine selâmlar ederim.
Ey benim muazzam üstadım! Bu bâbda sözümü uzattım. Muhat-ı ilmi semahatpenahileri ve bütün cemaatinizin mâlûmu olmak için uzatmaya mecbur oldum.
Veselâmualeyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Hadim-i el-Müslimin
Abdülhamid
(Yüce Sultanı saygı ve rahmetle yad ediyoruz.)
Kardeş, kaynak belirtmemişsin. İnsanları ikna etmen için Kaynak belirtirsen çok iyi olur
Kardeş, kaynak belirtmemişsin. İnsanları ikna etmen için Kaynak belirtirsen çok iyi olur.
ananızı sikiyim yunan dölleri, yunan dölü olmasanız ananızı yunan yarağından kurtaran insanlara bu kadar düşman olmazsınız…
Bu kadar uzun yazilan yazilarin ozeti
Türk milletini senin yunanin altına yatan atan mi kurtardı orrrssspuu çocuğu! Daha kendi kızını Türk katili Yunan veneliziosun altına atan mi kurtardı orrrssspuu çocuğu! Senin İngiliz Yunan yalamasi vatan haini hırsız atana “rağmen” bizim atalarımız namusunu korudu ,ama sizin gibi anası Yunan sevdalısı orospular yunanin yrraginin altına yattı sizin gibi Yunan dolu orrrssspuu çocukları doğdu!!!
Korkunc yalan dolu biri web sayfasi
@Ayse hayır hayır asla yalan değil ! çünkü kanıtlar deliller her şey var yalan diyemezsiniz eğer diyosanız sizde aksini ispat edecek deliller filan getirmeniz lazım üzgünüm 🙂
Hanımefendi yalan diyorsanız vesikaları ile geliniz kadir beyin söylediği herşeyin vesikası var..
Lütfen bu kadar bağnaz olmayınız..
ayşe düşmanlar bir ülkeyi işgal ettiği zaman kendi sistemlerini ve kendi adamlarını işbaşına getirmeden o ülkeden çekilmezler.kendi sistemleri ülkemizdeki hristiyan kanunları kültür ve medeniyetleri. kendi adamları kemalistler yani kızıllarla sabetaycılar yada kimi bizanstan kalmalarla bazı balkanlılar kafkaslılar vs ama hepsi de değil. bu iki yada üç gurubunda yaşayış tarzı ülkenin asli unsuru olan sünni türk islam tarzından çok uzaktır. ama ülkeyi elinde tutan egemen sınıfta 80 -85 yıl boyunca bunlar olmuş ve ülke ecnebi kanunları ile yönetilmiştir. yani kemalizm işgalcilerin başımıza diktikleridir. aslında herşey alenidir ayan beyan ortadadır yalnız millete söylettirilmiyor. korkutulup susturulan halk kemalizmin zoraki dayatılan kahramanlık masallarıyla uyutuluyor.
Kaliteli belgeli aydınlatıcı çalışmalar için teşekkürler.
Ulan gelmis iki tane düdük Atatürk ve Cumhuriyeti karalamak icin kendince söylemler ve kendince kanitli belgelerle bir seyleri ispatlamaya calisiyor. Yok neymis Atatürk masonmus, zamaninda hocalari asmis; keske biraz daha assaymis da sizin gibi tohumlarin cogalmasini önleseymis. Osmanlinizi kurtarip size yeni bir CUMHURIYET armagan eden liderimize yatip kalkip dua edeceginiz halde gelmis burda nankörlük yapiyorsunuz YAZIK size ve sizin gibi zihniyetlere! Siz bu hikayelerinizle birakin gercek bir vatan evladini, kundaktaki bebegin bile aklini celemezsiniz. Hepinizin foyasi bir gün ortaya cikacak az kaldi. AQ seriat destekcisi kara cahilleri..
sen gusül bile almayan kızıllardan olmalısın. site senin pis kokunu çekmek zorunda değil. hadi kendi çöplüğünüze gitte orada öt.
Lan kara cahil koyun sizin hayatiniz yalan tarihinizi türk düşmanı katili Ermeniler Yahudiler yazdığı için hikaye kitaplariyla büyüdüğümüz için beyniniz pislikle dolu almıyor tabi ,gün gibi ortada ispatli delilli gerçekleri! sen şeriatın ne demek olduğunu biliyomusun şerefsiz ! Şeriat eşittir islamdir! Şeriat Allah’ın hukumleri ,sistemi nizami ,İslam hukuku demektir ! Kâfir köpek ! Sen kimsin Koskoca kâinatı milyonlarca galaxiyi milyonlarca gezegeni milyarlarca insani ,canlıyı ,her türlü varlığı borçlu olduğumuz Allah’ın seriatina küfrediyor sun! Yunan dolu evet İslam’a müslümanlara hakaret etti hatta ” İngiliz yahudi şapkası takmadı diye ” suçsuz günahsız müslüman turkleri asti ! Nasıl 2 yüzlü İngiliz uşağı yalamasi olduğunu AP açık gösterdi tescilleri ! Sizin gibi cahil okuzlerde hala m.kemalin Türkiye’sinin İngiliz sömürgesi mandası olduğunu anlamiyor koyunluklarindan! Biz müslümanların hayatlarinda kanunları ,yasakları ,hükümleri sadece Allah koyar tek otorite odur sizin gibi kula kul olmayız ! Siz kula kul olmaya devam edin ! Yunanlıların ilahligini sistemini kabul edin ,iman edin! Dusmanimiz olan Fransızların çakma rejimi cumhuriyetle somurulmeye devam edin ( m.kemal sahte cumhuriyet getirmiştir ,çok cumhuriyetçi gerçekten adil olsaydı 1920 de ilk kurulan meclisi “İngilizlerle ” dagitmazdi! Kendisine diktatörlüğüne “muhalif olan türk m.vekillerinin kapısına polis diktirerek Bizans oyunlarıyla meclise gelmelerini engelleyip !” İngiliz m.kemal oyunu Çakma cumhuriyeti kurmazdi ! Arabistan’a ,Yunanistan’a yada ermenistana gidecek olan sizlersiniz olum sizin soydaşlarımız buralarda yaşıyor onlarda sizin gibi Arabistan’da ayni bok ! ilahi adalet Allah’ın hükümleriyle değil kendi putlastirdigi çakma ilahların kanunlarıyla sistemleriyle yönetiliyor! Allah biz müslümanları yeryüzünün halifeleri kıldı !istediğimiz yerde yaşarız size mi soracaz lan it ! Bizim atamız 1071 de feth etti bu toprakları ! O tarihten beri Allah’ın dışında kimsenin bize ilahlık taslamasini hüküm koymasını kabul etmedik haddini bildirdik ! Sende 2 yüzlülük kahpelik yapıp türk müslümanlari hocalarini asanlarin kahpe batıl yollarından git elbet bir gün kesişir yollarımız o zaman görürüz kim kimin kafasını kesiyor Yunan dolu ermeni PCI..
Yavsaklar
eminim bunlarıda inkar edeceksiniz tam bi chp zihniyeti Tarih’in Müstesna Adresi
Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk imzalı birkaç belge
Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk imzalı birkaç belge
CAMİ KAPATMAK İÇİN KANUN
15 Kasım 1935′te “Cami ve mescitlerin tasnifine ve tasnif harici kalacak cami ve mescit hademesine verilecek muhasasat (maaş, ödenek) hakkında” bir kanun çıkarıldı.
2845 numaralı kanunda “Tasnif harici tutulan cami ve mescitler usul ve mevzuata göre kendilerinden başkaca istifade edilmek üzere kapatılır” hükmü vardı.[1]
*
Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız
Cami kapatmak için 15 Kasım 1935’te çıkarılan 2845 numaralı Kanun, 22 Teşrinisani [Kasım] 1935 tarihinde Resmî Gazete’de böyle yayınlanmıştı…
Bu hususta daha fazla malumat için bakınız;
http://belgelerlegercektarih.com/2016/02/04/ataturk-doneminde-satilan-ve-ahir-yapilan-camiler-sinan-meydana-cevap/
***
Bu tarihten sonra yüzlerce cami kapatıldı, depo yapıldı, satıldı, yıktırıldı, parti binası bile yapıldı…
Türkiye’de büyük çoğunluğu tek parti döneminde olmak üzere 1927 – 1972 yılları arasında 3 bin 900 vakıf eseri satılırken bunların 2 bin 815’ini camiler oluşturdu.
Bakara Suresi
114 – Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır.
“Içinde Allah’ın adının anıldığı mescidleri harap edenlerden daha zalim kim olabilir?” di.
Elbette tek parti döneminin kahramanları…
CHP’nin tek parti döneminde yıkılan, satılan veya amaç dışı kullanılan camilerimizden bazıları şunlardır:
Kayseri’den örnekler:
1 – Müftü camii. Ana tamir askerlerine kışla olmuş, sonra un ve zahire ambarı haline getirilmiştir.
2 – Gülük Camii. Silah deposu haline getirilmiştir.
3 – Iki kapılı camii. Mısır ve arpa deposu olmuştur.
4 – Hacı Kılıç Camii. DP dönemine kadar ecza deposu halinde kullanılmıştır.
5 – Lale camii. Askeri eşya deposu haline getirilmiştir.
6 – Peynirli camii. Vakıflar tarafından Ali isminde bir şahsa satılmıştır: 1955-1956 yıllarında geri alınarak tekrar cami haline getirilmiştir.
7 – Kümbet önü camii. Yıkılmış ve arsa olarak durmaya devam etmiştir. Daha sonraları, tekrar cami haline getirilmiş olabilir.
8 – At pazarı camii. Tamamen yıkılmış, arsa olarak satılmıştır.
9 – Kayseri’de yine aynı sonuca uğrayan 20 kadar cami bulunmaktadır.
***
Diyarbakır’dan örnekler:
1 – Ayna minare camii. Satılmıştır.
2 – Çakal camii. Satılmıştır.
3 – Hançer güzel mescidi. Satılmıştır.
4 – Kamışlı ziyareti mescidi. Satılmışıtır.
5 – Paşa camii. Mardin kapı semtindedir ve satılmıştır.
6 – Aziziye camii. Satılmıştır.
7 – Tacettin camii. Satılmıştır.
8 – Yiğit Ahmet mescidi. Satılmıştır.
9 – Kozlu mescidi. Satılmıştır.
10 – Hanzade mescidi. Satılmıştır.
11 – Göl camii. Satılmıştır.
12 – Ablak Camii. Satılmıştır.
13 – Kaşık budak mescidi. Satılmıştır.
14 – Hacı Osman mescidi. Satılmıştır.
15 – Behram Paşa camii semtindeki mescid. Konut haline getirilmiştir.
16 – Hasırlı mescidi. Satılmıştır.
17 – Selükiye mescidi. Satılmıştır.
18 – Çerkez zade mescidi. Buğday pazarı semtindedir ve satılmıştır.
19 – Sin camii. Satılmıştır.
Bu sayının daha fazla olduğu sanılmaktadır. Üzerinde uzunca bir araştırma yapıldğı takdirde Diyarbakır’daki satılan, yıkılan ya da amaç dışı hale getirilen cami ve mescidlerin sayısının daha da fazla olacağı tahmin edilmektedir.
***
Aydın’dan örnekler:
1 – Bey camii. Istasyon civarındadır. Yedi medrese odası ve vakfa ait beş dükkanı vardı. Medrese ve dükkanlar 1940 yılında yıktırılmıştır. Cami ise dokuz yıl boyunca askeriye emrine verilmiştir. 1952 yılında DP döneminde tekrar tamir ettirilip cami haline getirilmiştir!
2 – Paşa cami. Onbir yıl askeriye emrine tahsis edilmiştir. Ve depo olarak kullanılmıştır.. 1952 yılında tamir ettirilerek tekrar ibadete açılmıştır.
3 – Karacaahmet mahallesinde üç medrese ve iki mescid yıktırılmıştır. Mescidlerden birinin vaizi olan Ali Paşa, yıkım günü, yıkıma müdahale ettiği için karakola götürülerek dövülmüştür.
4 – Cuma mahallesindeki dört medrese ve bir mescid yıktırılmıştır.
5 – Kurtuluş mahallesinde iki medrese ve üç mescid yıktırılmıştır.
6 – Veyis Paşa mahallesinde iki medrese ve üç mescid yıktırılımıştır.
7 – Pınarbaşı mahallesinde bir medrese ve üç mescid yıktırılmıştır.[2]
***
Dikkat edilirse Aydın’da yıktırılan camilerin bir kısmı DP döneminde tamir ettirilerek yeniden ibadete açılmıştır. DP Genel Başkanı Adnan Menderes’in iktidara geldikten sonra ilk işi, kendi memleketinde yıktırılan camileri onarıp ibadete açmak olmuştur. Ama ya diğer şehirlerdekiler ?..
Yukarıda sadece üç ilimizde yıkılan, satılan, amaç dışı kullanılan cami ve mescidlerin sayısı tesbit edilemeyenlerle birlikte 100’e yaklaşıyor. Demek ki, tüm ülkedeki yıkılan satılan ve amaç dışı kullanılan camileri tesbit etme imkanımız olsa, ortaya binlerle ifade edilen rakamlar çıkacaktır.
CHP’nin tek parti dönemi zulümlerini anlayabilmek için sadece cami olayı bile yeter.
BENİM ÇOK DEĞERLİ SELÂNİKLİ KAMÂLI SAVUNAN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM..NEDEN BU SELÂNİKLİYİ BİR İLÂH’MIŞ GİBİ DEVAMLI SAVUNUP DURUYORSUNUZ ANLAMIYORUM.. ŞU KUM’A SOKTUĞUNUZ KAFANIZI BİR ÇIKARINDA EĞER “MÜSLÜMANIM” DİYORSANIZ BİRAZ ARAŞTIRIN.. YAHU HELE MANTIKLI BİR DÜŞÜNÜNSENE MİLYONLARCA MÜSLÜMAN NEDEN BİR HALK KAHRAMANINA İFTİRA ATSIN??? HANGİ MÜSLÜMAN LİDER (MADEMKİ KAHRAMANMIŞ) EN BASİTİ, ŞAPKA GİYMEYEN ONBİNLERCE MASUM İNSANI ASTIRIR??? YARIN BİRGÜN ÖLDÜĞÜNÜZDE, SELÂNİKLİ ZALİM KAMÂL’MI SİZİ KURTARACAK “EBEDÎ CEHENNEMDEN” (ALLAH KORUSUN)…BIRAKIN BU ZALİM “TÂĞUT’LARIN” PEŞİNDEN GİTMEYİ, AHİRETİNİZİ YAZIK ETMEYİN.. AÇIN KUR’ANI KERİMİ DE OKUYUN ALLAH AZZE VE CELLE “TAĞUT’LARIN” PEŞİNDEN GİDENLER HAKKINDA NELER DİYOR BİR OKUYUN DA GÖRÜN !!!!!!!
HERKESE SELAMLAR
Sizler gibi OROSPU COCUGU cok gordu Turkiye. Sizlerde bir gram cesaret olsa isminizi yazardiniz. Ancak ben bu sayfayi yayinlayan kisileri bulup server bilgisayarlarini gotlerine sokacagim. Ben FBİ da calisiyorum ve iletisim teknolijisi konusunda uzmanim. Sizi tespit edecegim ve Turkiye’ye gelip bulacagim sizleri. Bunu sahte olarak kabul edip dusunurseniz, isimi kolaylastirirsiniz, aksi takdirde gerceklerle yuzlesmeye hazir olun hain kopekler.
Cem Kara
sen yurt dışından yazıyor olmalısın yada uydurma isimle. biz ismimizi açarız. ama sizinkiler verecek cevap bulamayıp ibne yazıyor. o yazı orada kalıyor gören esas sanıyor. mevzu kemal olduğu için biz mahkemelere gidip hak arayamıyoruz. iyi olmuş deyiveriyor devlet. doğrutarih vermenin cezasını çekecek değiliz. sizin oyunlarınıza gelmiyoruz demektir bu. biz doğru yazıyor olmasak sen böyle köpürmezdın. bu arada kızılcıklar oldumu
her sey cok iyi cok güzel Mustafa Kemal mason ajan hain..SORU 1 Mustafa Kemal ne elde etti soru 2.Bize yardım eden İngiliz Fransız İtalyan Yunan ne kazandı..Ayrıca O dönem padişahlarımız İNGİLİZ elinde zaten KUKLA olmuş NEDEN başka bi kukla daha ortaya çıkarmakla uğraşşsınlar..ASIL MASON AJAN da SİZsiniz .Bİ kaç foto ve görüşmeyi birleştirip insanların aklını bulandırmayın..Yarın bi savaş olsa düşman gemisiyle kaçan siz olursunuz..
Yorumun icin tesekkür ederim Ali.
1 – M. Kemal ne mi elde etti? Bir memurken devletin bir numarasi oldu. Türkiye’nin en zenginleri arasina girdi.
2 – Ingiliz ve Fransizlar halifelikten kurtuldu. Böylece sömürgeleri altina aldiklari müslüman ülkeleri rahatlikla hicbir sorun yasamadan sömürdüler. Italya bir sey kazanamadi, cünkü Ingiltere ve Fransa italyadan habersiz gizli bir anlasma yapmisti. Yunanlilari da izmire cikardiklari icin italya ile ipler tamamen koptu. Yunanlilar aldatilmistir. Bir taseron olarak kullanildilar ve isleri bitince de kirli mendil gibi atildilar. Ancak yine de karli ciktilar. Osmanli gibi korktuklari bir imparatorluktan M. Kemal’in kurdugu ve kendilerinin dünya görüsüne sahip bir ülkenin komsusu oldular. Bu onlar acisindan memnuniyet vericidir. Zaten bu yüzden Venizelos M. Kemal’i nobel’e aday gösterdi. Bu gavurun kar’i olmasa, isine gelen bir durum olmasa M. Kemal’i nobel’e aday gösterir miydi?
3 – Padisahlar kukla olmamisti. Mevcut sistemi savunuyorlardi. Ayrica mesele sahislar degil sistemdir. Halifelik oldugu müddetce emperyalistlere rahat uyku yoktu.
4 – 15 Temmuz’da savas degil ama bir catisma oldu. Kimlerin kactigini bu millet acikca gördü. Atatürk olmasaydi olmazdik diyen can dündarlar, mehmet ali alaboralar simdi nerede? Bu millet, 15 Temmuz’da Allahu Ekber demeyi yasaklayan M. Kemal’e gereken cevabi söyle verdi: Ya Allah Bismillah Allahu Ekber!
Lan itin soyu, Mustafa kemal paşa milli mücadeleye başladığnda ortada osmanlı diye bir devlet kalmamıştı bu cumhuriyet yoktan var edildi. Tıpkı hain atalarınız gibi sizinde sonunuz aynı olacak.
Bozkurt adli yorumcuya. Nasil yoktu? Saka yapiyorsun galiba. Cünkü böyle cehalet olmaz. O zaman m.kemal kiminle yazisti? Uzaylilarla mi?
1 atan kendi itiraf ediyor belgelerle türk devleti Osmanlıyı yıkan “harekat ordusunun kumandanı bendim ! ” Kimlerle birlikte yahudi ,mason,türk katili Ermeni çeteleri ,sabataistlerle birlikte ! 2.Vahdettin İngiliz kuklası değildi ! ” Bizzat İngilizlere Anadolu’daki hakimiyetinizi biliyordum ! Anadolu’da bir görevli ihtiyacı duyarsanız ben beklemekteyim diyen” İngiliz yalamasi atanizdir ! İngiliz uşağı ! Ve Filistin ordusunun 7. Ordunun başında olan ataniz İngilizlerle savasmayip ! Orduyu geri çekip 8. Ve 4. Orduların 75 000 Türk’ün esir düşmesine sebep olup ! Suriye’ye kaçmıştır !!! Hemde ordu komutanlarindan olan “alman komutanin m.kemale orduyu geri çekme demesine rağmen !” Alman komutan 6 ay savasmasina rağmen m.kemal İngilizlerden karı gibi kaçmıştır! Bunuda defatle itiraf etmiştir !” Size karşı savaşırken icimde kin nefret düşmanlık yok diye !” Askerden kacanda siz Yunan tohumları siniz olum ataniz bile kaçtı kim bilir senin dedelerinde Allah bilir kurtuluş savasinda vs savasmayip kaçıp sonra kurulan sahte cumhuriyette devlet kademelerine yerleşen mason ermeni ,donmelerdendir! Kimin savaştan kacacaginida 15 temmuz işgal girisiminde gördük ! Fareler gibi kacistiniz marketlere atmlere !yavsak
3.m.kemal çok şey elde etti!
1 düşman olduğu en büyük engel İslami ortadan kaldırdı !Allah’ın kanunlari ,hükümleriyle İslam’la yönetimi kaldırdı ,basdusmanimiz YUNANDAN çakma demokrasiyi !dusmanimiz Fransa’dan sahte cumhuriyeti ! (Baş dusmanimiz İngiliz sömürgesi olduğumuzun en büyük delili) İngiliz yahudi şapkasını Kendine İngiliz sevdasına hoş geldigi için İngiliz şapkasını getirdi!,rumlarin bile nefret ettigi latinlerin alfabesini getirdi ,sahte ilahligini diktatorlugunu ilan etti!
2.turk milleti savaştan savaşa koşup elinde 1 kuru ekmek olmayıp açlıktan 100000 ler ölürken ! Millet e kufreder gibi milyardolar lar vererek heykellerini Türkiye’nin dört bir yanına diktirdi ! Yetmedi bu para da yetmeyince açlıktan ölmeyen elinde ekmek dahi olmayan turk milletini haraca bagladi !!! Millet açlıktan ölürken en pahalı yatlarda ! Balolarda alemlerde alem yapti ! Zevkten dört köşe oldu!!!
3.vari yoğu asker maaşı olan m.kemal 1938 de Türkiye’nin en zengini ülkenin neredeyse yarısını üzerine geçirdi ! Millet açlıktan olurken 8 köşk ! 5 araç ! Milyon dönüme varan araziler ! Binalar ,tesisler ,bağlar bagceler ! Lunapark ,depolar ,büyükbas kucukbas hayvanlar binlerce ,mekanlar vs vs vs. Ha bide en büyük ihabetlerden Hindistanlı müslümanların biz Türk milletine ” hilafet ,birlik beraberlik vatan korunsun diye gönderdigi 500000 altın var bunun sadece 150000 i millete harcanıp geri kalanı iş bankasi kurulup ( m.kemalin kendi hisseside olup (babasının parasıyla kurdu ya )hiç aksatmadan payını almıştır ,CHP’nin kurumlarına iç edilip harcanmıştır !!! Daha sayayimmi
Selamünaleyküm…
Allah sizlerden razı olsun.Yaptığınız iş gerçekten çok zor. Hele hele de şu kamalistler olduğu sürece gerçekten çok zor. Lakin bütün bu zorluklara rağmen gerçekleri söylemekten, ifade edip açıklamaktan geri durmayıp hakikati haykırmanıza hayran kaldım, doğrusu! Bir de bunları kaynaklarla, belgelerle, vesikalarla, dokümanlarla, evraklarla, arşivlerle vs. destekliyorsunuz. Bütün bunlara rağmen hâla kamalistçiler size savaş açıyor ve siz de hiç usanmadan buna karşılık veriyorsunuz. Allah sizlere sabır versin. Şahsen ben dayanamazdım, kamalistçilerin yaptığı onca yoruma. Bende elimden geldiğimce çevremdeki, etrafımdaki insanları, bu mevzuda doğru yola davet ediyorum. Lakin birisi davetimi inkar edince küplere biniyorum. Bu yolda sabırlı kalmak da mühim. Siz bunda muvaffak olmuşsunuz. İnşaAllah, elimden geldiği kadarıyla sizleri desteklemeye ve paylaşımlarınızı yapmaya çalışacağım. Allah yar ve yardımcınız olsun.
“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.”
(Ali İmran, 39)
Efe, aleykumselam, tesekkür ederim. Ancak paylasim sartlarimiz belli, lütfen riayet edin. Paylasmak istediginiz konunun linkini yani baglantisini paylasin sadece. Insanlar sitemize girsin ve buradan okusunlar. Itirazlarini buradan yapsinlar biz de cevaplarini verelim.
Selamünaleyküm…
Şeyh Said’in iade-i itibarı için bir kampanya başlattık. Ayrıca, kampanyanın içeriği bölümünün sonuna daha geniş bilgi için sitenizin Şeyh Said’le ilgili yazınızın linkini de verdik. Destek olup imzalar ve başka kimselere ulaşarak imzalatırsanız sizlere müteşekkir kalırız. En büyük arzumuz, bu kampanyayı sitenizde paylaşıp insanlara tebliğ etmenizdir. Biz Allah için çalışıyoruz. Şeyh Said bir hain ya da bir İngiliz ajanı değildir. Batı zihniyetindekiler, Vahdettin’e, Said Nursi’ye, İskilipli Atıf Hoca’ya “hain” deyip ellerinde hiçbir delil bulunmadan iftira attığı gibi Şeyh Said’e de iftira atmıştır. Biz, Şeyh Said’in iade-i itibarını istiyoruz. Allah destek verip imzalayanlardan razı olsun…
Kampanya: https://www.change.org/p/%C5%9Feyh-said-in-iade-i-itibar%C4%B1n%C4%B1-istiyoruz?recruiter=594846992&utm_source=share_petition&utm_medium=copylink&utm_campaign=share_petition
Sizi ingiliz pçleri sizi ne itibarı lan bu ülkede haine itibar yok.
Bozkurt adli yorumcuya… Artik ingiliz bilmem neyinin kim odugunu kücük bir zümre haric herkes biliyor. Arkadasim, m.kemalin ingilizlerle iliskisi coktan desifre oldu, sen uyuyorsun. Gözlerini ac. Insan kendini nasil böyle gülünc vaziyete düsürür hayret dogrusu.
bunları kızıllar yazıyor onlar başkası
Kitabınızı pdf olarak indirdim ama çıktı olarak çıkarıp öyle okumak istiyorum müsaade var mıdır? Telefondan okumak zor oluyorda.
Kendiniz okuyacaksaniz sorun yok.
Muhteşem bir bilgi kütüphanesi. Teşekkürler
Allah sizlerden razı olsun., Allah yardımcınız olsun… http://www.afyonkenthaber.com/
Bu ve bunun gibi portallar cehaletin ta kendisini, siz burada ancak kendiniz gibi cahilleri kandırabilirsiniz, sizler ingiliz, yunan, ermeni tohumlarısınız, tıpkı atalarınız gibi sizde amacınızda muaffak olayamacak onlar gibi defolup gideceksin. Yaşa MUSTAFA KEMAL PAŞA
Bozkurr adli yorumcuya… m.kemalin ingilizlerle iliskisi coktan desifre oldu. Sen uyuyorsun. Seni aldatan elit kemalist kesim bu yorumuna kis kis gülüyordur.
Başarılar dilerim! Allah’ın izniyle şeriat gelecek, zülüm bitecek!
Geri bildirim:Osmanlı Tüfek bile üretemedi diyen Kılıçdaroğlu’na Cevap-ALINTI-CANDARLIOGLU – Akdeniz Güneşi
Böyle bir sayfa kurup bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim büyük hayranlikla takip ediyorum hocam rabbim yar ve yardımcınız olsun
Bismillahirrahmanirrahim esselamualeyküm ve rahmetullah sizi çok seviyorum kaç yaşındasınız
Kardeşim ellerinde küfürdenbaska bir sermayeleri olmayanlara boşver( Kamal onlar için içlerindeki pisliği kusma aracı) İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR
sizle nasıl bir yerden konuşa biliriz özel sorularım olucakta burda biraz zor gibi
Geri bildirim:Belge ve Bilgi göndermek isteyenlere… – Belgelerle Gerçek Tarih