Bursa, M. Kemal Atatürk’ün emriyle çarpışılmadan boşaltıldı – Venizelos Osman Gazi’nin sandukasını tekmeledi
*
Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız
M. Kemal Atatürk ile Kılıç Ali aynı karede
***
Kadir Mısıroğlu, “Bursa, çarpışılmadan düşmana teslim edildi” diyordu, lakin okullarda resmi tarih ile beyinleri yıkananlar inanmıyordu. Işte aynı şeyi M. Kemal Atatürk’ü göklere çıkarmakla tanınan Kılıç Ali de söylüyor.
Bursa’nın Yunanlılar tarafından saldırıya uğraması üzerine M. Kemal Atatürk, Bursa Valisi Hacim Muhittin Bey’den şehri savunmasını istemek yerine terketmesini emretmiştir.
M. Kemal’i göklere çıkarmakla tanınan Kılıç Ali:
“Meclise ilk defa olarak girdiğim o günlerde Bursa düşmüş, Yunanlılar tarafından işgal edilmiş olduğu için Bursa mebusu Muhittin Baha ile Hamdullah Suphi Beyin pek hazin nutuklarını dinlemiş, çok müteessir olmuştum. Bu müzakere esnasında bazı mebuslar Vali Hacim Muhittin Beyin vakitsiz olarak Bursa şehrini terketmesinden bahsediyor, tecziyesini (cezalandırılmasını), hatta idamını bile istiyorlardı. Karar Hacim Muhittin Beyin aleyhine olarak çıkabilirdi…”
Dedikten sonra, M. Kemal’in yerinden fırlayarak şunları söylediğini yazıyor:
“Efendiler, Hacim Muhittin Beyi cidden tecziye etmeli, fakat vakitsiz çıktığından dolayı değil, benim ona daha çok evvelden şehri terketmesi için verdiğim emri dinlemiyerek son güne kadar içeride inad ederek kalmasından dolayı tecziye etmek lazımdır!”[1]
Kılıç Ali’nin yazdıklarını Meclis tutanakları da doğruluyor. Ancak Kılıç Ali yalnızca Hacim Muhittin Beyin ismini yazmış, esasen daha fazla kişinin divanı harbe verilmesi istenmişti. Bunların arasında Alaşehir Kumandanı Âşir ve 20. Kolordu Kumandanı Albay Bekir Sami de vardı. Zaten hatıratlarda bütün ayrıntılara yer verilmesi beklenemez.
Neyse, konumuza dönelim…
Bu konu hakkında Meclis tutanağında aynen şöyle yazıyor:
Karahisarı Sahip mebusu Mehmet Şükrü Beyin, Bekir Sami, Hacim Muhittin ve Âşir Beylerin infisallerine ve şimdiye kadar bir divanı harbe tevdi edilmemeleri sebebine dair Dahiliye ve Erkânı harbiyei umumiye riyasetinden istizah takriri.
HAMDULLAH SUPHİ BEY (Antalya) — Bursa’dan alınan bütün malumat, Bursa’dan gelen mebuslar bizi temin etmişti. Düşman civara gelmeden, şehirden çıkmıştır.
MUSTAFA KEMAL PAŞA HAZRETLERİ (Devamla) — Çok aldanıyorsunuz Beyefendi Hazretleri.
HAMDULLAH SUPHİ BEY (Antalya) — Soran sizsiniz, cevap veriyorum. Rica ederim, eğer mebusluk sıfatını tanıyorsanız, dürüst söylemeye hakkınız yoktur. Deminden de İsmail Suphi Beye öyle muamele yaptınız.
MUSTAFA KEMAL PAŞA HAZRETLERİ (Devamla) — Müsaade buyurun, cevap veriyorum. Bu zatın söylediği umumiyetle yalandır ve yanlıştır.
HAMDULLAH SUPHİ BEY (Antalya) — Müsaade buyurun yalan değildir, yanlış değildir. Asla efendim…
MUSTAFA KEMAL PAŞA HAZRETLERİ (Devamla) — Ben söz aldım, söz söylemek hakkı benimdir. (Efendiler; Bekir Sami Bey Bursa’yı terk etmemiştir ve ben kendi imzam tahtında Bursa işgal edilmeden evvel emir verdim. Harekâtı askeriyenin istilzam ettiği hareketin doğrusu Bursa’yı terk etmek idi.
NAFİZ BEY (Canik [Samsun]) — Şu halde siz de mesulsünüz!
***
Evet, Samsun Milletvekili Nafiz Bey haklı olarak; “Şu halde siz de mesulsünüz!” demiştir.[2]
*
Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız
Meclis’te yaşanan tartışmanın tutanağı (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, cild 3, Içtima 48, 14 Ağustos 1336, celse 2, sayfa 227.
***
Bu nasıl bir anlayıştır? Yunanlılara karşı Bursa’yı savunan adamları, şehri terketmediği için suçluyor.
Neden mi?
Yunanlılar Anadolu’yu işgal edecek, halk da ordunun kaçtığını görerek ümitsizliğe düşecek. Sonra, nihayet M. Kemal başkumandan olup ordunun başına geçecek ve Ingilizlerin desteklerini çekmesiyle geri çekilmek zorunda kalan Yunanlıları “M. Kemal kovdu” gösterilecek.
Ateş büyüsünki, söndüreni makbul olsun. Tıpkı Kemal Sunal’ın “Yedi Bela Hüsnü” filmindeki gibi:
Şaban’ın filmini örnek gösteriyoruz ki meseleyi daha iyi anlayabilesiniz
***
Bursa’nın tek kurşun atılmadan boşaltılmasından sonra Venizelos’un oğlu Sofokles’in başında bulunduğu Yunan ordusu Bursa’ya girdi.
Sofokles bir fotoğrafçıyı da yanına alarak bir manga askerle birlikte Osman Gazi’nin türbesine yöneldi. Venizelos’un askerleri, kale burcuna saldırırcasına türbe kapısına yüklenmiş ve tahta kapının çatırdayıp devrilmesiyle birlikte, Sofokles önde, fotoğrafçı arkada türbeye girmişlerdi. Ne yapılacağını anlamayan askerler de, her an birileri çıkıverecekmiş gibi, süngülü tüfeklerini türbe kapısına doğrultmuşlardı.
Osman Gazi’nin sandukası, başındaki sarığıyla öylesine vakur ve öylesine haşmetliydi ki; askerler ister istemez irkilmişlerdi. Sofokles, şaşkın bakışlar arasında sandukanın yanına gelerek, önce askerleriyle beraber bir içki âlemi tertiplemiş, sonra da iyice kendinden geçtiği bir esnada mahmuzlu çizmelerini kaldırıp sandukaya üst üste üç tekme savurmuştu. Ardından Sofokles, kılıcını, hayali düşmanına doğru hamle yapar gibi sallayarak küfürle karışık şu narayı atacaktı:
“Kalk ey koca sarıklı, koca Osman! Kalk da torunlarının halini gör! Kurduğun devleti yıktık. Seni öldürmeye geldim!..”
Bir müddet türbenin içinde kılıcını sallayarak dolaştıktan sonra zafer kazanmış bir kumandan edasına bürünen Venizelos’un oğlu, ayağını sandukanın üzerine koyup kılıcına dayanarak fotoğrafçıya şöyle seslenmişti:
“Çek bakalım bir Bursa hatırası…”
Sofokles, Don Kişotça bir tavırla çektirdiği bu fotoğrafı Atina’ya gönderirken arkasına ise şu satırları yazacaktı:
“Ordularımız Bursa’ya hakimdir. Şu anda Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman ayaklarımın altındadır. Bizans’ın intikamını aldım.”[3]
Bu konuda Yılmaz Akkılıç’ın “Kurtuluş Savaşında Bursa” isimli eserinde malumat bulabilirsiniz.[4]
*
Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız
***
Işte, Cennet Mekan ecdadımız Osman Gazi’ye yapılan ve bir bakıma M. Kemal Atatürk’ün sebep olduğu küstahlık
***
Sofokles Venizelos’un babası Eleftherios Venizelos ile M. Kemal Atatürk
***
Kadir Mısıroğlu, Sofokles Venizelos’un küstahlığına temas ettiği “Yunan Mezalimi” adlı eserinde Müslümanlara şöyle sesleniyor:
“Aziz Vatan Evladı! Unutma! ve Affetme!”[5]
Kemalistler, M. Kemal Atatürk Peygamberin mezarını yıkmak isteyen Suudi kralını tersledi ve onu tehdit etti diye yalanlar uyduracaklarına bu rezalete cevap versinler… Bırakın taa Arabistan’daki kabri, Bursa’daki kabri bile koruyamadı.
***
NOT:
M. Kemal Atatürk’ün Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin mezarını yıkılmaktan kurtardığı yönündeki iddia tamamen uydurmadır. Bunun uydurma olduğunu şu konumuzda görebilirsiniz:
**********
KAYNAKLAR:
[1] Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yayınları, Istanbul 1955, sayfa 40.
[2] TBMM Zabıt Ceridesi, cild 3, Içtima 48, 14 Ağustos 1336, celse 2, sayfa 227.
[3] Zekeriya Yıldız, Gümüşlü Kümbetin Mesajı, Dergim Dergisi, sayı 2, Ocak 1998.
[4] Yılmaz Akkılıç, Kurtuluş Savaşında Bursa, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı, Bursa 1997, sayfa 336.
[5] Kadir Mısıroğlu, Yunan Mezalimi (Türk’ün Siyah Kitabı), 9. Baskı, Sebil Yayınevi, Istanbul 1976, sayfa 223.
**********
Kadir Çandarlıoğlu
**********
“Belgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz:
http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez
*
Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:
http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com
*
*
Bir Cevap Yazın