Sultan II. Abdülhamid Han’ı çıkardığı fermanlarla tanıyalım

Published by

on

Sultan II. Abdülhamid Han’ı çıkardığı fermanlarla tanıyalım

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

belgelerle sultan ikinci abdülhamid
***

31 Ağustos 1876’da tahta oturan ve 27 Nisan 1909’da aralarında yahudi-mason Emmanuel Karasu’nun da bulunduğu bir heyet tarafından tahttan indirilen Sultan II. Abdülhamid’i anlamak, Necip Fazıl Kısakürek’in de dediği gibi “her şeyi anlamak” olacaktır. Bir yandan ayrılıkçı ermeni ve yahudilere karşı mücadele eden, diğer yandan da Ingilizler ile ruslar arasında denge siyaseti takip ederek Osmanlı Devleti’ni ayakta tutmaya çalışan Sultan II. Abdülhamid Han, “Kızıl Sultan”, “Müstebid (Diktatör)” gibi birçok haksız iftiraya maruz kalmıştır. Ancak Sultan II. Abdülhamid’in hususi iradelerini inceleyen Prof. Dr. Vahdettin Engin, Sultan’ın, aslında birçok konuda uzmanlara danışmadan karar vermediğini belirtmekte ve bu konudaki kanaatini açıklamaktadır:

“Müstebid” bir padişah olarak bilinen ve saltanat yıllarına “Istibdat Dönemi” adı verilen Sultan, aslında birçok konuda uzmanlara danışmadan karar vermiyordu. Esas itibariyle de Yıldız Sarayı’nda, her zaman danışabileceği, güvendiği devlet adamlarından oluşan bir ekibi vardı. Çoğu zaman da ilgili uzmanlardan yazılı raporlar istiyordu. Kendisinin vereceği en son karar öncesinde uzmanların görüşünü alması ve ondan sonra kesin kararını vermesi bana ilginç gelmişti. Bu tarz çok saıyda örnek görünce, II. Abdülhamid’in çalışma sistemi hakkında daha iyi fikir sahibi oldum ve şu kanaate vardım. II. Abdülhamid idaresi aslında merkezi yönetimin güçlü olduğu bir nevi “Başkanlık Sistemi” gibi işliyordu ve bu yönüyle başlı başına önemliydi. Çünkü geniş bir coğrafyaya yayılmış olan devleti ayakta tutabilmesi buna bağlıydı.”[1a]

O halde bu iftiraların gerçek sebebi neydi? Bu iftiraların yegane sebebi, O’nun emperyalizme karşı dik durmasıydı. Prof. Dr. Vahdettin Engin, “Sultan II. Abdülhamid ve Istanbul’u” adlı eserinde “Padişahın kafasında korumaya kesinlikle karar verdiği bir coğrafya vardı ve buralara adeta bir kırmızı çizgi çizmişti” diyor ve şöyle devam ediyor: “Nitekim uygulama da bu yönde olmuş, II. Abdülhamid kendi padişahlığı döneminde bu coğrafyayı muhafaza etmeyi başarabilmişti. Sözünü ettiğimiz coğrafyayı ele geçirmeye çalışan ülkeler arasında ise başta Ingiltere olmak üzere Fransa, Rusya, Italya ve Avusturya bulunuyordu. Hepsi kendine göre emperyalist emellere sahip olan ve bu hedefe ulaşmak için askeri ve kültürel her türlü saldırı aracını kullanmaktan çekinmeyen bu ülkelere karşı direnebilmiş olması da başlı başına önemlidir.”

Prof. Dr. Vahdettin Engin, Sultan II. Abdülhamid’in “Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem” sözünü “bu direnişin bir yansıması” olarak görmekte ve Padişahı “19. Yüzyılın en önemli ‘antiemperyalist’ lideri” olarak nitelemektedir.[1b]

Ancak Sultan’ın bu dik duruşu, bilhassa yahudilerin Filistin’e yerleşmesini yasaklaması[2], tahtına mal olacaktı. Emperyalistlerin korkulu rüyası haline gelen[3] Sultan Ikinci Abdülhamid Han’ın Filistin’de bir Israil Devleti’nin kurulmasına izin vermeyeceğini anlayan siyonistler, onu hürriyet naraları atan Ittihat ve Terakki cemiyeti eliyle tahttan indirdiler.[4] Bunu zaten masonlar da itiraf etti.[5] Osmanlı yönetimini ele geçiren Ittihatçılar bununla da yetinmeyerek Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Harbi’ne soktular. M. Kemal’in Filistin Cephesi’nden kaçması (pardon geri çekilmesi) üzerine Filistin’de bir Israil Devleti’nin kurulmasının önünde artık hiçbir engel kalmamıştı.[6]

Siyonistlerin, Osmanlı’nın yenilmesi için çalıştıklarına dair itirafını ise New York’ta çıkan “The New Palestine” adındaki Yahudi gazetesinin 1923 Nisan sayısında görmekteyiz.[7]

Neticede II. Abdülhamid Han, ekonomik ve siyasi olarak Batılı egemen devletlerce kuşatılmış Devlet-i Aliyye’yi mali tedbirlerle ve siyasi manevralarla 33 yıl gibi uzun bir süre parçalanmadan ayakta tutabilmiştir.[8]

Sultan Ikinci Abdülhamid Han’ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti’ni parçalamanın ve Islam’ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar, bu Türk hakanına ve Müslümanların halifesine karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan’ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan” şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar. Hatta 1935 yılında Almanya’da padişahın bir filminin yapılacağını haber alan kemalist rejimin idarecileri, bu projeyi dahi engellemiş ve Sultan’ın doğru bir şekilde tanınmasının önüne geçmişlerdi.[9]

*

Sultan Ikinci Abdülhamid'in cenaze töreni

Sultan Ikinci Abdülhamid’in cenaze töreni…

***

Ancak gerçeklerin hiç de öyle olmadığını kendileri de biliyordu, nitekim Ingiliz casusu olarak bilinen Yahudi asıllı Türkolog Arminius Vambery, Ingiliz dışişlerine gönderdiği 17 Mayıs 1884 tarihli raporda Sultan II. Abdülhamid hakkında şunları yazmıştır:

“Padişah elindeki bütün imkanları seferber ederek, hayırseverliğini her fırsatta göstermekten kaçınmıyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri için büyük miktarlar harcamakta, halkının selamet, refah ve mutluluğu için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Padişahtan korkabilir, hatta nefret edebilirsiniz; ama çalışkanlığını ve adaletini asla inkar edemezsiniz.”

Vambery, başka bir seferinde de şu orijinal tahlilde bulunmuştur:

“Demir gibi bir irade, makul bir aklıselim, kibar ve nazik bir tavrı hareket, Türk ve Islam terbiyesi mümessili! Işte Sultan Hamid budur.”[10]

Ayrıca iftira atanlardan bazıları sonradan hatalı olduklarını fark etmiş ve O’nun ruhundan istimdat dilemişlerdi:

“Padişahım gelmemişken ya da biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz.” (Süleyman Nazif)[11]

“Tarihler adını andığı zaman,
Sana hak verecek hey Koca Sultan,
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyasî Padişahına.” (Rıza Tevfik)[12]

Fakat iş işten geçmiştir… Ne demiş atalarımız: “Ba’de Harab-ül Basra” (Basra harap olduktan sonra…)

Sultan II. Abdülhamid vefat ettiğinde cenazesi mahalle aralarından geçirilmiş ve nihayetinde Divanyolu üzerinde Sultan Mahmud Türbesi’ne ulaşmış. Evlerin pencerelerinden birtakım kadınlar çıkıyor ve şöyle diyorlar: “Bize ekmeği 10 paraya yediren, kömürün okkasını 5 paraya aldıran padişahım, bizi bırakıp nereye gidiyorsun?”[13]

*

Sultan Ikinci Abdülhamid'in cenaze töreni divanyolu

***

Istanbul sokaklarında pencerelerden uzanıp ağlayan halk, Ikinci Abdülhamid Han’a “Kızıl Sultan” ve “müstebit” diyen iftiracı sözde tarihçileri yalancı çıkarıyor.

***
Takipçilerimizin hatırlayacağı üzere bir yazımızda, Sultan II. Abdülhamid döneminde yapılan eserlere yer vermiştik.[14] Bu yazıda ise, Sultan Ikinci Abdülhamid’in “II. Abdülhamid ve Istanbul’u” adlı eserde yer alan bazı “Hususi Iradeleri”ne yer vereceğiz. Irade, dileme, isteme, meram, emir, ferman manalarına gelmektedir. Irade-i seniyye ise padişahın emri manasına gelmekte oup, sözlü ve yazılı olarak ikiye ayrılmaktadır. Sözlü iradeler padişahın sadrazama bizzat tebliğ ettiği emir karşılığı kullanılır. Yazılı iradeler ise, padişah emrinin saray başkatibi tarafından sadrazama bildirdiği belgelerdir. Dolayısı ile iradeler, padişahın düşüncesini, fikrini, maksat ve gayesini, şahsiyetini ortaya koyan tarihin bir numaralı belgeleridir. Işte, Hususi Iradeler de bu kabilden belgelerdir.

***

1 – Istanbul’da ekmek fiyatlarının 5 para dahi zamlanmasının her dönemde önüne geçilmesi

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Bazı yabancı ülkelerde, yağmur ve sellerden hububatın uğradığı zarardan ve Hindistan’da meydana gelen kıtlıktan dolayı bir takım tüccarın muhtelif piyasalar için Anadolu’dan çok miktarda hububat satın aldığı görülmektedir. Bu durum çiftçimiz için kazanç temin ettiğinden engellenmesi cihetine gidilmesi pek doğru olmasa da, bu hal ülke içindeki ihtiyacın karşılanamaması ve ekmek fiyatının fakir halkı sıkıntıya düşürecek dereceye varmasına sebep olabileceğinden, devletçe bir karar alınması gerekli bulunmuştur. Zat-ı şahaneleri vaktiyle Amerika’dan istatistik cetvelleri getirtmiş ve bunların önemini bizzat fark etmesiyle burada dahi istatistikler yapılabilmesi için özel bir istatistik dairesi kurulmasini emretmişti. Hatta büyük illerin valileri tarafından, cereyan eden gelişmelere göre alınan tedbirlerin kaydedilmesine mahsus, her hangi bir mesele zuhurunda başvurulmak ve haleften selefe devredilmek üzere özel bir istatistik defteri tutulmasını dahi ferman buyurmuştu. Bununla beraber, her nasılsa bu hususların yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şimdi hububat fiyatının yükselmeye devam etmekte olması etraflıca incelenmeye muhtaç ve önemli bir durum olduğundan, bu işin hükümetçe araştırılıp incelenmesi ve yabancıların Osmanlı hububat piyasasına olan rağbetinden dolayı bizim ziraatçılarımızın sağladığı avantaja zarar vermeyecek, ama ekmek fiyatının yükselmesine de yol açmayacak münasip bir tedbirin alınması gerekmektedir. Bu amaçla Dahiliye Nezareti dairesinde, Şehremaneti (Belediye) ve Ticaret nezaretlerinden (bakanlığından) birer memur alınmak suretiyle, bir komisyon teşkili hususunun bugünkü hükümet toplantısında görüşülmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
18 Ağustos 1897
Tahsin

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 42, 3 Ra 1315.

***

sultan ikinci abdülhamid ekmek parasi okka on para

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Başkitabet Dairesi

Buğday fiyatının şu günlerde artmaya başladığı ve bundan dolayı ekmeğin beher okkasına beş para zam yapılması lazım geldiği Şehremaneti (Belediye) tarafından arz edilmiştir. Buğday fiyatının artmasının ziraatla meşgul olanlar için faydalı olacağı aşikar olmakla beraber, ekmek fiyatının yükselerek bundan dolayı halkın sıkıntı çekmesine merhametli sultanımız razı olmamaktadır.

Buğday fiyatının bu yüksekliği, yabancı ülkelerde mahsulün iyi olmamasından dolayı Osmanlı Devleti’nden ihracatın çoğalması sebebiyledir. Gerçi böyle olmasında bir fayda dahi vardır.

Bununla beraber, ihracat memleketin ihtiyacı ile dengeli olmalıdır. Aksi halde, yani dahili ihtiyaç gözetilmeyerek ihracata devam edilmesi, Allah korusun içeride kıtlık meydana gelmesiyle birçok zarara sebep olabilir. Esasen ekmek yapılan unun, fazla su çekmek, kabarmak vesaire gibi çeşitleri olup vazifeli memurlarca bu cihet de dikkate alınmalıdır. Velhasıl velinimetimiz padişahımız efendimiz hazretleri ekmek fiyatının artmasına asla razı değildir.

Bu sebeple, yukarıda beyan olunduğu üzere, ekmek fiyatının yükselmesine fırsat vermeyecek şekilde ihracatın denetlenmesi gerektiğinden Şehremaneti ve Ticaret Odası ilgililerinden oluşan bir komisyonun hemen şimdi teşkil edilerek ekmek fiyatının artmasına engel olacak tedbirlerin düşünülmesi ve behemehal buna bir çare bulunarak akşama saraya sunulması Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
19 Haziran 1899
.
KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 15, 9 S 1317.

***

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Istanbul fırıncıları Konya ve Ankara’dan sevk olunacak buğdaydan üretilen unları kullanmaya mecbur tutulduğu takdirde, Istanbul halkı daha ucuz ve halis ekmek yiyeceği gibi, vilayetin mahalli ihtiyaçlarının da karşılanacağı, ayrıca devlet mallarının rağbet görmüş olacağı Konya vilayetinden bildirilmiştir. Yerli un kullanılmasından askeriye de fayda temin edeceğinden, keyfiyetin hükümetçe önemli değerlendirilerek verilecek kararın mazbata ile saraya arzı Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
15 Ekim 1901

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 48, 2 B 1319

***

2 – Istanbul Halkının kışlık yakacak ve et ihtiyacının sağlanıp, fiyatlarının yükselmesine engel olunması

Sultan ikinci Abdülhamid et fiyatlarinin ucuzlatilmasi, pahali olmamasina dair fermani

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Et fiyatının artış sebeplerinin Saray’a arzı hakkında sadır olan irade üzerine Şehremaneti’nden takdim olunan tezkerede belirtildiğine göre: Istanbul’un et ihtiyacının büyük bir kısmını sağlayan karaman koyunları bir müddetten beri Anadolu vilayetlerinden hemen hiç gelmemektedir. Aydın vilayetinde Dikili’den ve diğer yerlerden Istanbul’a gelmesi gereken elli bin raddesinde koyunun, damızlığa mahsus denilerek sevkine izin verilmemesi de, et fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştur. Bunun yanında Mısır, Kıbrıs ve yabancı ülkelere birçok hayvanın gitmesi de fiyat artışında etkili olmuştur. Et fiyatının ucuzlatılması için hükümetçe gereken tedbirlerin alınması Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
26 Mart 1908

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 70, 22 S 1326.

***

Sultan ikinci Abdülhamid halkin yakacak odun ve kömürün temin edilmesine dair fermani

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Halihazırda Istanbul’da mevcut bulunan odun ve kömür miktarı geçen seneye nispeten yarı derecesindedir. Istanbul’a yakacak gönderilmesi için vilayetlere yazı yazılmış olduğu halde henüz hiçbir faaliyet eseri görülmemektedir. Şu iki ay içinde ihtiyaca yetecek kadar yakacak gelmez ise kış mevsiminde mahallince hazırlanmış olsa bile nakli güç olacağı Şehremaneti tarafından zat-ı şahanelerine iletilmiştir. Istanbul’da yakacak fiyatının normalin üstünde olması halkın zarar görmesine sebep olacağından, geçen senelerin fiyatını geçmemek üzere gereken tedbirlerin bugün yapılacak hükümet toplantısında karara bağlanması Padişah efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
17 Temmuz 1907

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 8, 6 C 1325.

***

3 – Istanbul Gazeteleri ve Sansür

Sultan ikinci Abdülhamid yalan haber uyduran yabanci gazetelere müdahale edilmesine dair fermani cnn gazetesi yalan haber, bbc gazetesi yalan haber

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Istanbul’da bulunan yabancı gazete muhabirlerinin Osmanlı Hükümeti aleyhine bir takım haberler uydurarak mensup oldukları gazetelerde yayınlattıkları, bu gazetelerin Istanbul’a gelen nüshalarından anlaşılmaktadır. Bu tür yalan haberler Osmanlı Hükümeti hakkında yanlış düşünceler meydana gelmesine sebep olduğu gibi, içerde dahi kötü bir tesir yapmaktadır. Bu sebeple yabancı gazete muhabirlerinin yalan haberlerinin önlenmesi için ne yapılmak lazım geleceğinin hükümetçe etraflıca düşünülüp müzakere edilmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
9 Temmuz 1897

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 20, 08.S.1315.

***

4 – Devlet Daireleri ve Memurların durumu

Sultan ikinci Abdülhamid devlet dairelerinin kaloriferle isitilmasi ve memurlarin rahatina dair ferman

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Resmi dairelerin ısıtılması için soba ve mangal kullanılmakta ise de küçük bir dikkatsizlikten dolayı Allah göstermesin yangın çıkarak birçok zarara yol açması muhtemeldir. Ayrıca soba ve mangallar için gerekli odun ve kömürün temini, satın alınması ve nakli hususunda da pek çok masraf ve külfete katlanıldığı halde yine de istenilen derecede ve muntazam bir surette ısı sağlanamamaktadır. Özellikle koridorlar, odalar derecesinde sıcak olmadığı cihetle, sıcaktan soğuk bir yere çıkılması gibi sağlığın muhafazası açısından asla caiz olmayan mahsurlar da meydana getirmektedir. Memur ve müstahdemlerin bu durumlarını dikkate alan şefkatli padişahımız, kömür ve odun gibi maddelerin odalara taşınması külfetine gerek bırkamyarak, tasarruf ile beraber intizamı dahi tamamıyla temin edecek ve bütünüyle birçok fayda sağlayack olması hasebiyle, devlet dairelerinde kalorifer tesis edilmesini kararlaştırmıştır. (…) Ancak bunların tesisi esnasında duvarların tahrip edilmesinin önüne geçilmesi ve binaların dayanıklılığının zarar görmemesi için fennin gerektirdiği tarzda hareket edilmesi gerekmekte olup, tesisat masrafının ve diğer teferruatlarının Mösyö dö Begov ile müzakere edilmek suretiyle kararlaştırılması Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
13 Ağustos 1901

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 81, 1319 R 27.

***

5 – Istanbul’da yaşayan Müslümanların hal ve hareketleri hakkında

Sultan ikinci Abdülhamid müslüman kadinlarin carsaf ve feracelerinin uygun bulunmadigi ve dogru örtünmeye önem verilmesine dair ferman

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Müslüman kadınlarından bazılarının giydikleri gerek çarşaf ve gerek feraceler örtünmeye uygun bir halde bulunmayıp, çarşafların adi entari şeklinde, feracelerin kolsuz ve mintansız bir surette ve yaşmakların da gayet ince olduğu Yıldız Sarayı’na dönüşü esnasında zat-ı şahanelerinin gözüne çarpmıştır. Feracelerin eskiden beri bir örtünüş şeklinin bulunduğu malumdur. Bu sebeple Islamiyet’in şiarına yakışmayacak o gibi şeylerin katiyen men edilmesi ve örtünmenin gereklerine özen gösterilmesi için hükümetçe bir karar alınması ve bir de bazı kadınların subayların ceketlerine benzeyen ceket ve manto giydikleri, bu hal uygunsuz olduğundan bunların yapılmaması Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
14 Ocak 1904

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 97, 24 L 1321.

***

6 – Istanbul’da alenen içki içilmesinin ve kumar oynamasının yasaklanması

Sultan ikinci Abdülhamid kumarin yasaklanmasina dair ferman kumar oynamanin yasaklanmasi osmanli

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Kumar oyunu esas olarak bütün ülkelerde yasak olmakla beraber, bu husustaki yasaklama şeriatın haram kılmasıyla Osmanlı Devleti’nde bir kat daha şiddetlidir. Böyle olduğu halde, Büyükdere vesair bazı yerlerde kumar oynatılmakta olduğu padişah tarafından haber alınmıştır. Beyana hacet olmadığı üzere kumar oyununun, buna düşkün olanların er geç mahv ve harap olmalarına sebebiyet verdiği ve birçok müptelanın zaruret güdüsüyle rüşvet, cinayet veya intihara cüret ettikleri yaşanan hadiselerden bilinmektedir. (…) Padişahımız efendimiz, şer’an ve kanunen yasak bulunan kumarın Osmanlı Devleti’nin hiç bir bölgesinde oynanmamakta olduğunu zannettikleri halde, sözüne güvenilir kişilerin ifadesinden kumarın bir vakıa olduğu anlaşılmıştır. Bunun sebebi ise kumarı yasaklayan kanunun ilgili memurlarca gerektiği gibi uygulanmaması ve memurların görevlerini ihmal etmeleridir. Bu durum padişah nezdinde teessüfle karşılandığı gibi şeriatın men ettiği bir şeyin vaki olması Osmanlı Hükümeti’nce de caiz görülemeyeceğine göre, Zaptiye Dairesi’ne gerekli tebligatın yapılıp kumar oyununun tamamen yasaklanması Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
28 Eylül 1899

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 64, 22 Ca 1317.

***

Sultan ikinci Abdülhamid meyhanenin yasaklanmasina dair ferman meyhane acilmasinin yasaklanmasi osmanli icki yasagi

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Biri Aksaray’da Laleli Cami-i şerifi civarında ve diğeri Şehzadebaşı’nda Islam mahallesinde olmak üzere bu kere iki adet meyhane açılmasına teşebbüs olunduğu zat-ı şahanelerinin kulağına gitmiştir. Bu hal hürriyet ve müsavat hususlarında suistimal derecesinde ileri gitmek demek olup, çünkü dinen caiz olmayan hallerden sakınmak gerektiğine göre böyle, camilerin yanlarında ve Islam mahallesinde meyhane açılması gibi, kurallara aykırı teşebbüslere müsaade edilemez. Ayrıca içkinin, gürültüye sebep olan ve çoğunlukla insanları cinayete sevk eden yönü olmasına nazaran, meyhane sayısının çoğalması sükunetin muhafazası ve memleketin asayişi bakımından zararlı olduğu gibi, bazı yerlerde şer’i şerife aykırı bir takım hanelerin de açılmakta olduğu rivayet edildiğinden, bu tür şeylere mani olacak tedbirlerin alınması hususunda Şehremaneti ile Zaptiye Nezareti’ne tebligat yapmak üzere hükümetçe bir karar verilmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
17 Ekim 1900

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 57, 22 C 1318.

***

10 – Istanbul’daki aciz ve muhtaç insanlara yardım yapılması

Sultan ikinci Abdülhamid fakir fukara muhtaclara yardim edilmesine dair ferman

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Birkaç günden beri kış şiddetle hükmünü icra ettiğinden Istanbul ve Bilad-ı Selase’de ikamet eden fakir ve muhtaç ahali için kömür, hırka, yorgan, fanila vesaire tedarik edip kendilerine verilmek üzere zat-ı şahaneleri tarafından yardım olarak bin lira ihsan buyurulmuştur. Bu amaçla Dahiliye Nezareti dairesinde ve nezaret müsteşarı beyefendinin riyasetinde bir komisyon teşkil edilecek ve geçenlerde muhtaç hastalar için kurulmuş olan yardım komisyonunda dahi haylice para birikmiş ve hamdolsun hastalığın gerilemiş olması sebebiyle oradan dahi para alınması mümkün olabilecektir. Hastalara yardım komisyonundan da bir miktar para alınmasıyla, ayrıca zengin ve hayırseverlerden arzu edenlerin dahi yardıma katılmaları ile makbuzlar bastırılarak belediye daireleri aracılığıyla, hakkaniyet ve tarafsızlığa son derece dikkat edilerek, ihtiyaçları tespit olunup fakir ahaliye yarından itibaren yardımlara başlanacağı hsususunun gazetelerde ilan edilmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğinden olup, zat-ı şahanelerinin ihsan buyurduğu bin lira dahi yaver beye tevdi edilerek taraf-ı sadaretpenahilerine gönderilmiştir.

Saray Başkatibi
Süreyya
23 Ocak 1893

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 13, 5 B 1310.

***

Sultan ikinci Abdülhamid imaretlerdeki corbalara fazla pirinc atilmasina dair ferman

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Imaretlerde pişirilmekte olan çorbaların pirinci azca bulunmuş olup, bunlara ziyade pirinç konulduğu durumda gerçi masraf çoğalır ise de, bu masraf Evkaf-ı Hümayun (Padişahların ve onlara mensub olan kişilerin bıraktıkları vakıflar) hazinesinden karşılanacağından, bundan sonra imaretlerde pişirilecek çorbalara daha fazla pirinç konulmalıdır. Ekmeklerin dahi pişkin olmasına özen gösterilmelidir. Şimdiye kadar imaretlerde haftada bir verilen pilavın bundan sonra haftada iki defa verilmesi ve her imarette pişirilen çorba, pilav ve ekmeklerin hangi imarete ait olduğunun dahi işaret edilerek numune olmak üzere birer miktarının saraya gönderilmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Süreyya
14 Eylül 1893

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 25, 3 Ra 1311.

***

Sultan ikinci Abdülhamid sokakta kalan bir kadina yardim edilmesine dair ferman

Yıldız Saray-ı Hümayunu
Baş Kitabet Dairesi

Kiracı olarak oturmakta bulunduğu evden atıldığından ve sokak ortasında kaldığından bahisle zat-ı şahanelerin merhametine sığınan Ümmü Gülsüm adlı kadının istidası üzerine, söz konusu kişinin Darülaceze’ye gönderilinceye kadar fakirlere yardım ödeneğinden faydalandırılmasına dair irade taraf-ı sadaretpenahinize ulaştırılmıştır. Ayrıca Darülaceze nizamnamesinin bir an evvel tamamlanarak saraya iletilmesi Padişahımız efendimiz hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.

Saray Başkatibi
Tahsin
26 Eylül 1895

KAYNAK: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Hususi, 42, 6 R 1313.

***

.

**********

.

KAYNAKLAR:

[1 a,b] Prof. Dr. Vahdettin Engin, Sultan II. Abdülhamid ve Istanbul’u, 2. Baskı, Yeditepe Yayınevi, Istanbul 2008, sayfa XVII, XVIII.

[2] Cennet mekan Sultan Ikinci Abdülhamid Han, yahudilerin Filistin’e yerleşmelerini yasaklamıştı, buna mukabil Kemalist rejim ise Israil’i tanıyan -halkı Müslüman olan- ilk devlet idi. Belgeler için bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/11/15/osmanli-ve-cumhuriyet-arasindaki-farki-gosteren-iki-belge/

Ayrıca bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/11/25/ii-abdulhamidin-seyhine-yazdigi-filistin-mektubu/

[3]  II. Abdülhamid’in takip ettiği siyasetin emperyalistleri ne denli dehşete sevkettiğine dair bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2013/07/12/emperyalistlerin-korkulu-ruyasi-sultan-ii-abdulhamid-ve-tarikatlar/

[4] Selanik’ten, 31 Mart isyanını bastırmak bahanesiyle Istanbul’a gelen ve Sultan II. Abdülhamid Han’ı tahttan indiren “Hareket Ordusu” hakkında çarpıcı gerçekler için bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/07/25/sultan-ii-abdulhamid-hani-tahttan-indiren-ittihat-terakki-ve-hareket-ordusu-kumandani-mahmud-sevket-pasa/

[5] Mason Üstadı itiraf etti: Sultan Abdulhamid’i biz devirdik:

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/06/10/mason-ustadi-itiraf-etti-sultan-abdulhamidi-biz-devirdik/

[6] M. Kemal’in Filistin cephesinden kaçışı (pardon geri çekilişi) sonrasında “75.000 asker esir olmuş ve 360 top, 800’den fazla makineli tüfek, 200 kamyon, 44 otomobil, 89 lokomotif, 468 yük ve yolcu vagonu” düşmanın eline geçmiştir. Tafsilat için bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/05/30/filistin-cephesindeki-hain-m-kemal-ataturk-mu/

[7] The New Palestine Gazetesi (New York), Nisan 1923.

Ayrıca bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2013/04/29/1-israil-cumhurbaskani-chaim-weizmannin-itirafi/

Tavsiye edilen bir yazı:

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/11/21/sultan-ii-abdulhamide-darbe-yapan-jon-turk-ve-ittihatcilar-kime-hizmet-ettiler/

[8] Dr. Hüseyin Özdemir, Belgelerle II. Abdülhamid Han, ÖKM Yayınları, Konya 2013, sayfa 8.

[9] Kemalist rejimin, Almanya’da çekilmek istenen Sultan II. Abdülhamid filmini engellemeye teşebbüs ettiğine dair resmi yazışmalar için bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2013/04/06/kemalist-rejimin-sultan-ii-abdulhamid-korkusu/

[10] Daha geniş malumat için bakınız; Ismail Çolak, Son Imparator: Abdülhamid Han’ın Gizemli Dünyası, Nesil Yayınları, Istanbul 2009, sayfa 286 ve devamı.

[11] Yakup Kenan Necefzade, II. Abdülhamid ve Ittihat ve Terakki, Itimad Yayınevi, Istanbul 1967, sayfa 79.

[12] Filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın II. Abdülhamid Han pişmanlığı:

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/08/11/sultan-abdulhamid-dusmanindan-muthis-itiraf/

[13] Prof. Dr. Ilber Ortaylı, Cumhuriyet’in Ilk Yüzyılı 1923-2023, 9. Baskı, Timaş Yayınları, Istanbul 2014, sayfa 33.

[14] Sultan Ikinci Abdülhamid Han döneminde yapılan bazı eserler için bakınız;

http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/10/14/sultan-ikinci-abdulhamid-han-doneminde-yapilan-bazi-eserler/

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

.

**********

.

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

www.belgelerlegercektarih.com

*

One response to “Sultan II. Abdülhamid Han’ı çıkardığı fermanlarla tanıyalım”

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.