M. Kemal Atatürk’ün mal varlığı, serveti (Geniş kapsamlı)

Published by

on

M. Kemal Atatürk’ün mal varlığı, serveti (Geniş kapsamlı)

Ne zaman M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıyla ilgili bir konu gündeme gelse, okullarda kemalist ideolojinin beyin yıkama seanslarına maruz kalan kemalistler, düşünmeye bile lüzum hissetmeden hakaretlere başlıyorlar. Çünkü M. Kemal, o beyin yıkama seanslarında -haşa- adeta bir ILAH gibi empoze edilmektedir. Son zamanlarda, yakın tarihimize objektif bakmaya – anlatmaya çalışan tarihçilerimizin sayısının hızla artmasıyla birlikte, kemalist kalemşörleri bir korku aldı. Zira “Atatürk” putunun da, sadece isimleri farklı olan Mekkeli müşriklerin “Lat”, “Menat”, “Uzza”, “Hubel” ismindeki putları gibi yıkılmakta olduğunu görüyorlar. Bu yüzden devrimbaz kemalistler, tıpkı Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibi, kendi elleriyle yaptıkları putlarının yıkılmasını önlemeye çalışıyorlar. Ancak nafile; biz, put kıran bir Peygamberin Ümmetindeniz, Allahu Teala’nın izniyle gerek kalplerdeki gerekse meydanlardaki putları birgün kıracağız.

Ebu Cehil ve avenesinin Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize -haşa- “deli”, “mecnun” iftirasını attıkları gibi, kemalist aktörler de Atatürk putunu yıkmaya çalışan müslümanlara “deli” ve “mecnun” iftirasını atmakla Hak sözü itibarsızlaştırmayı hedefliyorlar. Bununla beraber, M. Kemal Atatürk’ün yanlış ve haksız icraatlerine kılıf bulmakla meşguller. Bu kılıf bulmaya çalıştıkları meselelerden biri de M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıdır.

Çocuğu yeni ölmüş bir Anne’ye bile kahkaha attıracak derecede komik olan bu kılıflardan birkaçını burada kısaca cevaplayalım:

***

1 – M. Kemal Atatürk’ün Muazzam Geliri Konusunda

KILIF:

“Ama birçok kişiye, örneğin Inönü’ye, para veriyordu” ve “meşhur sofraların parasını kendi cebinden ödüyordu.”

CEVAP:

Bu sözler, beyinlerini okullarda yıkadıkları gençleri “tatmin” ve M. Kemal’e olan bağlılıklarının devamını “temin” etmek gayesiyle ortaya atılmış gülünç bir savunmadan öteye gidememektedir. M. Kemal’in bazı kimselere maaş bağlamasından veya maddi “yardımda” bulunmasından bize ne? Hakikaten, M. Kemal Atatürk’ün 2 numaralı hesabından 21 Aralık 1924, 7 Şubat 1925, 12 Mart 1925 ve 2 Nisan 1925 tarihlerinde toplam olarak 15.150 lira; 4 numaralı hesabından 11 Mart 1926 ve 8 Nisan 1926 tarihlerinde 25.000’er liradan 50.000 lira olmak üzere toplam 65.150 lira ödeme yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla, Atatürk’ün Iş Bankası’ndaki hesaplarından, 1924 yılından ölümüne kadar Ismet Inönü’ye 365.150 lira ödendiği anlaşılmaktadır.”[1] Başbakan maaşı alan Ismet Inönü’ye “yardım” adı altında verilen paralar, Inönü’yü “çok düşündüğünden” veyahud “merhametinden” dolayı mıydı yoksa onu kendine bağlı tutmak veya başka emellerine ulaşmak için miydi? Aralarının açılmasından sonra bu “yardımın” arttırılması -herhalde- M. Kemal’in “merhamet duygusundan” veya “duyarlı” olmasından kaynaklanmıyordu. Kemalist tarihçi Sina Akşin’in bu konuda; “Atatürk’ün neden Inönü’ye cebinden aylık bağladığına gelince, ben bunu kilit bir devlet adamının yüzde yüz sadakatini sağlamak için devrimci bir güvenlik önlemi olarak değerlendiriyorum.”[2] şeklindeki yorumu bizi haklı çıkarıyor. Acaba Inönü M. Kemal’e ait bir sır mı biliyordu?

Neyse fazla uzatmayalım…

Ama takdir edersiniz ki, o kadar duyarlı, merhametli ve yardımsever bir insan, Başbakan maaşı alan Inönü’ye değil, fakir halka para yardımında bulunurdu.

Ne gezer!

Aksine, M. Kemal savaştan yeni çıkmış, aç, fakir, sefalet içindeki halkı; yahudi dininin sembolü olan şapkayı -emperyalistlerin cebini doldurtmak suretiyle- satın almaya zorlamıştır.

Öte yandan, meşhur sofrasının masraflarını kendi karşılamayacaktı da kim karşılayacaktı? Içtikleri rakının parasını da mı heykellerinin masrafını ödettikleri halkın omzuna yükleyeceklerdi?

***

2 – M. Kemal Atatürk’ün Muazzam Mal Varlığı Konusunda

KILIF 1:

“Ama hepsini hazineye bağışlamıştır.”

CEVAP 1:

M. Kemal’in çiftlikleri ve fabrikaları hazineye bağışlaması, onun bunları edinmesindeki yol ve yöntemi meşrulaştırmaz. Madem öyle, o halde ben de “sonunda zaten hazineye bağışlayacağım” diyerek çalayım, çırpayım, gasp edeyim, haksız gelir elde edeyim… Müsaade var mı?  Bu suale vereceğiniz cevap doğal olarak, “saçmalama” olacaktır. Işte kemalistler bu saçmalığı savunuyor.

Kaldı ki, M. Kemal Atatürk’ün çiftliği elden çıkarmak istemesindeki sebebi Ismet Inönü şöyle ifade ediyor:

“Aslında çiftliği elden çıkarmanın bir sebebi de ‘zarar etmesi’. Ondan ‘kurtulmak’ için satış muamelesi düşünülüyor.”

M. Kemal Atatürk, Orman Çiftliğini hazineye “bağışlamak” değil, “satmak” istiyordu.

Bu gerçeği, yine bizzat M. Kemal Atatürk’ü “bağışlamaya” ikna eden Ismet Inönü’nün hatıratından okuyalım:

“Bu meseleyi ben açtım Atatürk’e, Atatürk’le ilk görüşmemde Orman Çiftliğinin ‘satın alınması’ meselesini konuştuk. Atatürk Ziraat Vekâleti’nin çiftliği almak istediğini söyledi. O zaman hatırımda tam rakamı kalmadı, bedeli meselesinin konuşulduğunu da orada öğrendiğimi zannediyorum. Ben buna itiraz ettim.

Orman Çiftliğini yetiştirmek için çok emek sarf etmişsiniz, ama hükümet ve devlet de bir örnek göstermek için gösterdiğiniz gayreti kolaylaştırmak üzere çok emek sarf etmiştir. Büyük ölçüde hükümet yardımı ile meydana gelmiş bir eseri tekrar hazineye satmak muamelesi bizim için doğru olmaz.

– Ne olacak çiftlik diye sordu… Hazineye ver doğrudan doğruya dedim… O halde ben vereyim dedi.”[3]

Gördüğünüz gibi M. Kemal Atatürk, çiftliği “zarar ettiği” ve ondan “kurtulmak” için “bağışlamak” değil, “satmak” istiyordu.

Şimdi bazıları, “ne malum Ismet Inönü’nün yalan söylemediği?” yönünde bir itirazda bulunabilir. Çünkü M. Kemal Atatürk onların beyinlerine “kutsal” bir varlık olarak şırınga edilmiştir. Onun aleyhinde olan her sözü yalan ve iftira olarak kabul ediyorlar.

Oysa M. Kemal’in özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak bilinen ve büyük bir güven duyulan Umumi Kâtibi (Genel Sekreteri) Hasan Rıza Soyak’ın söyledikleri Ismet Inönü’yü doğrulamaktadır.

Hasan Rıza Soyak devir işleminin nasıl başlatıldığını şöyle anlatıyor:

“1937 senesi Mayıs ayı içindeydi; memleket dışında bir vazife ziyaretine çıkacak ve ilkin Paris’e uğradıktan sonra Almanya’ya gidecektim.

– Çocuk! Çabuk gel, gel de artık şu çiftliklerin devir işini halledelim. Biliyorsun ben 1927 senesinde, Büyük Nutkumu verdiğim celselerden birinde TBMM’ye bunların partiye ait olduğunu söylemiştim. Bu itibarla devir esnasında hükümetten, parti için bir miktar para alırsak iyi olacaktır. Bakalım Ismet Paşa’nın avdetinde (dönüşünde) meseleyi onunla da görüşeceğim,[4] en münasip şekli o zaman kararlaştırırız.”[5]

Bu arada M. Kemal -yukarıda Inönü’nün anılarından da aktardığımız gibi- Inönü ile görüştükten sonra kararını değiştiriyor ve Avrupa’dan dönen Hasan Rıza Soyak’a yeni kararını açıklıyor. Atatürk’ün Genel Sekreteri Soyak’ın hatıratından aynen aktarıyoruz:

“Istanbul’a vardığım gün, Atatürk de buraya gelmişti ve birkaç saat sonra Karadeniz yolu ile, Doğuya doğru bir seyahate çıkmak üzere idi; kendisi ile karşılaşınca, Inönü ile görüştükten sonra çiftlikleri, bütün tesis ve varlıklarıyla, hazineye hibe etmeye katî karar verdiğini söyledi ve bana şu talimatı verdi:

‘Sen bu akşam Ankara’ya git; mevcudu tespit edip, bir listesini yap.”[6]

M. Kemal Atatürk’ün: “hükümetten, parti için bir miktar para alırsak iyi olacaktır” sözü yeterince açık değil mi?

Diğer bir şahit ise eski TBMM Başkanı Kazım Özalp Bey’dir. Özalp, Ismet Inönü’nün teklifi üzerine M. Kemal Atatürk’ün, çiftliği:

“borçlarıyla beraber hükümete devretmeye”[7] razı olduğunu söyleyerek Ismet Inönü’yü teyid etmektedir.

Ayrıca, M. Kemal Atatürk bütün mal varlığını olduğu gibi hazineye bağışlamamıştır. Bazı kimselere maaş bağlamıştır. Gelin bunu M. Kemal Atatürk’ün vasiyetinden okuyalım…

***

M. Kemal Atatürk’ün Vasiyeti

“Malik olduğum bütün nutuk ve hisse senetleriyle Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne atideki şartlara, terk ve vasiyet ediyorum:

1. Nutuk ve hisse senetleri, şimdiki gibi, Iş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.

2. Her seneki gibi nemadan, nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.

3. Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek, ayrıca para verilecektir.

4. Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.

5. Ismet Inönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.

6. Her sene nemâdan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.”[8]

*

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız

M. Kemal Atatürk’ün kendi el yazısı ile Vasiyeti

***

M. Kemal Atatürk’ün 6 Eylül 1938 tarihli Vasiyeti’nin Noter Tutanağı

***

Demek ki, M. Kemal herşeyini olduğu gibi hazineye bağışlamamış… Böylelikle “ama hepsini hazineye bağışladı” kılıfı güme gitmiş oluyor. Zaten bağışlamak değil, “satmak” istediğini az önce delillendirmiştik.

Vasiyetname’nin 6’ıncı maddesine dikkatinizi çekmek istiyorum.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize ve dinimize hakaretlerle dolu kitaplar yayınlayan Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına Iş Bankası’ndaki gelirden para tahsis edilmesini vasiyet etmek; hem bu yayınları onaylamak, hem de Islam’a savaş açmış olan “Kemalizm” ideolojisini bu kurumlar vasıtasıyla ayakta tutmak ve böylece gelecek neslin beynini yıkama faaliyetlerine, dolayısıyla dinsizliğe yatırım yapmaktır.

Hindistan Müslümanlarının Islam’ın öngördüğü, yani “helal” olan “Hilafet” için yolladıkları paralarla “haram” olan faizli Iş Bankası kurulmuş, aynı bankada M. Kemal adına açılan 2 numaralı hesaba yüklü miktarda para yatırılmış ve bu paranın “haram” olan gelirleriyle Islam aleyhinde yayınlar yapan kurumlar finanse edilmiştir.

Din için gönderilen paralarla dine savaş açılıyor.

Şeytanca hesaplar…

Türk Tarih Kurumu Yayınlarından çıkan ve Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize ve dinimize hakaretlerle dolu “Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları” isimli paçavranın kapağı

***

Türk Tarih Kurumu tarafından organize edilen Birinci Türk Tarih Kongresi’nin ilan ettiği Türk Tarih Tezi hakkında Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Şefik Taylan Akman, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi’nde yayınlanan “Türk Tarih Tezi Bağlamında Erken Cumhuriyet Dönemi Resmî Tarih Yazımının Ideolojik ve Politik Karakteri” adlı makalesinin önsözünde şöyle diyor:

“…Cumhuriyetin yönetici kadroları tarafından doğrudan desteklenen bu tarih yazım projesi aynı zamanda yeni ulus devlet inşasının da temel bileşenlerinden birisi haline gelmiştir. Tez aracılığıyla, bir taraftan Osmanlı ve Islam kimliğine ilişkin hatıralar ortadan kaldırılmaya çalışılırken diğer taraftan kutsallaştırılmış bir Türklük kavramıyla beslenen itaatkâr ve milliyetçi bir yurttaşlık bilincinin oluşturulması hedefleniyordu.”[9] 

Zafer Çetin ise bu konuda; “Devlet destekli tarihin yeniden yazımında Türklerin devlet olmaklığına ve Türk kültürel mirasının antikitesine (antik devir) özel bir vurgu söz konusuydu. Söz konusu tarih yazımının ve dönemin Türk milliyetçiliğinin temel tartışması Osmanlı öncesi geçmişi ululamaya ve Islâm’ı geri kalmışlığa sebep olarak göstermeye dayanıyordu” diyerek, Türk Tarih Kurumu ve destekçilerinin Islam’a savaş açtıklarını açık bir surette ortaya koymaktadır.[10]

***

KILIF 2:

“Atatürk mal varlığıyla, çiftlikleriyle ‘örnek adam’, ‘müteşebbis’ idi.”

CEVAP 2:

M. Kemal Atatürk’ün iktisadiyatta takip ettiği prensip “liberalizm” değildi ki “örnek adam”, “müteşebbis” olsun. M. Kemal’in sistemi “Devletçi” ekonomiydi. Dolayısıyla böyle bir iddia kabul edilemez. Bir an için kabul etsek bile, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bu mal-mülkü edinmesindeki yol ve yöntem yine meşru gösterilemez. Bunları bir memur maaşıyla nasıl edindi?

M. Kemal Atatürk çocukların yanında “bira” içerken… M. Kemal Atatürk evvela çocuklara “örnek insan” olsaydı. Çocuklara örnek insan olamayanlar, çiftçilere nasıl örnek olabilirler?

***

Cevap 2 devam ediyor:

M. Kemal Atatürk’ün sahip olduğu mal varlığını nasıl edindiği hakkında bir fikir vermesi açısından 26 Aralık 1954 tarihli Cumhuriyet gazetesinin şu haberini okumak kafidir:

“Öğrendiğimize göre Orman Çiftliği ve dolayısıyla Hazine aleyhine açılan davaların adedi gün geçtikçe fazlalaşmaktadır. Halen 10 kadar davada davacılar çiftliğin takriben (yaklaşık) yarısından fazlasının kendilerine veraset suretiyle intikali lazım geldiğini ve arazinin, çiftliğin kuruluşu sırasında NORMAL BİR SATIŞLA ALINMADIĞINI iddia etmektedirler. Hatta (sıkı durun şimdi) açılan davalardan biri, davacılar tarafından kazanılmış, Temyiz (Yargıtay) de tasdik etmiştir.”[11]

Bu haber hakkında Mustafa Armağan’ın yorumu şöyle:

“Gazete, Hazine’nin kaybettiği arazinin yerini de söyleyerek değerinin tam 7 milyon lirayı bulduğunu ekliyor. 1954’te açılan bu iki dava bize Atatürk Orman Çiftliği’nin satın alınma şeklinde de bit yenikleri olduğunu göstermiyorsa neyi gösteriyor değerli a dostlar? Millet 1950’den sonra uyanmış, hakkını geri almaya çalışıyor. Hazine’ye bağışlandığı için geri verilmeyeceğini zannedenler de fena halde yanılmış oluyor. Atatürk’ün kız kardeşi dahil olmak üzere mağdurların ancak DP döneminde mahkemelere başvuruyor olması da yeterince anlamlı değil midir? Çünkü 1950 yılı siyasetin ve hukukun restorasyonuydu.”[12]

Atatürkün malvarligi Atatürkün mal varligi Atatürk'ün malvarligi Atatürk'ün mal varligi 24 aralik 1954 cumhuriyet gazetesi atatürke acilan dava atatürk orman ciftligi dava

[11] no’lu dipnotta sözü edilen haber… (sağ altta, “Orman Çiftliğine 10 kişi sahib çıkıyor” başlıklı haber)

***

Bu yorumun ardından şimdi de 14 ciltlik Türk Tarihi’ni yazan, ilk Milli Eğitim Bakanı ve aynı zamanda Sağlık Bakanlığı da yapmış olan Dr. Rıza Nur’un naklettiği bir hadiseye yer verelim:

“Mustafa Kemal’in Ankara’daki çiftiliği ‘gasplarla milletin parasından’ meydana geldi. Bunun için istida ile Ziraat Vekaletinden (Tarım Bakanlığı’ndan) 50 bin lira aldı. Ziraat Vekâletinin bütün traktörlerini, Konya ovasında halk için çalışırken 20 bin lira nakliye masrafı ettirerek çiftiliğine getirtti. Amele, memur, benzin hep vekâletten (Bakanlıktan). Bunu bana Konya Mebusu Hoca Musa Kazım yana yakıla anlattı. Ankara ziraat mektebinin talebe ve öğretmenlerini çiftliğine nakletti, orada amele gibi çalıştırıyor. Bu esnada Konya mebusları traktörlerin alınmasını söylediler ama ne fayda!

Ankara’daki çiftliği zorla halkın elinden alarak yaptı. Çiftiliğin uzunluğu önünden geçen trenle yarım saattir. Iki yerli hânedandan biri, Alişanzâdeler gelip bana anlattı. Salih Bozok gelip çiftliklerini Gazi’ye satmalarını söylemiş. Razı olmamışlar. Birgün Salih Tapu memuru ile gelmiş. ‘Çiftliğiniz iki bin lira kıymetinde imiş. Parayı alın, takriri verin’ demiş. Satmak istememişler. ‘Sonra mahvolursunuz’ demiş. Mecburen imzalamışlar.”

Cumhuriyet gazetesindeki haber, Dr. Rıza Nur’un dediklerini doğrulamıyor mu?

Dr. Rıza Nur şöyle devam ediyor:

“Bu çiftikte Marmara havuzu adıyla ve çevresi Marmara denizi şeklinde bir havuz yaptırıp adına da Marmara Havuzu demişti. Boyu 280 metredir. Içinde kayıklar geziyor. Suyunu uzak bir gölden getirdi. Müthiş masraf oldu.

Şimdi de Karadeniz şeklinde çok büyük büyük bir havuz yaptırmış. Adına Karadeniz Havuzu demiş, orada karıları filan yüzdürüp eğleniyormuş. Beni bir korku aldı, bu adam aklına geleni yapıyor ya şimdi de Atlas okyanusu yapmak aklına gelirse? Bütün Türkiye’yi su altında bırakır… ( 😀 😀 😀 ) Bu havuzları Bahriye vekâleti (Deniz Bakanlığı) bütçesinden gemi tamiri diye alınan paralarla yapmıştır…”[13]

Dr. Rıza Nur’un çiftlikler için “devletin parası harcanıyor” sözüyle, 3 no’lu dipnotta geçen Inönü’nün “hükümet yardım etti” sözü birbirini doğruluyor. Yalnız Inönü makamı gereği diplomatik bir lisan kullanmış.

Demek M. Kemal Atatürk Kazım Karabekir’e söylediklerinde ciddiymiş. Karabekir’i dinleyelim:

“Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce şu izahatı verdi: – Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur..”[14]

*

Dr Rıza Nur’un bahsettiği Marmara ve Karadeniz Havuzları (Yazı, resimlerden sonra tüm hızıyla devam edecek)

***

***

***

***

***

***

***

KILIF 3:

Kendi okuyucusunu aldattığını bir yazımızda ıspatladığımız[15] bir liboşun, kemalist yobazın, cahilane sözü (mealen) şöyle: “Eğer o zengin olmak isteseydi, yabancı devletler tarafından yapılan para tekliflerini kabul eder ve Türkiye’yi kurmazdı.”

CEVAP:

Bu, gerçekten tam bir kemalist yobaz olan liboşa (liboş, kendisinin sıkça kullandığı bir tabir olduğu için yazdık), M. Kemal’in aynı zamanda haris ve makam sevdalısı olduğunu, kendi hegemonyasını kurmayı arzuladığını hatırlatmak isteriz. Dolayısıyla sadece para teklifi M. Kemal’i kesinlikle tatmin etmezdi. M. Kemal daha cazip bir teklifi kabul etti. Kabul ettiği bu teklifle, hem makam sahibi oldu, hem kendi hegemonyasını kurdu, hem de zengin oldu. Nitekim Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan bir kitapta M. Kemal Atatürk’ün “Ingiliz Valisi” olmak için Ingilizlerle görüşme yaptığı yazılıdır.[16] Ortada daha iyi bir teklif varken, kötü bir teklifi kabul etmemesini marifetmiş gibi pazarlamaya çalışmak, okuyucusunu aldatmaya yönelik alçakça bir harekettir. Bu liboş, Ismet Inönü’yü bile savunacak kadar kemalizm yobazıdır.

***

KILIF 4:

“Atatürk’ü bırak, bugünkü siyasetçilere bak…”

CEVAP 4:

Bu söz aslında muhatabının oy verdiği partiyi ve mensuplarını suçlamak ve böylece susturmak amacıyla söylenir, lakin gerçekte bir itiraftır. Kemalistlerin bu sözü, öve öve bitiremeyip savunmaya çalıştıkları ve “izinden” gittikleri M. Kemal Atatürk’ün; “hırsızlıkla” suçladıkları günümüz siyasetçilerinden aslında hiç de “farkı olmadığını” kabul ettiklerinin bir delilidir.

M. Kemal’i haklı göstermek için kemalistlerin uydurdukları gülünç kılıflara -bir nebze de olsa- cevap verdik.

***

Gelelim “Hilafet” Için M. Kemal Atatürk’e Gönderilen Paralara…

Hindistan Hilafet Komitesi tarafından 26 Aralık 1921 tarihinden 9 Ağustos 1923 tarihine kadar gönderilen para miktarı, M. Kemal Atatürk’ün tuttuğu ve “Doğrudan doğruya emrime Hint Hilafet Komitesi’nden gelen meblağ” başlıklı listeye göre toplam 781.570 Türk lırasıydı.

Makbuz tarihlerine göre kaydedilmiş liste şöyledir:

26.12.1921’de:  144.400 Türk Lirası (26.000 Ingiliz Lirası)

06.02.1922’de:    36.300 Türk Lirası (6.000 Ingiliz Lirası)

18.02.1922’de:    25.320 Türk Lirası (4.000 Ingiliz Lirası)

20.02.1922’de:    32.300 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

22.02.1922’de:    64.700 Türk Lirası (10.000 Ingiliz Lirası)

02.03.1922’de:    32.300 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

28.03.1922’de:   131.500 Türk Lirası (20.000 Ingiliz Lirası)

18.04.1922’de:    33.150 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

02.05.1922’de:    32.000 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

31.05.1922’de:    26.800 Türk Lirası (4.000 Ingiliz Lirası)

26.06.1922’de:    42.120 Türk Lirası (6.000 Ingiliz Lirası)

05.07.1922’de:    35.500 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

12.08.1922’de:    35.900 Türk Lirası (5.000 Ingiliz Lirası)

13.02.1923’de:    14.000 Türk Lirası (2.000 Ingiliz Lirası)

19.03.1923’de:    19.410 Türk Lirası (3.000 Ingiliz Lirası)

27.03.1923’de:    68.000 Türk Lirası (10.000 Ingiliz Lirası)

09.08.1923’de:      7.770 Türk Lirası (1.000 Ingiliz Lirası)

——————————————————————————-

 

TOPLAM:          781.570 Türk Lirası (122.000 Ingiliz Lirası) [17]

***

Altı çizilmesi gereken husus şudur ki, bu para Hazine’ye girmemiş ve M. Kemal Atatürk’ün emrinde Osmanlı Bankası’nda tutulmuştur. Fakat, Büyük Taarruz öncesi az bir miktarı ordu ihtiyaçları için sarfedilmiş ve bir kısmı da Taarruz’dan sonra halka dağıtılmıştır. Ancak, sarfolunan bu paranın “geçici” olarak verildiğini hatırlatmak isteriz. Nitekim paranın harcanmış olan kısmı zaferden sonra Maliye Bakanlığı’ndan geri alınmış ve paranın tamamı Osmanlı Bankası’nda muhafaza edilmiştir.[18]

Geçici olarak verilen paranın hikayesini, M. Kemal Atatürk’ün Bakanlarından Dr. Rıza Nur’dan aktarıyoruz:

“Para yok, orduyu besleyemiyoruz. Ne yapacağız… Politika orduya da girmiş, O da iki parti. Bir taraftan da askerin hakkı var. Boş duruyor. Askerler Işsizlik orduları iğlal ettirir’ derler. Doğru, görüyorum. Sonra aç ve elbisesiz. Düşündük, ‘Mustafa Kemal’den Hindlilerin gönderdiği parayı alalım’ dedik. Istedik vermedi. Zorladık, olmadı. Maliye Vekili Hasan Fehmi doğrusu bu işe çalıştı. Ve bundandır ki Mustafa Kemal’e turfa olmuştu. Bu iş ikinci grubun ağzına düştü. Meclise koymağa teşebbüs ettiler. Mustafa Kemal heyeti vekilede ‘Bu para benimdir, Hindliler bana gönderdiler’ dedi. Evet Hindliler onun namına göndermişlerdir. Fakat Türk Milleti’nin bu buhranlı anında en mühim olduğuna hükmedilen mahalle sarfediniz demişler öyle göndermişlerdi… Bu paradan başka O’na Cava ‘dan, yine Hind’den, Amerika Müslümanları ‘ndan, Istanbul ‘dan ve emsali yerlerden daha böyle bir çok paralar gelmişti. Hepsi bir milyon altına yakındı. Şimdiki (1929) paramızla on milyon yapar. M. Kemal hepsinin üstüne yattı. Hepsini yuttu. Bu açık ve büyük mikyasta bir hırsızlıktı.”[19]

M. Kemal bu parayı dahi vermek niyetinde değilmiş. Bakan’ın anlattıkları bir hayli düşündürücü…

Hindistan Hilafet Komitesi tarafından gönderilen yardımlara ilaveten M. Kemal’e başka yerlerden ulaştırılan yardımlar ise şöyle:

Natal Islam Gençlerine Yardım Cemiyeti’nden 24.05.1922 tarihinde 1.169 TL, 17.07.1922 tarihinde ise 2.904 TL

Antalya yolu ile Ankara’ya ulaşan 6.386 TL

Londra’dan Nihat Reşat Bey vasıtasıyla: 619 TL, yine Nihat Reşat Bey vasıtasıyla: 2.091 TL

Raunyun Müslüman Cemiyeti’nden: 12.987 TL

Ranfute’den gelen çek içeriği: 24.300 TL

19.12.1922 tarihli bir makbuz içeriği: 3.800 TL

Raunyun Müslüman Cemiyeti’nden Nihat Reşat Bey vasıtası ile: 1.252 TL

Bank-ı Osmanî vasıtasıyla: 3.075 TL

Fr. Hindistan’ından: 65.066 TL

Londra’dan Dr. Ensari tarafından: 35.570 TL

Kudüs’ten Hacı Faik Bey tarafından: 27 TL

Paris temsilcisi Ferit Bey tarafından: 191 TL

Paris temsilcisi Ferit Bey tarafından: 5.284 TL

Kudüs’ten Şeyh Mahmut Davudi’den: 800 TL

Londra’da Durban Cemiyeti’nden: 1.400 TL

08.05.1923 tarihli makbuz: 873 TL

Saint Lui Cemaat-i Islamiyesinden: 5.811 TL

Ağaoğlu Ahmet vasıtası ile: 731 TL

Durban Cemiyeti’nden: 2.475 TL

Osmanlı Bankası Londra Şubesi’nden: 1.242 TL

Durban Cemiyeti’nden 26.04 1923 tarihli: 1.400 TL

Durban Cemiyeti’nden: 2.475 TL

Fr. Hindistan’ın Kasılkıl Islam hanımları tarafından: 650 TL

12.02.1923 tarihli Dr. Ensari tarafından: 35.560 TL

12.08 1922 tarihli makbuz: 35.900 TL

——————————————————————————-

 

TOPLAM: 254.038 Türk Lirası (8.252 Ingiliz Lirası) [20]

***

Görüldüğü gibi, M. Kemal’e, Hindistan müslümanlarından 781.570 Türk Lirası (122.000 Ingiliz Lirası) ve muhtelif yerlerden de 254.038 Türk Lirası (8.252 Ingiliz Lirası) olmak üzere toplam;

——————————————————————————-

1.035.608 Türk Lirası (130.252 Ingiliz Lirası) yardım gönderilmiştir.[21]

***

Mustafa Armağan’ın http://www.measuringworth.com adlı sitede yaptığı  hesaplamalara göre 125 bin sterlin, (130 bin değil) 2006 yılında : 11,7 trilyon TL’ye tekabül etmekteydi.

Yorumu sizin takdirinize bırakıyorum.

***

M. Kemal Atatürk, Hindistan Müslümanlarına, olağanüstü gayretlerle toplayıp gönderdikleri miktarı takdir etmek için bir mektup göndermiştir. Bu mektupta, Hindistan Müslümanlarına, Türk kardeşlerine karşı gösterdikleri hissiyat ve yardımlarından dolayı teşekkür etmiştir.[22]

Bunun yanı sıra kendi el yazısıyla, “TBMM Reisi Başkumandan Gazi Mustafa Kemal” imzalı bir teşekkür mektubu da göndermiştir.

“Hindistan Merkezi Hilafet Komitesi reisi Muhibb-i Hâlisim Seyyid Chotani Hazretlerine” diye başlayan ve kazanılan zaferde Hintli müslümanların da payı olduğu belirtilen 9.11.1338 tarihli mektubunda M. Kemal, milyonlarca insanın yaklaşan kışa “elbisesiz, me’vasız ve erzaksız bir halde” maruz kalacağını yazıyor ve Hintli müslümanlardan “yine yardım” istiyordu.[23]

Hint Müslümanlarının dişinden tırnağından artırıp gönderdikleri paraları halkın ihtiyacına sarfetmek yerine bir kenarda tutan M. Kemal, zaten kendileri de perişan durumda olan Hintli müslümanlardan daha fazla yardım talep etmektedir. Üstelik, yukarıda da belirttiğimiz gibi, kenarda tuttuğu paranın bir kısmını daha sonra Iş Bankası’na sermaye yapacaktır. Insanın, “Hiç mi vicdan yok sende?” diye sorası geliyor.

Hindistan müslümanlarının taa Trablusgarp ve Balkan savaşlarından beri elverişsiz koşullarda bize yardım gönderdikleri malumdur. Buradaki Hindistan Müslümanları, günümüzde Pakistan, Bangladeş ve Hindistan sınırları içinde yaşıyorlar.

Genç kızlar çeyizliklerini, öğrenciler harçlıklarını velhasıl herkes ne imkanları varsa “tek Osmanlı ve Hilafet yaşasın” diyerek yardım göndermişlerdir. O topraklar o zamanlar Ingiliz hakimiyetindedir. Gelişmeleri takip eden bir Ingiliz görevlinin kaleminden rapor edilen şu ifadeler kelimelerin anlam sınırlarını zorladığı bir vakayı da kaydetmiştir:

“Herkes elindeki her şeyi Osmanlı’ya yardım için getirip bırakıyordu. Bir ara kalabalık telaşlandı, bir hareketlilik görüldü. Kucağında bebek bulunan fakir bir kadın can havliyle sağa sola koşuşturuyor, ‘Yok mudur bir hayırsever, Allah rızası için bu çocuğumu satın alsın, bedelini Osmanlı’ya göndereyim.’ diyordu. Herkes şaşkın, herkes perişandı. Yürekler parçalanmıştı sanki.[24] Islam’ın şan ve şerefini muhafaza edecek tek kuvvetin hilafet makamı olduğuna inanmışlardı. Osmanlılara karşı olan bu hissiyatlarını ispat için de büyük bir gayret ile maddi yardımda bulunmuşlardır. Dilencilerin bile bağışa katılmış olmalarına bakacak olursak Osmanlı kardeşlerine olan düşkünlüklerini bir parça olsa anlamış oluruz.”[25]

Prof. Dr. Özcan, Ingiliz arşivinde bu raporu okurken gözyaşlarını tutamadığını yazıyor. Hakikaten, Hint Müslümanlarının bizim için yaptıkları fedakarlıkları bilen vicdan sahibi bir insanın bundan etkilenmemesi mümkün değildir.

Aynı şekilde, içinde bulundukları kötü şartlara rağmen bizden yardımlarını esirgemeyen bu temiz kalpli insanların gönderdikleri yardımları, ihtiyaçları karşılamada kullanmak yerine bir kenarda tutup yeni yardımlar talep eden, üstelik daha sonra bu parayla faizli banka gibi haram olan bir işe sermaye yapan M. Kemal’in bu tavrını; vicdan sahibi bir insanın kınamamasının mümkün olmadığını düşünüyorum.

Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin hesabına Hindistan Ulusal bankası tarafından
 aktarılan paranın makbuzu (KAYNAK: Kızılay Arşivi nr. 18 – 27)

***

Oysa Hindistan’dan gönderilen yardımlar sadece M. Kemal’le sınırlı değildi, halka da gönderiliyordu.

Hint Hilâl-i Ahmer Reisi Emir Ali, Yunan istilası dolaisiyle Türkiye’deki Kızılay’ın atası olan Hilâl-i Ahmer’e Ekim 1921’de 500 Ingiliz lirası göndermiştir. Bundan dolayı heyet erkanına teşekkür edilmiştir.[26] Ayrıca, 24 Nisan 1919 tarihli Hadisat gazetesinde, daha evvel Emir Ali Efendinin Hariciye Nazırı Ferit Paşa’ya 1287 lira 25 kuruş gönderdiği yazmaktadır.[27] 

Aynı Cemiyet 1921–1922 yıllarında Anadolu’da sıhhiye-i askeriyenin ihtiyacını karşılamak üzere 40.000 parça eşya sevk etmiştir.[28]

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgeye göre, Darülaceze için de Hilâl-i Ahmer tarafından 76.274 kuruşluk yardım toplatılmıştır.[29]

Hindistan Halkından 1912–1913 yılları arasında Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’ne gelen yardım miktarları. (KAYNAK: Kızılay Arşivi nr. 98 – 130)

***

1921 yılının başlarında Ankara’ya, Hilâl-i Ahmer genel merkezi tarafından toplanan 250.000 lira gönderilmiştir.[30]

1921 yılının ortalarına doğru ise Hilâl-i Ahmer için yardım kampanyaları açılmıştır. Türk askerlerine verilmek üzere iki gün içinde toplanan 115.661 kuruşluk yardıma;

Kemalist kalemşörlerce Kurtuluş Savaşı’na karşı olduğu iddia edilen Sultan Vahidüddin -o dönemin şartlarında bile- 10.000, Velihatı Abdülmecid Efendi 1.000, Abdülmecid efendinin hanımı 200 ve saray mensupları da 3.000 lira ile katkıda bulunmuşlardır. Böylece 25 Mayıs 1921 itibarıyla toplanan yardım yaklaşık 215.000 liraya ulaşmıştır.[31] Bununla da yetinilmemiş ve “Osmanlı” Hükümeti, 27 Mayıs 1921’de Cemiyetin getirteceği eşyayı gümrük vergisinden muaf tutmuştur.[32]

Büyük Taarruz’un başladığı gün, TBMM Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey (Orbay), orduya yardım edilmesi için halka çağrıda bulunmuştur. Bunun üzerine Veliaht Abdülmecid efendinin fahri başkanlığını yaptığı Hilâl-i Ahmer Cemiyet’i harekete geçmiş ve evleri – köyleri yakılıp yıkılan gazilerimizin ve felaketzede vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla bir yardım kampanyası başlatmıştır. Hanedan mensuplarının da bağışta bulunduğu yardım kampanyasına Sultan Vahidüddin 6.000 lirayla katkıda bulunarak yine duyarlılığını göstermiştir. Istanbul’daki Osmanlı Hükümeti de yaptığı 57.500 kuruşluk yardımla Kurtuluş Savaşı’na verdiği önemi göstermiştir. Toplanan paralar Büyük Taarruz öncesi ordunun ihtiyaçlarını karşılamış ve askerlerin dul ve yetimlerine de gönderilmiştir.[33]

1921 yılında, sadece Nisan – Ağustos ayları arasında; öksüzlere, şehitlerin yoksul ailelerine ve Hilâl-i Ahmer’e yardım maksadıyla toplam 58.650 lira gönderilmiştir.[34] Mayıs 1920 ile Ocak 1921 tarihleri arasında Hindistan’ın Bombay şehrindeki Hilafet Cemiyeti’nin yaptığı yardım 33.000 Ingiliz lirasına ulaşmıştır. Istanbul’daki felaketzedeler de unutulmamış ve bu meblağın 2.000 lirası Istanbul’daki felaketzedelere gönderilmiştir.[35] Halka daha başka yardımlar da gönderilmiştir. Dolayısıyla M. Kemal’in kendisine gönderilen parayı harcamadığı halde yardım talebinde bulunması ahlaki değerlerle bağdaşmamaktadır.

Işte tam da burada, M. Kemal ile Sulan Vahidüddin arasındaki farkın görülebilmesi için şu anekdotu okuyucularımızın takdirine arz ediyoruz:

Hind Müslümanları tarafından bazı müteşebbis zevâtın himmetiyle kurulan bir heyet, merhum Vahidüddin Han, Avrupa’da sıkıntı içinde bulunduğu zaman, külliyetli bir miktar para toplayıp Ağa Muhammed Nureddin Câfer isminde bir zât vâsıtasıyla kendisine göndermiştir. Fakat râvînin belirttiğine göre, merhum Vahidüddin Han, bu parayı kabul etmemiş ve:

“- Hamd olsun şimdi ihtiyacım yoktur!” demiş.

Parayı götüren zât ise:

“- Bu parayı müslümanlar Islâmî bir hizmete sarf etmeniz için göndermişlerdir.” diye Halife’nin gönlünü almak suretiyle parayı almasını temin etmek istemişti. O zaman Halîfe, parayı getiren zâta:

“- Sizin ülkenizde Islâmî bir medrese veya buna benzer bir müessese var mıdır?” diye sormuş. Zât-ı muhterem de “Sind-i Islâmiyye” medresesinden ve diğer bir-iki medreseden bahsetmiş. Merhum Halîfe:

“- Mâdem ki, bu parayı benim bir Islâmî işe sarfetmem için getirdiniz, ben de Halîfe sıfatıyla sizi nâib tâyin ettim. Bu parayı alıp götürün, Sind Islâmiyye Medresesi ile O’nun yanındaki diğer medreselere Halîfe’nin nâmına sarf edin!..” demiştir.

Râvî’nin anlattığına göre;

“Halîfe bu sözü söylediği zaman, Halîfe’nin huzurunda ağlamamak için kendimizi zor tuttuk. Zira ihtiyacı olduğunu biliyorduk. Huzurundan ayrıldık ve bu parayı dediği yerde sarf eyledik. Fakat geri gelip Hindistan’a vardığımız zaman Halîfe’nin vefât etmiş olduğu haberini aldık.” demişlerdir.[36]

Zor durumda olmasına rağmen ihtiyaç sahiplerine elinden gelen yardımı esirgemeyen ve kendisine teklif edilen paraları kabul etmeyip yokluk içinde vefat eden Sultan Vahidüddin “hain” ilan edilirken, yardım için yollanan parayı bir kenarda tutup Iş Bankası’na sermaye yapan ve hayatını lüks içinde yaşayan M. Kemal Atatürk “Kahraman” sayıldı. Hey gidi yalan dünya!

Sultan Vahidüddin’in hain olmadığını ve Kurtuluş Mücadelesi’ne destek verdiğini aslında kendileri de biliyor, ancak maksat M. Kemal’in şahsi hegemonyasıdır. Bunun en açık delillerinden birisi de M. Kemal’in Kurtuluş Mücadelesi’ne katılanları dahi tasfiye ederek hainlikle suçlamasıdır. Herkes hain, bir tek kendisi mi vatanperver? Sizce de bunda bir gariplik yok mu? Bakın, Zekeriya Sertel anılarında M. Kemal Atatürk ile Milli Mücadele’nin önde gelen bir ismi olarak görev yapan Halide Edip Adıvar’ın arasının niçin açıldığını şu sözlerle anlatıyor:

”Halide Edip’in Atatürk ile arası açıktı. Atatürk zaferden sonra şu veya bu biçimde düşmanlarını tasfiye etmeye başlayınca Halide Hanım’da ürkmüş ve hayatını kurtarmak için memleketten uzaklaşmayı uygun bulmuştu. Atatürk’le aralarının açılmasının nedeni de şuydu: Milli kurtuluş savaşı sırasında Hindistan halkı Ankara’ya Halide Edip aracılığıyla yüz bin dolar (Miktar hususunda farklı rivayetler var) göndermişti. Bu paranın Milli Kurtuluş Savaşı için harcanması şart koşulmuştu. Halide Hanım bu parayı Atatürk’e vermişti. Fakat Atatürk o zaman bu parayı Milli Kurtuluş işlerinde harcamayarak saklamış, zaferden sonra Iş Bankasının kuruluş sermayesi olarak kullanılmıştı. Halide Hanım paranın yerine harcanmamış olmasından gücenmiş ve kırgınlığını Atatürk’e duyurmuştu. Halide Hanımın bu hareketi Atatürk’ü kızdırmıştı. Araları bu yüzden açılmıştı. Halide Edip, kocası Dr. Adnan Adıvar’la birlikte Paris’e gitti. Atatürk’ün ölümüne kadar on iki yıl orada bir sürgün hayatı yaşadı.”[37]

M. Kemal’in tavsiyesiyle Sadrazam olan Ahmed Izzed Paşa da hatıratında Hind Müslümanları tarafından M. Kemal’e gönderilen paralar hakkında şöyle diyor:

M. Kemal’in hesapsız, kitapsız, istediği gibi harcadığı bu paralar da nüfuz ve kuvvetinin çoğalıp artmasına hizmet etmiştir. Büyük bölümü senet ve resmi muamelelerle bağlanmadan güvene dayalı olarak, kanılarınca bu din ve millet fedaisine (!) teslim edilen çok miktardaki akçenin bir bölümü ülke için harcanmış olsa bile, asıl önemli bölümü Paşa’nın elinde kalmış ve arzu ve ihtiraslarını uygulamak ve bu yüzden ortaya çıkması kaçınılmaz olan muhaliflerini kırmak için muhtaç olduğu bendeler çevresini oluşturmak için kullanılmıştır.

Kuvvetle rivayet olunduğuna göre, Iş Bankası bu para ile kurulmuş ve sırdaşlar, önemlerine göre, bankanın hisse senetleriyle taltif edilmişlerdir. Daha sonra hilafet ve diyanetin kaldırılması ve zayıflatılması bu çevrenin eseri olduğuna göre, Müslümanların gönlünden kopmuş olan bu cömertçe yardımların tamamen amaçlarına aykırı yerlere hacandığı görülür. Sonradan inanılır bir kaynaktan aldığım bilgiye göre, bu yardımların Isanbul Kızılay’ı aracılığıyla gönderilen bölümü, Ankara’daki Harbiye Vekaleti’ne resmen intikal etmişse de, doğrudan kendisine gönderilen bölümü kahramanımızın elinde kalmıştır. Hind Islam Cemaati lideri Mevlana Muhammed Ali merhum, -ki para yatırımı O’nun aracılığıyla yapılmaktaydı- cemaate hesabını vermek üzere, Ankara’ya giderek gönderdiği paraların makbuzunu isteyince, vermekten kaçınılmış ve Milli Hareket’in başarısı için tasavvurunun üstünde çaba gösteren bu bîçâre, namuslu adam da, bu darbenin etkisiyle az zaman sonra vefat etmiştir. Allah’ın rahmeti üzerine olsun.”[38]

Ah M. Kemal ah…

Yukarıda M. Kemal Atatürk’e Hindistan müslümanlarından 781.570 Türk Lirası (122.000 Ingiliz Lirası) ve muhtelif yerlerden de 254.038 Türk Lirası (8.252 Ingiliz Lirası) olmak üzere toplam;

1.035.608 Türk Lirası (130.252 Ingiliz Lirası) yardım gönderildiğini yazmıştık. Şimdi gelelim bu parayla kurulan Iş Bankası mevzuna…

***

M. Kemal Atatürk “IŞ”ini biliyor

M. Kemal Atatürk “IŞ”ini biliyor ve IŞ Bankası’nı kuruyor: Açıl Susam Açıl…

1976 yılında Iş Bankası Genel Müdürü olan Hüseyin Cahit Kocaömer, Iş Bankası’nın kuruluşuyla ilgili M. Kemal Atatürk’ün ilk Genel Müdür[39] yaptığı Celal Bayar’ın şu bilgiyi verdiğini aktarıyor: “Atatürk 250 bin lira ile o tarihte Osmanlı Bankası’na yatırdığı parasını değerlendirmek istemiş. Bizi çağırdı ve banka kuracağız dedi.” Işte bu 250 bin lira Hintli Müslümanların.[40]

Zaten Celal Bayar da, M. Kemal Atatürk’ün kendisine “Git Osmanlı Bankası’ndan 250 bin lirayı al, bu işe başla” dediğini söylüyor.[41]

***

M. Kemal Atatürk’ün maaşı

19 Kasım 1989 tarihli Nokta dergisinde CHP Genel Başkanı ve Birinci Cumhurbaşkanı M. Kemal’in ne kadar maaş aldığı yayınlandı. Dergiye göre, Birinci Cumhurbaşkanının 1928 yılında eline geçen net maaş 14 bin lira imiş. Dergi bunu 1989’un parasına çevirmiş. Şöyle ki:

1928 yılında bir cumhuriyet altını 5 liraymış. Reisicumhur maaşıyla tam 2800 altın alınabiliyormuş. Bu da Kasım 1989 fiyatlarıyla 537 milyon lira etmektedir. Evet, Birinci Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk ayda 537 milyon lira alıyormuş.

Bu rakam, hem Türkiye için, hem de dünyadaki cumhurbaşkanları için bir “maaş rekoru”dur. M. Kemal günümüzün Amerika, Fransa, Almanya gibi zengin ülkelerin Devlet Başkanları, yahut Cumhurbaşkanlarından kat be kat fazla maaş almaktadır.

Atatürkün maasi, Atatürkün malvarligi, Atatürkün serveti, M. Kemal'in maasi, M. Kemal'in serveti, M. Kemal'in mal varligi***

M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak, onun maaşı ile ilgili şu bilgileri veriyor:

“Cumhurbaşkanına 1927 senesine kadar ayda 5000 lira maaş ve 7000 lira fevkalâde tahsisat verilmekte idi; 1927 senesinde bunlara, umumî bir kanun ile ve ‘pahalılık zammı’ adı ile 2480 lira ilave edilmiştir. 1927 ve 28 senelerinde bütün bunlardan ceman 453 lira, 1929 ve 30 senelerinde 724 lira, 1931 senesinde de 1293 lira vergi kesiliyor ve bu son senede kendisine net olarak ayda 13186 lira ödeniyordu.”[42]

M. Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı iken aldığı ma­aş ve öteki Cumhurbaşkanlarının aldıkları maaşlar ve 1989 yılında Cumhuriyet altınına göre değerleri… Arada uçurum var. (KAYNAK: Nokta Dergisi, 19 Kasım 1989.)

***

Can Dündar, ODTÜ Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uygur Kocabaşoğlu’nun Tarih Vakfı için deneyimli bir ekiple birlikte yaptığı bir araştırmaya[43] dayanarak şunları yazıyor;

“Gazi Paşa, bankanın kuruluş sermayesinin dörtte biri değerindeki 250 bin liralık hisseyi Hindistan’dan gönderilen parayla satın aldı. Ayrıca da bankanın kurulduğu gün, 207 bin 400 lira yatırarak ciddi bir maddi destek verdi.”

Dündar, bu meblağın hangi hesaba yatırıldığı hakkında ise şu bilgiyi veriyor: “Gazi Paşa’nın bankada açtırdığı ilk hesap, işte o 207 bin 400 liralık 2 numaralı hesap.”

Can Dündar, az evvel zikrettiğimiz Prof. Dr. Uygur Kocabaşoğlu’nun çalışmasından aktarmaya devam ediyor:

“Atatürk öldüğünde Ankara 3. Sulh hukuk mahkemesi Iş Bankası’ndan Ata’nın bankadaki bütün hesabının bir dökümünü istedi.

Banka, 1938 Kasımı itibarıyla “müşterisi” Mustafa Kemal Atatürk’ün nakit ve hisse senedi varlığını şöyle bildirdi:

2 numaralı hesap bakiyesi : 1 milyon 446 bin 872 lira…

4 numaralı hesap bakiyesi : 53 bin 453 lira.

649 numaralı (mareşallikten) tekaütlük hesabı : 19 bin 556 lira…

Bunun dışında Iş Bankasının her biri 10 lira değerinde nama yazılı 62 bin 900 hissesi;

Hamiline ait her biri 10 lira değerinde 56 bin 225 hissesi.

569 adet müessis hisse senedi.

Zonguldak Maden Kömür Işleri TAŞ’nin;

Nama muharrer, her biri 10 lira değerinde 12 bin 750 hisse…

Hamiline ait, yine her biri 10 lira değerinde 12 bin 250 hisse…

125 adet müessis hisse senedi…

Türkiye Iş Bankası’nın o dönemki sermayesinin 5 milyon lira olduğu düşünülürse, Atatürk’ün, 1,5 milyon lirayı aşan hesabıyla öldüğünde bankanın en büyük müşterilerinden biri olduğu söylenilebilir.”[44]

Can Dündar’dan yapılan alıntı burada son buldu.

Aynı liste Atatürk’ün özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak bilinen ve büyük bir güven duyulan Umumi Kâtibi (Genel Sekreteri) Hasan Rıza Soyak’ın hatıralarında da mevcuttur.[45]

kemal atatürkün mal varligi atatürkün malvarligi hasan riza soyak atatürkün maasi atatürkün banka hesabi atatürk is bankasi

[45] no’lu dipnotta bahsi geçen liste

***

Iş Bankası’ndaki paraların nerelere aktarıldığını yukarıda, “M. Kemal Atatürk’ün Vasiyeti” isimli bölümde görmüştük.

Bu arada, Kemalistler genelde, M. Kemal Atatürk’ün maaşı konusunda sadece o günkü rakamı (ortalama 13.000 TL) [46] gösterirler, ama onun bugünkü değerinden söz ettiklerini görmedim. M. Kemal Atatürk’ün maaşının altın üzerinden 2006 yılındaki karşılığı 620.000 liradır. 2006 yılında Cumhurbaşkanı’nın maaşı ise 14.000 liraydı. Yani, ilk Cumhurbaşkanı, 2006’daki Cumhurbaşkanı’ndan altın üzerinden 24, TL üzerinden 44 kat fazla maaş almaktaydı. O dönemde Türkiye’nin şimdikinden en az 15 kat daha fakir olduğu hesaba katıldığında, ilk Cumhurbaşkanı, 2006 yılı itibariyle Cumhurbaşkanı’ndan reel olarak en az 350 kat fazla maaş alıyordu.

Hak ve Adalet naraları atanların kulakları çınlasın.

***

Ali Baba’nın Çiftliği… Pardon, affedersiniz… M. Kemal Atatürk’ün Çiftliği

***

M. Kemal Atatürk, çeşitli çiftliklerin, fabrikaların, imalathanelerin kurucusu ve sahibidir. Bunlar Ismail Cem’in kitabına göre toplam olarak 154.720 dönümdür. Ancak bu rakam eksiktir. Meclis tutanaklarında daha fazla gözüküyor. Nitekim Kadir Mısıroğlu’un Meclis tutanaklarında yaptığı hesaba göre toplam arazi 310.258 dönümü bulmaktadır.

M. Kemal Atatürk’ün ziraî ve sınaî kuruluşları şunlardır[47] :

Ankara’da Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Takar, Etimesgut, Çakırlar çiftliklerinden meydana gelen Orman Çiftliği;

Yalova’da Millet ve Baltacı çiftlikleri, Silifke’de Tekir ve şövalye çiftlikleri, Dörtyol’da portakal bahçesi ve Karabasmak çiftliği, Tarsus’ta Puloğlu çiftliği.

1. BUNLARDA MEVCUT ARAZI:

a) 582 dönüm çeşitli meyve bahçeleri.

b) 700 dönüm fidanlık, buralarda meyveli meyvesiz muhtelif yaşlarda ve çeşitlerde 650.000 fidan vardır.

c) 400 dönüm Amerikan asma fidanlığı. Burada 560.000 kök bağ çubuğu vardır.

d) 220 dönüm bağ. Burada 88.000 adet bağ çubuğu vardır.

e) 370 dönüm çeşitli sebze yetiştirmeye elverişli bahçe.[48]

(Mustafa Armağan’ın hesabına göre 375 dönüm. Ismail Cem listeyi Atatürk’ün “Söylev ve Demeçleri”nin 4. cildinden birkaç hata ile alan Fethi Naci’nin 1968 tarihli “100 Soruda Atatürk’ün Temel Görüşleri” isimli eserinden naklediyor. Mustafa Armağan ise direk Başbakanlık Arşivi’nde ulaştığı belgeden aktarıyor.)

f) 220 dönüm 6.600 ağaçlı zeytinlik

g) 27 dönüm 1.654 ağaçlı portakallık (Mustafa Armağan’ın hesabına göre 17 dönüm)

h) 15 dönüm kuşkonmazlık

i) 100 dönüm park ve bahçe

k) 2.650 dönüm çayır ve yoncalık.

L) 1.450 dönüm yeni tesis edilmiş orman.

m) 148.000 dönüm ziraata elverişli arazi ve meralar.

———————

TOPLAM : 154 bin 720 dönüm arazi.

(Ancak bu rakam eksiktir. Meclis tutanaklarında daha fazla gözüküyor. Nitekim Kadir Mısıroğlu’un Meclis tutanaklarında yaptığı hesaba göre toplam arazi 310.258 dönümü bulmaktadır.)

***

2. BINA VE TESISAT:

a) 45 adet büyük ve küçük idare binası ve ikametgâh, bütün mefruşat ve demirbaşlarıyla beraber.

b) 7 adet 15.000 başkoyunluk ağıl.

c) 6 adet Aydos ve Toros yaylalarında tesis edilen mandıralar.

d) 8 adet at ve sığırlara mahsus ahır.

e) 7 adet umumi ambar.

f) 4 adet hangar ve sundurma.

g) 4 adet lokanta, gazino ve eğlence yerleri, lunapark,

i) 2 adet çeşitli imalat yapan fırın.

k) 2 adet çiçek ve tezyinat (süsleme) nebatı yetiştirmeye mahsus yer.

———————

TOPLAM : 51 bina.

(Mustafa Armağan’ın hesabına göre : 91 bina)

***

3. FABRIKA VE IMALATHANELER:

a) Bira Fabrikası:

Senede 7.000 hektolitre çeşitli bira yapacak kabiliyette, bütün müştemilatıyla ve bütün işletme levazımı ve mütedavil kıymetlerle beraber.

b) Malt Fabrikası:

Senede 7.000 hektolitre biraya kâfi gelebilecek miktarda malt imaline kabiliyetli, bütün müştemilatı ve işletme levazımı ile beraber.

c) Buz Fabrikası:

Günde dört ton buz yapma kabiliyetinde, bütün müştemilatı ve işletme levazımı ile beraber.

d) Soda ve Gazoz Fabrikası:

Günde 3.000 şişe soda ve gazoz yapma kabiliyetinde bütün müştemilatı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

e) Deri Fabrikası:

Senede 14.000 çeşitli deri imaline elverişli bütün müştemilat ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

f) Ziraat Aletleri ve Demir Fabrikası:

g) Biri Ankara’da diğeri Yalova’da olmak üzere iki modern süt fabrikası:

Her ikisi günde ayrı ayrı 15.000 litre pastörize süt ve 1.000 kilo tereyağı işlemek kabiliyetindedir. Bunlar da bütün müştemilat ve işletme levazımı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

h) Biri Ankara’da diğeri Yalova’da iki yoğurt imalathanesi.

i) Şarap imalathanesi:

Yılda 80.000 litre şarap imaline elverişli bütün müştemilat ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

k) Iki taşlı elektrikle işler bir değirmen bütün müştemilatı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

L) Istanbul’da bulunan bir çeltik fabrikasının yüzde kırk hissesi.

m) Biri Orman Çiftliğinin, biri Tekir Çiftliğinin olmak üzere her biri 15’er bin teneke beyazpeynir, 600 teneke tuzlu yağ yapmaya elverişli iki imalathane, bütün işletme levazımatı ile beraber.

***

4. UMUMÎ TESISAT:

a) Biri Ankara’da diğeri Yalova’da kurulu iki tavuk çiftliği.

b) Yalova’daki çiftliklerde iki hususi iskele ve liman tesisatı.

c) Üçü Ankara’da ve ikisi Istanbul’da beş satış mağazasının bütün tesisat ve demirbaşları.

d) Orman Çiftliğinde:

Hususi sulama tesisatı, kanalizasyon, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler, hususi yollar, içme su tevziatı şebekesi.

Yalova Çiftliklerinde:

Hususi su tesisatı, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler ve yollar.

Silifke Tekir Çiftliğinde:

Hususi sulama tesisatı, beton köprüler.

e) Orman Çiftliğinde:

Kurulu çiftlik müzesi ve ufak mikyasta hayvanat bahçesi tesisatı, bunların işletme levazımı ve bütün demirbaşları.

***

5. CANLI UMUMI DEMIRBAŞ:

a) 13.000 başkoyun. Kıvırcık, Merinos, Karagül, Karaman ırklarıyla bunların melezleri.

b) 443 başsığır. Simental, Hollanda, Kırım, Jersey, Gören sey, Halep yerli ırklarıyla bunların melezleri, yeni üretilen Orman ve Tekir cinsleri.

c) 69 baş Ingiliz, Arap, Macar, yerli ve bunların melezleri, koşum ve binek atları. 58 çoban merkebi.

d) 2.450 ba tavuk Legorn, Rodayland ve yerli ırklar.

***

6. UMUMI CANSIZ DEMIRBAŞ:

a) 16 adet traktör, 13 adet harman ve biçerdöver makinesi ve bilcümle ziraat işlerini görmekte bulunan ziraat alet ve edevatının tamamı.

b) 35 tonluk bir adet deniz motoru, Yalova Çiftliğinde.

c) 5 adet çiftliklerin nakliye işlerinde çalıştırılan kamyon ve kamyonet.

d) 2 adet çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan binek otomobili.

e) 19 adet çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan binek ve yük arabası.

***

Bu bölümle ilgili birkaç belge sunalım:

Başbakanlık Arşivi’nde bulunan M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıyla ilgili belge – 1

***

Başbakanlık Arşivi’nde bulunan M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıyla ilgili belge – 2

***

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıyla ilgili tutanak (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, Inikad 75, cild 19, 12.06.1937, sayfa 267.)

***

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde M. Kemal Atatürk’ün mal varlığıyla ilgili tutanak (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, Inikad 75, cild 19, 12.06.1937, sayfa 268.)

***

***

***

***

***

***

19 Ağustos 1933 tarihli Hakimiyet-i Milliye’de eğlence yerleri arasında “Çiftlik” de var (Hakimiyet-i Milliye: M. Kemal Atatürk’ün gazetesi)

***

***

***

***

***

***

***

Evet, yanlış okumadınız; “Bira” Parkı… “Rakı” Parkı da var mı onu bilmiyorum

***

***

***

***

***

***

***

***

***

Savarona Yatı

Eskişehir milletvekili Ismail Hakkı Çevik, 1947 yılında Meclis’te yaptığı konuşmada Savarona’nın yüksek maliyetinden şöyle yakınmaktaydı:

“Denizyolları kadrosunda Savarona adında bir yat vardır. Iki gün evvel kabul ettiğimiz kanundan anlıyoruz ki, bu Savaronanın beher (her bir) seferi için 300.000 lira ve senede de 500.000 liraya mal olmaktadır. Yani yat alındığı günden bugüne kadar 5 milyon liraya malolmuştur. 8-9 sefer yapmıştır, her seferi tam 500.000 bir liradır. Bütçenin bugünkü durumu karşısında bu masrafı kaldırmak görüşümüze göre yerindedir.”[49]

atatürk savarona, m. kemal savarona, savarona yati, savaronanin fiyati, savarona kac lira, Atatürk gemicik

[49] no’lu dipnotta bahsi geçen Meclis konuşmasının tutanağı…

***

Kudret gazetesinde “Savarona satılmayacak mı?” başlığıyla yayınlanan bir yazıda Savarona yatının lüksten başka bir şey olmadığı, satılması gerektiği ifade ediliyor ve şu gerekçelere dayanılıyordu:

“Çünkü bu yat, Amerikalı milyarder bir kadından alınmıştır. Dünyanın en lüks ve en büyük yatlarından biridir. Bu yat, tonaj itibariyle Istanbul-Yalova arasında değil Atlantik denizini geçmek ve Afrika sahillerinde dolaşmak için yapılmıştır. Senede 5 gün yapılan Yalova sefası için, milyonlarca liralık bu yatı muattal tutmak ve her sene 1 milyona yakın masraf yapmak, israftan başka bir şey değildir. Çünkü ne Amerika Reisicumhuru, ne Ingiltere Kralı, böyle bir yata lüzum görmemişlerdir. Halbuki bugün dar bütçemizle bu yata, yaptığımız bu masraf, bir bakanlık bütçesine yakındır. Kanlıca koyunda yatan bu yat, bütün kadrosuyla çiftlik halini almıştır.”[50]

Savarona’nın inşa edildiği sırada The New York Times gazetesinde yer alan haber şöyleydi:

“Bugüne kadar inşa edilmiş en büyük özel yatın yapımı, Blohm & Voss tersanesinde tamamlanmak üzere. Küçük bir transatlantik boyutlarında olan ve Philadelphia’dan Richard M. Cadawalder için inşa edilmekte olan bu dev tekne, yaz başında sahibesine teslim edilecek.

Teçhizat ve lüks hususiyetleri açısından mükemmel olan yat, bugüne kadarki deniz vasıtalarını her bakımdan geride bırakacaktır. Yatı, Savarona Ship Corporation sipariş vermiş.

Misis Cadwalader’in Almanya’da yaptırmakta olduğu yatla ilgili bilgiler dün elimize ulaştı. Teknenin ölçüleri, yakın zamana kadar bir sır gibi saklanıyordu.

407 feet 10 inc (124,08 m) gövde uzunluğuyla yeni yat, kendinden önceki büyük yatları açık arayla geride bırakıyor. Yıllarca dünyanın “en büyük yatı” unvanını koruyan, merhum James Gordon Bennett’in “Lysistrata”sı 301 feet (91,7 m) uzunluğundaydı.(…) Misis Cadwalader’in yatı, tonaj olarak da hususi yatları geçmekte. 4.200 ton olan yatın sutaşırımı da 5.600 ton. “Lysistrata” sadece 1.942 tondu.(…) Yeni yatın su kesimi boyu, 350 feet (106,6 m) olacak. 13 kamaralı yatın, çalışır haldeyken 83 personel ve 9 hizmetli kapasiteli mürettebat bölmesi bulunacak. Şaft beygir gücü ise 7 bin 200 olacak. Bu yeni teknenin tasarımı, Boradway No. 1 adresinde faaliyet gösteren Gibbs & Cox Inc. tarafından yapılmıştı.”[51]

Savarona’nın satın alınmasından sonra yatta bazı tadilatlar yapıldı. M. Kemal, yatın kataloğunu önceden incelemiş ve yapılması gereken tadilatları Sait Özege’ye bildirmişti. Bu değişikliklere de 250.000 Türk lirası harcanacaktır.[52]

Tadilatlar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak nezaretinde gerçekleşecekti. Soyak, Berlin’de bulunduğu sırada Iktisat Vekaleti’ne (Ekonomi Bakanı) göndereceği bir telgrafla işin ilerlemesi hakkında bilgi verecekti:

“Iktisad Vekaletine
6206 Berlin 205 205 21 1730 ve Eado

1 – Blohm (& Voss sirketi) teklifini bugün verdi. Yapılan konuşmalar neticesinde 95 bin mark üzerinde mutabık kaldık. Işe başlandı. Işlerin yüzde elli ikisi kamaraların tadilatı, otuzdördü yardımcı makinalar tamiratı ve (Kurumun) uzatılması, on dördü elektrik ve zil tadilatıdır. Kabulünden itibaren iki hafta zarfında bedeli Merkez Bankası’na klering yolile Türk parası olarak verilecektir. Bunda Fabrikanın açılmadan fiat veremediği yardımcı cihaz ve elektrik tamiratile bir kısım makine levazımı ve üç kabinenin yenilenecek bir kısım döşeme işleri dahil değildir.

2 – Fiatlar diğerlerinden çok ehvendir.

3 – Tamirat 19 Mayıs akşamına kadar bitecek bu suretle yatın Haziran iptidalarında Istanbul’da bulunması mümkün olacaktır.

4 – Ingilterede havuzlanmış harici boyası yapılmış bir kısım tente ve sandal örtüleri, yeniden yaptırılmış bir kısım makine levazımı alınmış, Atatürk dairesi mobilyası, sofra örtüleri, peçeteleri ısmarlanmış, bir mikdar mazot ve yağ alınmış ve diğer sefer masrafı verilmiştir.

5 – Londra’ya gönderilen paradan dördüncü maddedeki işlere verildikten sonra 1400 sterlin kalmıştır.

6 – Gemideki ecnebi mütehassısların ücretlerile geminin iaşe ve müteferrikası ve yolu için lüzum olan mazot ve sairenin temini Denizbank’a yazılmıştır. 15 bin türk lirasını mütecavizdir.

7 – Yatta olmayan hususi tabak bardak ve gümüş takımları ısmarlanmaktadır. Bedelleri ayrıca bildirilecektir.

8 – Ayın yirmi üçünde avdet ediyoruz. Mühendis Ark nezaret için kalacaktır. Arzederim.

Soyak”[53]

Savarona yatının iç teşrifatıyla alakalı siparişler için de şu bilgiler verilmekteydi:

1 – Siemens’e yapılan elektrik tesisatı siparişinin kopyasını 14 Mayıs tarihli mektubumla göndermiştim. “Motorwerke Mannheim” Fabrikasına sipariş edileceğini yazdığım ve cereyan istihsali için kullanılacak olan Diesel motorunun sipariş kopyasını da bu mektubuma leffen takdim ediyorum.

2 – 24 Mayıs 1937 tarihli mektubunuza göre, Rosenthal Fabrikasına tabak takımları sipariş edilmiştir. Bu sipariş mektubunun kopyası da melfuftur.

3 – Yine emirleriniz veçhile Württembergische Metallwarenfabrik Fabrikasına sipariş ettiğim kadeh takımları listesinin bir kopyasını da bağlı olarak takdim ediyorum.

4 – Çatal, bıçak takımları henüz sipariş edilmedi. Bunlar için leffen (ekte) birkaç resim takdim ediyorum.(…) Takımlar için teklif edilen fiyatları gösteren listeyi de leffediyorum (ekliyorum).
Emirlerinizi beklerim.

5 – Radyo, birisi güvertedeki salona ve diğeri güvertenin açık kısmına konulacak olan iki hoparlörle birlikte, sureti melfuf teklifleri veçhile, Telefunken Fabrikasına 1150 Marka sipariş edilmiştir. Radyo ve antenin enstallasyonu, elektrik enstallasyonunu yapan Siemens firmasına yaptırılacaktır. Bu enstallasyon için ehemmiyetsiz olan ücret ayrıca ödenecektir.

6 – Hasır takımı olarak melfuf kataloglardan mimarla müştereken bazı modeller intihap ettik. Seçtiğimiz modeller resimler üzerine X işaretile gösterilmiştir. Bunlardan veya kataloglardaki fabrika isimleri ve numaralarile telefonda bendenize bildirilmesini rica ederim. Bundan sonra sipariş yapılacak ve sür’atle yetiştirilerek takımlar yatla sevkolunacaktır.[54]

***

Savarona’yı Satın Alma Süreci

Washington Türk Büyükelçiliği’nin Amerikan Dışişleri Bakanlığı’yla Ilk Teması

Savarona’nın satın alınmasına aracı yapılan Mahmut Baler, Berlin’de temaslarda bulunduğu sırada Türkiye Cumhuriyeti’nin Washington Büyükelçisi Mehmet Münir Ertegün, Amerikan Dışışleri Bakanlığı’yla temas kurup Resi-i Cumhur M. Kemal Atatürk’ün Savarona’yı satın alma isteğini iletecekti. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Yakın Şark Işleri Amiri Wallace Murray, Büyükelçi Ertegün’le yaptığı görüşmenin notunu, bir “görüşme muhtırası” düzenleyerek amirlerine aktaracaktı. Söz konusu muhtırada, Savarona’nın M. Kemal tarafından satın alınmak istendiği yazmaktadır:

“Türk büyükelçi bu sabah beni arayarak Reis-i Cumhur Kemal Atatürk’ün, sahibi Amerikalı olan ve Amerika’ya kayıtlı olup şu anda Hamburg’da demirli olan Savarona yatını satın almak istediğini bildirdi.”[55]

Bu görüşmeden sonra Amerikan Dışişleri Bakanlığı Yakın Şark Bölümü memurlarından Henry S. Villard, Birleşik Amerika Denizcilik Komisyonu’nun bir görevlisiyle bir telefon görüşmesinde bulunacaktı. Konuşmanın zaptı şöyleydi:

“Türk büyükelçisinin ifadesine göre Türkiye reis-i Cumhurunun şahsi kullanımı için satın almayı çok istediği Savarona yatıyla ilgili olarak Denizcilik Komisyonu’nda görevli Mister Hambolt’a telefon ettim.”[56]

Amerika Dışişleri Bakanı Cordell Hull’un, Birleşik Amerika Denizcilik Komisyonu Reisi Joseph P. Kennedy’ye aktardığı görüşlerinde de M. Kemal’in Savarona’yı şahsi kullanımı için satın almak istediği belirtilmektedir:

“Türk büyükelçisi, Türk reis-i cumhurunun, şu anda Hamburg’da demirli olduğu bilgisine sahip olduğumuz Savarona yatını şahsi kullanımı için satın almayı çok istediğini bildirdi.”[57]

Amerikan Dışişleri Bakanlığı Batı Avrupa Işleri Amiri Pierrepont Moffat, Savarona Ship Corporation’un avukatı Ira A. Campbell’a görüşecek ve görüşmesini zapta alacaktı. Bu görüşmede Savarona yatının, M. Kemal’e doğum günü hediyesi olarak takdim edileceği ve halkın paralarıyla satın alınacağı belirtilmektedir:

“…[Türk] Başkonsolosu, Türk reis-i cumhuruna doğum günü hediyesi olarak takdim edilmek amacıyla halkın yapacağı bağışlarla yatı satın almayı istemekte.”[58]

***

Savarona’nın Satın Alınması

Türkiye Cumhuriyeti, 23 Şubat 1938 tarihinde Savarona’yı resmen satın alacaktı. Washington Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Yeşim Bey, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Yakın Şark Işleri Amiri Yardımcısı Paul Alling’le olan görüşmesinde kendisine “yat sahiplerinin mümessillerinin, önümüzdeki birkaç gün içinde Birleşik Amerika Denizcilik Komisyonu’na başvuracaklarını” belirtecek, “Büyükelçi Münir Ertegün’ün, erken ve olumlu bir kararın, Birleşik Amerika Denizcilik Komisyonu’ndan çıkması amacıyla Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın, komisyon nezdinde gerekli teşebbüslerde bulunacağını ümit ettiğini” iletecekti.[59] Aynı gün Savarona Corporation’un avukatı Ira Campbell, Paul Allen’la görüşecekti. Paul Allen’e göre görüşme, şu şekilde cereyan etmişti:

Mister Campbell, Savarona’nın satış mukavelesinin 23 Şubat Çarşamba günü New Jersey’de imzalandığını, satış bedelinin 1 milyon dolar olduğunu, Türk hükümetinin New York’taki Chase National Bank nezdinde bu meblağda bir akreditif açtırdığını söyledi. Anlattığına göre Türk yetkilileri, muamelelerin bir an evvel tamamlanmasına çok önem veriyorlar çünkü gemiyi, Atatürk’e doğum günü olan 20 Nisan’da (19 Mayıs?) sunmak istiyorlar. Mister Campbell, geminin Türk bandırasına devredilmesi müracaatını, Birleşik Devletler Denizcilik Komisyonu’nun onayına bugün öğleden sonra sunmayı planlıyordu. Bana müracaattan bölümler okudu. Bu bölümlerde yatın, Reis-i Cumhur Atatürk’ün şahsi kullanımı için saıin alınmakta olduğu vurgulanıyordu.[60]

Savarona’nın Türkiye’ye devrinin onaylanması[61] Ankara’yı fevkalade sevindirecek ve Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Aras, Amerikan Büyükelçiliği’ne memnuniyetini ifade edecekti.[62]

Benzer bir şekilde Büyükelçi Ertegün de Wallace Murray’a Türkiye Cumhuriyeti’nin teşekkürlerini iletecekti. M. Kemal, Büyükelçi Ertegün aracılığı ile Murray’a, Amerikan hükümetinin bu konuda kendisine gösterdiği güvene layık olmaya gayret edeceğini bildirmişti.

Murray’a göre bu ifadeyle, söz konusu geminin yalnızca Türk reis-i cumhurunun şahsi hizmetlerinde kullanılacağı, herhangi bir askeri amaçla kullanılmayacağı konusunda Amerika’ya teminat verilmiştir.[63]

***

Savarona Istanbul’a Varıyor

Savarona, 1 Haziran günü Marmara Denizi’ne varacak, önce Florya Deniz Köşkü önünde demirleyecek, bir müddet sonra da hareket ederek Dolmabahçe sarayı önüne gelecektir. Savarona, Dolmabahçe’ye vardıktan sonra M. Kemal; Başvekil Celal Bayar, Riyaset-i Cumhur Umumi Katibi Hasan Rıza Soyak, ser-yaverler Ali Kılıç, Cevad Abbas Gürer, Salih Bozok ve Istanbul Valisi Muhiddin Üstündağ’da birlikte, Acar motoruyla Savarona’ya gelecek ve yatı gezecekti.[64]

Dönemin gazetelerine göre yata “Güneşdil” adının verilmesi muhtemeldi. Hasan Rıza Soyak, anılarında bu ziyaretten şöyle söz etmekte:

“Savarona yatı 1 Haziran 1938 günü Istanbul limanına gelmiş, Dolmabahçe Sarayı önünde demirlemişti; Atatürk hemen o gün, öğleden sonra yata gitmiş, orada ikameti için yapılması icap eden hazırlıkları tespit etmiş, bu hazırlıklar bir, iki gün içinde tamamlandıktan sonra da, Dolmabahçe sarayından ayrılıp, yata yerleşmişti. Savarona’yı pek beğenmişti, ismini değiştirmeye de lüzum görmemişti; ilk günü mahzun bir eda ile: ‘Ne olurdu, bu gemi elimize birkaç sene evvel geçmiş olsaydı?…’ dediğini daima gözlerim yaşararak hatırlarım.”[65]

Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu ise M. Kemal’in gemiyi ilk gördüğü anı şöyle anlatıyor:

“1938 yılının Haziranın 1. günü Atatürk çok keyifsizdi, hatta o gün yatağından sabah hiç kalkmamıştı. Dolmabahçe Sarayı’ndaki yatak odasına girdim, bir ara yan pencereden Sarayburnu önlerinden geminin baston başını gördüm. Savarona olduğunu hemen anlayarak ‘Paşam Savarona geliyor’ diye heyecanla söyledim.

Dört gözle beklediği bu geminin gelmesine pek sevindi, yanına çağırdı, yataktan kalkmasına yardımcı oldum, pencerenin önünde beraberce geldik. Birdenbire o keyifsiz hali gitmis, tam tersine gözleri de gülmeye başlamıştı. Atamızın gemisi Savarona gelmişti.”[66]

Mustafa Armağan’ın Savarona’nın satın alınmasıyla alakalı sorduğu şu iki sualin cevabını biz de çok merak ediyoruz:

Savarona’ya 1 milyon 250 bin dolar hangi hesaptan ödendi? (Bu miktar bugünkü dolar satın alma paritesine göre kabaca 19 milyon dolara tekabül etmektedir.)

1938’de Gayri Safi Milli Hasılası 100 doların altında seyreden bir ülkede bu korkunç derecede masraflı yat alışverişi nasıl göze alındı?

***

M. Kemal Atatürk’ün Özel Eşyaları

M. Kemal Atatürk’ün mal varlığı konuşulduğunda genelde bira fabrikası, malt fabrikası, çiftlikleri, köşklerini yazarız, ancak kullandığı “küçük” özel eşyaları pek konuşulmuyor. Işte bu yazıda M. Kemal Atatürk’ün sigara tablasından – tabakasına, saatinden – kravat iğnesine kadar birçok pahalı eşyasını görme imkanı bulacaksınız. Kendi kendinize “neredeyse bütün eşyaları ‘altından’, bu adam acaba sarraf mıydı?” diye soracağınızı tahmin ediyorum.

Önemle ifade edelim ki, buradakiler, M. Kemal Atatürk’ün özel eşyalarının yalnızca bir kısmıdır, zira hepsini tespit etmek ve bir yazıya sığdırmak olanaksızdır. Buradaki “bazı” eşyalar kendisine hediye edilmiştir. Kemalist çevreler, “kendisine çok hediye geliyordu” diyerek ATA’larının sahip olduğu bu değerli eşyalara kılıf bulmaya çalışmaktadır. Hayır efendim, hepsi hediye edilmemiştir… Hediye edilen eşyaların altına ise; “hediye edilmiştir” şeklinde, kaynakta belirtildiği gibi yazmaya çalıştık. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bu işler karşılıklıdır. M. Kemal’e hediye edilen eşyalar varsa, onun da mukabilinde hediye ettiği eşyalar vardı. Listeleyeceğimiz eşyaların kaynağının “Anıtkabir Atatürk Müzesi Kataloğu” olduğunu bilmenizi isterim[67]:

Bu bölüm, “ATA’m Anti emperyalistti, ATA’m halkçıydı, ATA’m mütevazi yaşadı” diyenlere ve bazı siyasetçilerin mal varlığını sorgulayanlara ithaf olunur. Yine sorgulamaya devam ediniz, ancak ATA’nızı da sorgulayınız.

M. Kemal’in bu özel eşyalarından sonra Atatürk’ün Vagonu[68] Savarona Yatı[69], Gezinti teknesi[70] ve Otomobillerinin[71] görüntüleri gelecektir… Görüntülerin ardından ise “KAYNAKLAR.”

Yazımızı burada noktalıyoruz. Inşaallah istifade edilir ve paylaşılır.

*

M. Kemal Atatürk’ün Özel Eşyaları

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

KAMA

***

KAMA

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

M. Kemal Atatürk’ün Vagonu, Beyaz Tren

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

M. Kemal Atatürk’ün Savarona’sı

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

***

M. Kemal Atatürk’ün Gezinti Teknesi

***

M. Kemal Atatürk’ün Otomobilleri

***

***

***

***

**********

.

KAYNAKLAR:

.

[1] Uygur Kocabaşoğlu, G. Sak, F. Erkal, S. Sönmez, Ö. Gökmen, N. Şeker, M. Uluğtekin, “Iş Bankası Tarihi”, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul 2001, sayfa 97.

[2] Sina Akşin “Atatürk’e Ilişkin Kimi Notlar” Düşün Yazıları, Atatürkçü Türk Kültür Dergisi, Kasım 2011, sayfa 19.

[3] Ismet Inönü, Hatıralar, 2. Kitap, Bilgi Yay., Istanbul 1987, sayfa 287.

[4] Başbakan Ismet Inönü o sırada Ingiltere Kralı VI. George’un taç giyme töreninde Türkiye’yi temsilen Londra’da bulunuyordu.

[5] Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 687.

[6] Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 687.

[7] Kazım Özalp – Teoman Özalp, Atatürk’ten Anılar, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1992, sayfa 60.

[8] Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 758.

[9] Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Ögretim Üyesi Şefik Taylan Akman, “Türk Tarih Tezi Bağlamında Erken Cumhuriyet Dönemi Resmî Tarih Yazımının Ideolojik ve Politik Karakteri”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, cild 1, sayı 1, 2011, sayfa 80 – 109.

[10] M. Zafer Çetin, “Tales of Past, Present, and Future: Mythma -king and Nationalist  Discourse in Turkish Politics”, Journal of Muslim Minority Affairs, Vol. 24, No. 2, October 2004, sayfa 354.

[11] Mahkeme kararı hakkında bilgi veren 26 Aralık 1954 tarihli Cumhuriyet Gazetesi.

[12] Mustafa Armagan, Zaman Gazetesi, 24 Haziran 2012. http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1308155

[13] Dr. Rıza Nur’un daha birçok iddiaları için bakınız; Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, Istanbul 1967.

[14] Kazım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, Ankara 1993, sayfa 84.

[15] http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/05/28/dr-riza-nura-atilan-iftiralara-cevap/

[16] Price’ın Extra-Special Correspondent (Çok Özel Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile Ilgili Ingiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara 1991, Türk Tarih Kurumu Yayınları, sayfa 98.

Ayrıntılı bilgi icin bakınız; http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/06/22/turk-tarih-kurumu-m-kemal-ingiliz-valisi-olmak-istedi/

[17] Mustafa Keskin, Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele’de Türkiye’ye Yardımları (1919–1923), Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları, 1991, sayfa 90, 91.

[18] Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı’nın Mali Kaynakları, cild 2, Kastaş Yayınları, Istanbul 1988, sayfa 654.

[19] Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, Istanbul 1967, sayfa 903, 904.

[20] Mustafa Keskin, Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele’de Türkiye’ye Yardımları (1919–1923), Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları, 1991, sayfa 102–104.

[21] Mustafa Keskin, Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele’de Türkiye’ye Yardımları (1919–1923), Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları, 1991, sayfa 105.

Hindistan Müslümanlarının M. Kemal Atatürk’e para gönderdiklerine dair bazı kaynaklar:

Feyzullah Ezer, “Milli Mücadele Sırasında Hint Müslümanlarının Siyasi Desteği ve Ekonomik Yardımları Üzerine Bir Değerlendirme”, Fırat Üniversitesi Orta-Doğu Araştırmaları Dergisi, cild 2, sayı 1, Ocak 2004, sayfa 71 – 81.

– Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 684.

– Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Istanbul 1969, sayfa 457.

– Lord Kinross, Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, çeviren: Necdet Sander, Altın Kitaplar, 12. basım, (Birinci basım: Temmuz 1966, Sander Yayınları), sayfa 353.

Ismail Cem, Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi, Can Yayınları, 17. basım, Istanbul 2007, sayfa 267.

Yaşar Semiz, Atatürk Çiftlikleri ve Bunların Hazineye Devri, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayfa 157.

Baskın Oran, “Orta Doğu’yla Ilişkiler”, Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cild 1, Iletişim Yayınları, Istanbul 2001, sayfa 210, 211.

Özlem Kocabay, Kurum Kimliği Oluşturma Sürecinde Iş Bankası Kurumsal Reklamlarının Incelenmesi 1924-1932, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla Ilişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı, sayfa 64.

[22] Tevhid-i Efkâr Gazetesi, 11 Ağustos 1922, sayı 3447.

[23] Mehmet Saray, Atatürk ve Türk Dünyası, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1995, sayı 79, sayfa 221.

[24] Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, Bu yürek parçalayan vakayı Ekim 1993 tarihli, 177 sayılı “Sızıntı Dergisi”nin 401’inci sayfasındaki “Osmanlı’nın yetimleri” başlığıyla Ibrahim Refik’in kaleminden okuyabilirsiniz.

[25] Kızılay Arşivi, nr. 101–18, 6 Ocak 1912.

[26] Vakit Gazetesi, 21 Ekim 1921, sayı 1418.

[27] Hadisat Gazetesi, 24 Nisan 1919, sayı 114.

[28] Türkiye Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi, cild 18, Istanbul 2002, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, sayfa 545.

[29] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dâhiliye Nezaret-i Umur-ı Mahsus Vilayet Müdürlüğü Evrakı, nr. 163–107, 1338.Z.28.

[30] Orhan Yeniaras, Türkiye Kızılay Tarihine Giriş, Istanbul: Kızılay Bayrampaşa Şubesi, 2000, sayfa 103.

[31] Metin Ayışığı, 30 Ağustos Zaferi ve Istanbul’daki Yankıları, Tarih ve Toplum Dergisi, Eylül 1992, sayı 105, sayfa 171.

[32] Ayrıntılı bilgi için bakınız; Metin Ayışığı, Atatürk’ün Büyük Eseri, TBMM, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1994, sayfa 18, 19.

[33] Metin Ayışığı, 30 Ağustos Zaferi ve Istanbul’daki Yankıları, Tarih ve Toplum Dergisi, Eylül 1992, sayı 105, sayfa 172.

[34] Ali Asgar Khan, Hint Müslümanlarının Türk Kurtuluş Hareketine Mali Yardımı (1919–1923), (tercüme eden: Ahmet Özgiray), Tarih Incelemeleri Dergisi 8, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, Izmir 1993, sayfa 209 – 213.

[35] Mümin Yıldıztaş, Işgal Istanbul’u Yardım Kuruluşları, Toplumsal Tarih, Mart 2007, sayı 159, sayfa 56.

[36] Ali Genceli, Sultan Vahideddin’e Dâir Bir Hâtıra, 5 Ekim 1968 tarihli Bugün Gazetesi’den naklen; Kadir Mısıroğlu, Bir Mazlum Padişah: Sultan Vahideddin, Genişletilmiş 3. Basım, Istanbul 2011, sayfa 91, 92.

[37] Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım, Istanbul 1977, sayfa 200.

[38] Ahmed Izzed Paşa, Feryadım, Istanbul 1993, cild 2, sayfa 216.

[39] Celal Bayar’ın bankanın ilk Genel Müdürü olduğuna dair bakınız; Uygur Kocabaşoğlu, G. Sak, F. Erkal, S. Sönmez, Ö. Gökmen, N. Şeker, M. Uluğtekin, “Iş Bankası Tarihi”, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul 2001, sayfa 11-15.

[40] Güneri Civaoğlu’nun 1976 yılında Iş Bankası Genel Müdürü olan Hüseyin Cahit Kocaömer ile yaptığı röportaj için bakınız; Tercüman Gazetesi, 10 Şubat 1977.

[41] Celal Bayar’ın Mayıs 1982′de çıkan Iş Dergisi’ne verdiği bir mülakat.

Hindistan Müslümanlarının M. Kemal Atatürk’e Hilafet için gönderdikleri paranın bir kısmının Iş Bankası‘na sermaye yapıldığına dair bazı kaynaklar:

– Kazım Özalp, Teoman Özalp, Atatürk’ten Anılar, Iş Bankası Ankara 1992, sayfa 30

– Mazhar Leventoğlu, Atatürk’ün Vasiyeti, Bahar Matbaası Istanbul 1968, sayfa 78.

– Ismail Cem, Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi, Can Yayınları, 17. basım, Istanbul 2007, sayfa 267.

– Hakkı Naşit Uluğ, Hemşerimiz Atatürk, Türkiye Iş Bankası Kültür Yay., Ikinci basım, Istanbul 1973, sayfa 241-245.

– Yalçın Durmuş, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, cild 1, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2002, sayfa 345.

– Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 684.

– Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Istanbul 1969, sayfa 457.

– Uygur Kocabaşoğlu, G. Sak, F. Erkal, S. Sönmez, Ö. Gökmen, N. Şeker, M. Uluğtekin, “Iş Bankası Tarihi”, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul 2001, sayfa 4-7.

– M. Akif Tural, Atatürk Devrinde Iktisâdi Yapılaşma ve Celal Bayar (1920-1938), Ankara 1987, sayfa 93, 94.

– Ilhan Tekeli – Selim Ilkin, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para ve Kredi Sisteminin Oluşumunda Bir Aşama, Ankara 1997, sayfa 187.

– Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı’nın Mali Kaynakları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1990, sayfa 564.

– Yaşar Aksoy, Atatürk’ün Ekonomi Devrimi Kalpaklı Kalkınma, Ankara 1998, sayfa 30 – 32.

[42] Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 691.

Ayrıca bakınız;

Nokta Dergisi, 19 Kasım 1989.

[43] Uygur Kocabaşoğlu, G. Sak, F. Erkal, S. Sönmez, Ö. Gökmen, N. Şeker, M. Uluğtekin, “Iş Bankası Tarihi”, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul 2001.

[44] Can Dündar, Işte Atatürk’ün banka hesabı, Sabah Gazetesi, 26 Ağustos 2000, sayfa 4.

[45] Hasan Rıza Soyak (M. Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 686.

[46] Uygur Kocabaşoğlu, G. Sak, F. Erkal, S. Sönmez, Ö. Gökmen, N. Şeker, M. Uluğtekin, “Iş Bankası Tarihi”, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul 2001.

[47] Ismail Cem, Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi, Can Yayınları, 17. basım, Istanbul 2007, sayfa 262 – 266.

[48] Mustafa Armağan, Zaman Gazetesi, 10 Haziran 2012. (Ismail Cem listeyi Atatürk’ün “Söylev ve Demeçler”inin 4. cildinden birkaç hata ile alan Fethi Naci’nin 1968 tarihli “100 Soruda Atatürk’ün Temel Görüşleri” isimli eserinden naklediyor. Mustafa Armağan ise direk Başbakanlık Arşivi’nde ulaştığı belgeden aktarıyor.) http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1301075

[49] TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 8, Içtima 24, cild 8, 27 Aralık 1947, sayfa 376, 377.

Ayrıca bakınız; “Savarona, Bugüne Kadar 15 Milyona Mâl Olmuş,” Vatan, 28 Aralık 1947.

[50] Kudret gazetesi, “Savarona satılmayacak mı?”, 7 Aralık 1948.

[51] “Biggest Yacht Built for American Woman,” The New York Times, 27 Ocak 1931.

[52] Rahmi Yağız, “Atatürk’ün Son Günleri,” Ikdam, 18 Ağustos 1939.

[53] T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 7 Aralık 1938 tarih ve 030.10.1.17.11 sayılı belge.

[54] Berlin’de kayıtlı “Orak Orientexport Handelsgesellschaft” ünvanlı şirketin sahibi ve Alman silah imalatçısı Krupp’un temsilcisi Mümtaz Fazıl Taylan’ın, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak’a yazdığı mektup. Bakınız; T.C. Cumhurbaşkanlığı Arşivi, dosya VI-I, 84, I-30, 19 Haziran 1937 tarihli mektup.

[55] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 20 Ocak 1938 tarihli belge.

[56] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 20 Ocak 1938 tarihli belge.

[57] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 27 Ocak 1938 tarihli belge.

[58] Amerikan Milli Arsivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 28 Ocak 1938 tarihli belge.

[59] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 25 Şubat 1938 tarihli belge.

[60] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 25 Şubat 1938 tarihli belge.

[61] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 11 Mart 1938 tarihli belge. Ayrıca bakınız; 18 Mart 1938 tarihli belge.

[62] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 17 Mart 1938 tarihli belge.

[63] Amerikan Milli Arşivi, National Archives and Records Administration, dosya 195.2 Savarona, 17 Mart 1938 tarihli belge.

[64] “Büyük Şef Atatürk Dün Yatı Ziyaret ve Tetkik Etti,” Cumhuriyet, 2 Haziran 1938.

[65] Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, cild 2, Yapı Kredi Bankası A.ş., Istanbul 1973, sayfa 743.

[66] M. Kemal Ulusu, (derleyen), Atatürk’ün Yanı Başında, Doğan Kitap, Istanbul 2008, sayfa 232, 233.

51’den 66 no’lu dipnota kadar olan kısım Rıfat N. Bali’nin “Savarona: Atatürk’e Son Armağan” adlı kitabından özetlenerek iktibas edilmiştir. (Libra Kitapçılık ve Yayıncılık, Istanbul 2010.)

[67] Anıtkabir Atatürk Müzesi Kataloğu, Anıtkabir Komutanlığı 1994.

[68 http://www.tcdd.gov.tr

Ayrıca bakınız; A. Lütfi Balamir, (Emekli TCDD Müfettişi)

[69] Eser Tutel, Atatürk’ün Yatı Savarona, Bütün Dünya Dergisi, Kasım 2000, sayfa 95. (Savarona’daki bazı eşyalar Atatürk’ten sonra yata dahil edilmiştir.)

[70] http://www.tsk.tr/anitkabir

[71] http://www.arabam.com

.

**********

.

Kadir Çandarlıoğlu

.

**********

.

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

135 responses to “M. Kemal Atatürk’ün mal varlığı, serveti (Geniş kapsamlı)”

  1. arslan Avatar
    arslan

    türkiyeyi kurtarmış he cebini doldurdu şerefsiz bu adama körü körüne bağlananlara nedemeli….

  2. Alkolün Zararları | Belgelerle Gerçek Tarih Avatar

    […] M. Kemal’in Bira fabrikası Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarında da görülmektedir. (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, I: 75, cild 19, 12.06.1937, sayfa 267.) M. Kemal Atatürk’ün mal varlığı ile ilgili ayrıntılı bilgiye şu yazımızdan ulaşabilirsiniz: https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/07/03/m-kemal-ataturkun-mal-varligi-serveti-genis-ka… […]

  3. “M. Kemal Atatürk, ‘vekil maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin’ dedi” yalanı | Belgelerle Gerçek Tarih Avatar

    […] M. Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı iken aldığı ma­aş ve öteki Cumhurbaşkanlarının aldıkları maaşlar ve 1989 yılında Cumhuriyet altınına göre değerleri… Arada uçurum var. (KAYNAK: Nokta Dergisi, 19 Kasım 1989.) M. Kemal’in mal varlığı hakkında tafsilat için şu yazımıza bakilabilir: https://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/07/03/m-kemal-ataturkun-mal-varligi-serveti-genis-ka… […]

  4. Ali Avatar
    Ali

    Mustafa Keskin, Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele’de Türkiye’ye Yardımları adlı kitabına nasıl ulaşabilirim?

  5. Alis Avatar

    .

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @joon, yorumunuz icin tesekkürler. Makalemizde, eklediginiz linkte yer alan yaziya da cevap veriliyor. Oradaki asilsiz iddialar cürütülüyor.

      Saygilar.

  6. Murad Avatar
    Murad

    Ne saçmalık. Havuz sözde Atatürk’ün içinde Atanın olduğu bi foto yok, O kadar cep eşyası sözde Atatürk’ün, elindeyken bi fotoğrafı yok .O kadar ev Atatürk’ün içindeyken bi fotoğrafı yok(Tabloların içine 5 yaşındaki kardeşim bile shoplar o fotoğrafları….)
    Devam edeyim… Siyah beyaz bi fotoğraf var ve elinde içecek var Atamın buradan siyah beyaz bi fotoğraftan nasıl içki olduğunu anladın bardaktakinin hayret verici…
    O kadar kılıç, tabanca fotoğrafı var biri bile Atamın elinde değil. O kadar kıyafet fotoğrafı var birini Atam giymemiş… Boşa uğraşıyorsunuz Atamın tek kusuru kadınlara düşkün olmasıdır… Büyük ihtimalle bu mesajımı silersiniz ama ben zaten bu mesajı silecek kişilere sesleniyorum sıkıntı yok… Siz nası bu hale geldiniz? Bu nasıl bir cehalet?

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @Murad, degerli yorumunuz icin tesekkürler. O esyalarin m. kemalin üzerinde olmadigini dolayisiyla ona ait olmadigini iddia ediyorsunuz, ancak bu esyalar Anitkabir müzesinde m. kemalin esyalari olarak sergileniyor. Gidip bakarsaniz görebilirsiniz. Zaten kaynagini da vermistik. Elindeki bardagin icinde icki oldugunu biliyoruz, zira resim bira fabrikasinda cekilmistir. kucagindaki manevi kizina da icki icirdigini bizzat kendisi bir röportajda acikladi. Biliyorum, sevdiginiz veya size sevdirilen biri hakkinda birtakim gercekler insani rahatsiz edebiliyor, bu nedenle öfkenizi anlayisla karsiliyorum. Ama bizim de gercekleri yazma hakkimizin bulundugunu unutmamaniz gerekir.

      Saygilar.

      1. Murad Avatar
        Murad

        Dostum Anıtkabir’e gitmediğimi mi sanıyorsun? Yok böyle birşey! Cahil halkı kandırmayın lütfen… İnanmayan gitsin baksın. Tabi sizin okurlarınız Ataya saygı duymadığı için Anıtkabir’e gitmez bu yüzden inanırlar dediklerinize… Zaten Atamızın bu kadar Malvarlığı olsa bile . Sence Anıtkabir’e bunu koyarlar mı? Atamız ölmeden önce koyulmaması için emir verirdi böyle bir malvarlığı olsa… O içki dediğin fotoğraftada olimpiyat gibi birşeyde seyirci olarak duruyor aslen. Bira fabrikasıyla alakası yok kardeşim… Birde ne röportajından bahsediyorsunuz sene 1920-1938’de röportajmış… Güldürmeyin beni…

      2. belgelerlegercektarih Avatar

        @ murad, o zaman görememissin, bir dahaki gitmende görevlilere sor, sana gösterirler. bira fabrikasi meselesine gelince, su konuda röportaji eklemistik, ayrica m. kemalin degil, manevi kizinin… iyi seyirler:

        Alkolün Zararları

      3. Bulut Avatar
        Bulut

        Senin amaçın ne kardeş kime çalışıyosun prim Falan mı kazanıyosun milleti kandırarak ? Bunu neden yazdığımı soracaksın çünkü bi çıkarın varmış gibi konuşuyosun bu bi görüş değil yani.

    2. can ışık Avatar
      can ışık

      hani padişahın kaçırdığı söylenilen mal varlığının resmi bile yokken değil mi ! ….yahudi dölleri her taşın altından çıkıyorsunuz. Allah biliyor da ebter yapıyor sizleri.

    3. MOON'S SON Avatar
      MOON’S SON

      murad yaw he he kemal okulsuz yolsuz ilaçsız köyde sabah ezanıyla kalkıp inek sağıp tarlada akşama dek ekin kaldırıyordu değil mi yahu kemal avrupa jet sosyetesinin bir numaralı adamıydı be.Onca resmi var.Danslardan,havuzlardan,balolardan,opera konserlerinden gece eğlencelerinden çıkmıyordu. Yalan mı? ne halt yediği neye inandığı umrumda değil yıllarca inkılap tarihi dersleriyle beyninizi yıkamışlar siyasi uşak olmuşsunuz gelmiş burada belgeli kanıtlı bilgilere bile burun kıvıracak kadar körsünüz.Ulan savarona kemalin yatı değil mi mercedes kemalin otomobili değil mi kemal dolmabahçe de lüks içinde onca doktor ve ilacın içinde öldü saraylarda yaşadı kötülediği padişahların sarayında kral gibi yaşamadı mı çiftliklerde plajlarda yan gelip yatmadı mı?Adına hediye gibi gösterilen hiç bir emek vermediği onca yalı konak villa yok mu?Ulan bunu başkaları söyleyince yersiniz biz aynı şeyi söyleyince mi haksız olduk?

      zamanında eleştiri gelince avanesi”paşa lüks yaşamıyla anadolu insanına türk halkına örnek yaşam oluyor” dediler.Bu yalanı o zamanda bu zamanda gelecekte de kimse yemedi.Sizin gibi cahil ahmaklar hariç.Ama şaşırmıyorum sizin gibiler dünde vardı bugünde var gelecektede olacak.babadan oğula nesilsiniz siz.

      kemal elitist sosyetik lüks şaaşalı bir hayat yaşıyordu.O sırada Anadolu da halk verilen savaşların tüm faturasını ödüyordu.Ulan 2000lere geldik hala yol su köprü elektrik okul hastane ilaç olmayan yerler var doğu komple bitmiş kemalin ülkesi bu işte.ne kadar ilgilendiği sözde ne kadar halkçı olduğu ortada.Anadolu da halk neden kemali ismeti sevmiyor chp yi sevmiyor belli.

    4. Ismail Avatar
      Ismail

      evet Murat senin atanin tek kusuru kadinlara düskün olmasi degildi, ayni zamanda alkolik, bis.., din düsmani, eli kanli bir diktatör bir pez.. olmasi idi. Kendine Türklerin atasi dedirten bir dinsizi ata olarak secmeniz ve delice herseyini savunmaniz ve savunmanizin “atatürk olmasaydi..” dan ibaret olmasi kemalin askerlerinin hangi cagda kaldigini gösteriyor. Allah akil versin..

    5. bayram Avatar
      bayram

      Murat bey insanlar kendilerince belgeler bulmuşlar birşeyleri savunuyor bu belgelere gerek yok belge biziz türk halkı nasıl diyeceksiniz atatürkün politikalarına bakın yaptıklarını alt alta koyun sonrada sorun bu yapılanlar kimin yararınaydı türkiyeninmi yoksa emrin kimden geldiği bellli olmayan x şahsınınmı.Örnek bugünkü hükümet ben bu dili beğenmedim harf inklap ı yapıcam dese ne düşünürdünüz.

      1. gizlenen rezillikler Avatar
        gizlenen rezillikler

        Yunanla savaşildi büyük taarruzda yunan generali trikopis 1-2 eylul 1922 de yakalandi uşakta. Misafir olarak ağirlandi mustafa kemal tarafindan. İzmire girdi mustafa kemal ayağinin altina serilen yunan bayrağina basmasi kaldirttirdi. Ki o yunan bati anadoluda enaz 35000 masum cana kiydi.
        Osmanlidan istanbuldan padişahin yolladiği silahlarla kovuldu yunan. Sonra o silahlar padişaha çevrilerek oda kovuldu ülkeden. Sonra halifede osmanli soyuda kovuldu. Gitmeyiz diyecek oldular. Silahli birlikler dizildi sarayin önüne. Namlular halifeye doğrulmuş. Mallarini mülklerini satamadan kovuldular ülkeden.
        Yunan bayrağina basamayan mustafa kemalin döneminde islami sancak kelimei tevhid yazan bayraklar suç sayildi. Böyle bayraklarla kim yakalansa terörist muamelesi gördü.
        Halifeyi silah zoruyla ülkeden atan mustafa kemal papaya takim elbise diktirip yolladi.
        Mustafa kemal yaptiklarinin halk tarafindan benimsenip benimsenmediğine bakmadi. Herkes benim kafada olacak dedi. Adam orduya yaziliyor. Balolarda İçki sunuyorlar içmedi. İrticadan atiliyor ordudan. İçkili balolar duzenleniyor. Subay Eşinin başi kapali o sebeple eşini getirmiyor baloya. Ordudan atilmak icin yeterli bu sebep. Bumudur suçlu olmak. Horlanmak dişlanmak için yeterli gerekce. Allah adina yemin etmek aşağilanmak için yeterli sebep olsun.
        Siz asla anlayamiyorsunuz. Bugün iyi yapilmiş zannettiğiniz şeyler 80 -90 sene evvel zulüm sebebi idi. Bugün iyi hükümet iyi uygulama var. onun için bazi şeyler iyi gibi görünebiliyor. Asla öyle değildi. Hükümetimiz gucu yettiği kadar düzeltebildi. Ünıversite birincisi oluyor türbanli kiz. Odül töreninde zorla başortüsü alinarak rezil edildi. Ağlatildi zevkine. Türbanli diye tahsili yakilip okul kapilarinda ağlatilanlar.Başörtülü diye bir kizin bağişlayacaği kani kabul etmedi 1990 larda istanbul üniversitesi. İslam bulaşir diye.
        Bunlar neden yapiliyor. Devlet sabetayci kemalist azinliğin elinde. Bunu kaptirmamak için. Çogunluk sömürülen olsun hep sabetayci azinlik islami kesimi ezerek onlarin omuzlarina basarak saltanat sürsün diye..

    6. Hayinler heryanımızda! Avatar
      Hayinler heryanımızda!

      Ulan önce zavvalı diyon şimdide halkımız diyon siz kimsiniz???Aynı vatanını satan hayinler gibi davranıyorsunuz!Bizi ülkemizi rezil ediyorsunuz!Yalanmı sosyal medyada nekadar kanıt var!Bide az utanın okadar atamız şehitlerimiz padişahlarımız alimlerimiz var siz sadece oraya gidiyorsunuz orda tapıyorsunuz o adama!Ve atatürk kurtarmış bizi diyorsunuz da?Okadar asker şehit oldu onlar yan gelip yattımı???Hepinize yazıklar olsun sizin!Vatanını satan kötüleyen zavallı diyen ahmaklar!

    7. Hayinler heryanımızda! Avatar
      Hayinler heryanımızda!

      Ve nedenmi vatan hayinisiniz?Erdoğana ülkemizde cumhurbaşkanı olan adam gibi Müslümana(atatürk gibi ateist değil)nekadar laf atınız ,yok efendim camiler yıkılcakmışta ülkemizi geriletmişde ulan sizin gitmediğiniz cami yıkılsa ne olacak?Gidin atatürke tapın size rahatlık getirsin…Ülkesii rezil eden köpekler!

    8. Cihan Bahadır Kurtuluş Avatar

      Atan o kadar savaş kazanmış ama elinde birtane silah yok mermi atmamış ? atan devleti kurmuş ama kururken imza atarken tek bir resmi yok bu seninkisi yobaz cahillliğidir senin atanı toprak kabul etmemişki mermerin icine koymuşlar Yobazlığın içinde karargah kurmuş uyanamıyorsunuz

  7. serhan Avatar
    serhan

    Atatürk düşmanları bu ülkede bitmedi galiba bitmeyecekte ama olsun atatürkün nasıl bir insan olduğunu bilen biliyor.Atatürk düşmanları size söylüyorum siz ATA’nın zıçtığı BOOk olamazsınız.

    1. Furkan yaş 13 Avatar
      Furkan yaş 13

      sizin gibi zihniyetler anca cahilklerinden dolayı kendi nefsine hoş gelen sözlerle ” anlık haz ” yaşayarak konuşursunuz

      Allah sizi Islah etsin

    2. benzin Avatar
      benzin

      Sen bok olmuşsun biz temiz kalalim

    3. Özlem Avatar
      Özlem

      SİZ SABATAY Seviciler için bulunmaz biri. Müslüman kanını döktüren silah zoruyla susturan açlıktan SEFİL hale getirip lüks içinde saçıp savuran KOSKOCA BİR İMPARATORLUĞU DARMADAĞIN EDİP ÜMMETİ BAŞSIZ BIRAKAN ORTADOĞUDA YAHUDİ DEVLETİNİN TEMELLERİNİ ATAN YÜZBİNLERCE MASUMLARIN KANINI DÖKTÜREN HAİNİN MASKESİ DÜŞÜYOR.
      ZORUNUZA MI GİDİYOR HE?

  8. serhan Avatar
    serhan

    Murad hocamın dediklerine katılıyorum sonuna kadar …
    edit: bence siz ATATÜRK’ÜN GİZLENEN VASİYETİNİ ARAŞTIRIN

    SAYGILAR

    1. ismail Avatar
      ismail

      Serhan Ataturkun gizlenen vaziyeti ölümünun 75 inci yilinda halifeliği geri getirme vasiyeti idi. Gerçekmi? Tamamen uydurma. Kemalist palavra. Kemal paşalarini millete sevdirme çalişmalari. Mustafa kemalin böyle bir vasiyeti olmadiğini tamda atanin ölümünün 75. Yoldönümünde genel kurmay başkanliği açiklamisti.
      Birde ağzina dişki alacak kadar düşük ayarla yaziyorsun.

  9. Mehmet Avatar

    Murad hocan ne demiski katiliyorsun? Yahu admin belgeler ve kaynaklar vermis. Senin murad ” hocan” in tek argumani ” yok boyle birsey, cahilsin” demek. Siz nasil sartlanmissiniz boyle? Dusmanlik eden yok. Gerceklerin pesindeyiz. Yahu evlatligi bira icirirken diye ovgu ile bahsediyor siz buna dahi inanmiyorsunuz. Savarona yalan , marmara havuzu yalan. Bir siz dogrusunuz.

    1. serhan Avatar
      serhan

      Mehmet ATATÜRK isteseydi CUMHURİYETİ kurmaz padişah hatta halife dahi olabilirdi o nededi kimse kula kulluk etmesin herkes hür ve özgür yaşasın dedi ama unuttuğu bir şey vardı DÜŞMANLARI buradada var böyle bir insana düşmanlık besleyenlerin aklına şaşarım ya akıl olmaması lazım yada KUYRUK ACISI olması lazım ALLAH herkese akıl fikir versin CAHİLLİKTEN KORUSUN NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE DİYEBİLENE…….. NOKTA

      1. belgelerlegercektarih Avatar

        @serhan, yorumun icin tesekkürler. M. kemalin neden halife veya padisah olmayip cumhuriyeti kurdugunu bu yazimizda acikladik:

        Hangi diktatör halife ve padişah olabilecekken Cumhuriyeti kurar diyenlere cevap

        okumani tavsiye ederim, hayirli aksamlar.

      2. ahmet akbulut Avatar
        ahmet akbulut

        kula kulluk demişsin .Atatürk cum. ne zaman kurdu? ne zaman çok partili sisteme geçti?halk oylamasıyla mı c. başkanı oldu? i.inönüyü halk mı başbakan yaptı? şimdi saddam hüseyin sence diktatör değilmiydi? esad vb…halkın oylarıyla seçildiler demi?ayrıca Atatürk ün mal varlığını inönü nün rıza nurun ismail cemin yazılarından öğrendik, can dündar dan öğrendik! yani padişah tan değil…senin düşüncenle aynı olan insanlardan yani…bu nedenle gerçekler nedeniyle senin gibi düşünmeyenlere bi şey deme,adminin verdiği belge ve bilgilerin yanlış olduğunu SEN İSPATLA ki saygı duyup sevdiğin şeylerin değerini kendin için kurtar…

  10. Bulut Avatar
    Bulut

    Ulan bide üşenmeyip bu kadar hikaye yazmışlar demekki acınız bu kadar derin o ADAM size Bağımsız bi ülke bıraktı bunun teşekkürü böyle olmamalı hangi Lider yemiyo biri bana açıklayabilirmi illaki adamın Köskü yatı olacak. bunu yazan arkadaş şuanki başbakan seninle aynı sofrayamı oturuyor ?

    1. mehmet Avatar
      mehmet

      Yukardaki belgeler bu adamın milleti için değil kendisi için yaşadığını kör gözlerede gösteriyor. Niye bağımsızlığımız gitmişmiydide bağımsız ülke bıraktı diyorsun. Evet herkes yiyiyor ama bu adam gibide kimse yememiş. Yani dünyaya doyamamış. Zaten Anıtkabir yapılmasıda bu adamın dünyaya doyamadığını kör gözlerede gösteriyor Selamlar.

      1. ahmet Avatar
        ahmet

        bunların gozu kör olmuş ne yapsalar boş

      2. Ahmet Avatar
        Ahmet

        Ataymiş , kefere…

  11. androida Avatar

    Atatürk millet için yaptı yapacagını. Suan ki cumhurbaşkanı ”1000 (BİN)” Odalı saray yaptırdı. Onu neden kötülemiyorsun? 1000 Odayı napacaksa artık….

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Simdiki cumhurbaskani cumhurbaskanligi sarayi yaptirmis. Yani cumhurbaskanligi bittigi zaman oradan cikiyor. Yeni cumhurbaskani girecek oraya. Kendisine yaptirmamis, Türkiye devleti cumhurbaskani makami icin yapilmis.

  12. fenasi Avatar
    fenasi

    Benim bildiğim kadarıyla Mustafa Kemal Atatürk bütün malvarlıklarını yukarıdaki gösterdikleriniz de dahil devlete bıraktı. ÇOCUKLARINA ,YEĞENLERİNE,AKRABALARINA DEĞİL EĞER MÜSLÜMANSANIZ BUNUDA YAZMALISINIZ.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Cocugu mu vardi? Manevi cocuklari vardi ve onlara maas bagladi. Ayrica yaziyi dikkatle okursaniz, “neden” hazineye bagisladigi da yaziyor. Kendisi aslinda “satmak” istiyordu, bagislamak degil. Hadi diyelim, bagislamak istiyordu ve bagisladi, bu, onun sözkonusu serveti “nasil” elde ettigi sorusunun cevabi degildir. O halde biz calalim, hortumlayalim sonra da ölünce hazineye bagisliyoruz die bir vasiyet birakalim. Olur mu böyle sey?

      1. ömer çağlayan Avatar
        ömer çağlayan

        bu kadar kaynağı belli olmayan şaşalı mal varlığı (( MİLLETİN HAYVAN DIŞKISI YEMEK ZORUNDA KALDIĞI )) o dönemde oldu. ayaklarında çarık olmadan vefat eden o insanların hakkını onu savunanlar ödeyebilirmi?

  13. Ahmet Çınar Avatar
    Ahmet Çınar

    Kendi pisliginizi örtmek için her türlü çamur ve uyduruk belge düzenleyecek kadar ustasiniz. Bugün ülkede bu yavsak yorumları yapıyorsanız bunu da Atatürk ve ecdada borclusun. sen kalk yıllarca savaş yap sonra yavsak birileri çıksın Atatürk şunu yaptı malvarlığı şu kadar diye aşağılık bir yazı yazsın. Atatürk senin gibi düşünce memleketi ingiliz e fransız a Yunan a peşkeş cekerdi. Sürekli karalama kampanyası yaptığına göre sizde Türk düşmanısin.

    1. Mehmet Avatar
      Mehmet

      düne kadar bu ülkeyi sadece Atatürk kurtarmış diyenler son yıllarda ecdadıda işin içine katmaya çalıştı yukardaki belgeler yalansa sizde belgeyle ısbatlayabilirsiniz değil mi gerçeği bu çok zor olmasa gerek. Lozanda toprakları peşkeş çekmiş daha ne olsun birader. bize türk düşmanı diyorsun ama savunduğun adamın kesin türk olduğunu biliyormusun. Atatürkcü yazar Soner Yalçın Selanik şehrinin Yahudi şehri olduğunu belgeyle ısbatlıyor. Atatürkünü okutan Şemsi Efendi denilen adam bir yahudi. o zaman düşünelim görüntüde müslüman türkü olan Atatürk neden bir yahudi öğretmene okutuluyor bu mantığı nasıl izah edersin.

      1. belgelerlegercektarih Avatar

        @Mehmet, son yillarda ecdadida isin icine katmalarini iyi farketmissiniz. Evet, yavas yavas düzelecek insaallah.

  14. Nurettin Avatar
    Nurettin

    Nurettin ÇOLAK

    Sayın Atatürkçüler uyanın

    -Savaştan çıkan bir milletin ilk işi kalkınma değil de dini yok etmek olmamış mı
    -İslamiyet için gönderilen yardımları zimmetine geçirmemiş mi
    -Allah Allah diye Müslümanlık için savaşan halkın dinini yok etmeye çalışmamış mı
    -Tarihte olan en büyük mal varlığını bu topraklardan edinmemiş mi
    -mektupları demir sandıklarda açıklanamadığı için saklanmamış mı
    -Yahudi olduğu kanıtlanmamış mı
    -Türkiye deki bütün dinsizler onun ipine sarılmamış mı
    -şapka için binlerce kişiyi katletmemiş mi
    -M. Akif Ersoy dahil bütün inançlı insanları yok etmemiş mi
    -M. Akif Ersoy un cenazesi devlet töreni ile mi defnedilmiş
    -Tam bir diktatör değil mi
    ****** Daha binlercesi var siz bunlara çalışın devamı gelecek.*****
    BİZ OSMANLIYIZ
    Biraz yordum sizi.

    Sizde eksik olan İMAN dır

    1. Kerem Avatar
      Kerem

      Bunlar at gözlüğü takmış ki duymazlar görmezler işlerine geleni.Yok efendim Zübeyde paraya sıkışmışmış yaver paşaya “paşam biraz para yollayalım,
      paşa:”paramız yok”.
      yaver:”efendim haziden,
      paşa burası çok komik işte:”yok olmaz milli mücadele için lazım halkın parası o, ona dokunamayız.Söyleyin satsın halıları”
      Sizin gibi Mallara bunları ezberlettirip eşekler gibi anırtıyorlar adam belgeler ve delillerle bir şeyler söylüyor sizlerde hakaretten başka birşey yazamıyosunuz.Ulan beyinsizler yukardaki gibi bir saça sapan yalanlara inanıyosunuz da bunalra neden inanmıyosunuz.

    2. Özlem Avatar
      Özlem

      SİZ SABATAY Seviciler için bulunmaz biri. Müslüman kanını döktüren silah zoruyla susturan açlıktan SEFİL hale getirip lüks içinde saçıp savuran KOSKOCA BİR İMPARATORLUĞU DARMADAĞIN EDİP ÜMMETİ BAŞSIZ BIRAKAN ORTADOĞUDA YAHUDİ DEVLETİNİN TEMELLERİNİ ATAN YÜZBİNLERCE MASUMLARIN KANINI DÖKTÜREN HAİNİN MASKESİ DÜŞÜYOR.
      ZORUNUZA MI GİDİYOR HE?

  15. hasan genel Avatar
    hasan genel

    ne yazayım bir Müslümanın bu kadar hayatında variyeti olurmu allah c.c bunların hesabını soracak allah c.c. yardımcısı olsun ama merak ediyom chp neden atatürkü seviyorlar bu paralarda tüyü yetmemiş insanlarında hakkı varrrrrrr bence bügünün en zenginleri arasında birinci gelir ama nasıl bu Müslümanların hakkını verecekler bilemem ben bir vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

    1. yeme dunyasi Avatar
      yeme dunyasi

      Hasan Allaha inanmayan insanlar için haram helal kavrami yoktur. O sebep ile o sozun havada kaliyor. Sen helal ediyorum desen ne olur. Kişi Allaha inanmiyorsa aldiği nefes bile otomatikman haram oluyor. Onlara anlatamazsin. Çünkü dini kavrami kabul etmezler. Birileri her firsatta devleti satmiş duşmanlarimiza surekli kiyaklar yapmiş buda muthiş servet artimina sebep olmuş gibi gozukuyor. Limni ve çevresindeki 4 ada lozanda bize verilmişken nasil olduda yunanistana kaldi. Kayda geçmeyi unutmuşlarmiş. Geçin onu. Unutulunca yunanami kalirmiş kapali kapilar ardinda neler döndü kimbilir. Halifelik beleşemi kalkti, hiç sanmam, 2 milyon sterlin iddialari var ama ispati zor. Çunku ruşveti yakaladin ispati var yakalayamadin yok ispati. Birileri ülkenin başi olmuş adam yakalayip kendinimi astirsin. filistindeki anlaşmali yenilgi, ya diğerleri.
      Daha kimbilir neler. Halkin iliğine kemiğine somurulmesine ne demeli.
      Arap bahari denerek islam ülkelerinde ayaklanmalar çikmişti. O devrilen liderlerden ne servetler çikti. Soymuşlar halklarini. Hemde donuna kadar. Bizim ülkemizdede liderler hep soydu, halan daha kitabina uydurulmuş soygunlar tamgaz devam. Özal çok dürusttu. Hakkini yemeyelim. Ama onada neler söylendi. Erbakani o kadar severim. O bile goturdu mali. Hemde o biçim.. Bizde yalan yok.
      Muhyettin arabi şamda camiden çikanlarin karşisina dikiliyor. Sizin taptiğiniz benim ayağimin altindadir diyor. Öldüruyorlar adami 1240 da. 1516 sonunda bu olayi duyuyor yavuz selim şehre girince. Olayin olduğu adamin öldürülduğu yeri kazdiriyor altin paralar çikmiş.

      1. ismail Avatar
        ismail

        Eksik kalan kisimlarida yazalim. Ülkeden kovulan rum ve ermenilerin mallarinin mulklerinin üzerine oturmuş. Hintli muslumanlarin ve digerlerinin halifelik kurtulsun diye kurtuluş savaşina gonderdiği paralarin ustune yatmasi, batumun satilmasindan elde edilen gelir, emin olun osmanli imkanlarina konmasi, guçlu oldugu için çok geniş arazilerin kendisine ucuza verilmesi, 155000, 310000, 510000 donum gibi arazilerden bahsediliyor. Babadan kalma mali varmi, hayir, dayidanda yok, hep muthiş fakirlik içinde yaşamişlar.

  16. Ahmet Karaagac Avatar
    Ahmet Karaagac

    Tek kelimeyle mukemmel bir calisma olmus, Vatan’a ve Milletin butun degerlerine ihanet etmis alcaklarin, yalanlarin gun yuzune cikmasi Milletin Istikbal ve Istiklali icin cok ama cok onemli.! ” Tukurun Milleti alcakca vuran darbelere.! Tukurun onlara alkis dagitan kahbelere.! ” M. Akif Ersoy

  17. 22222 Avatar
    22222

    sizlere sadece acıyorum. Allah akıl fikir versin. Bütün dünyanın önünde saygıyla eğildiği bir TÜRK için nasıl bir karalama kampayası yapıyorsunuz gerçekten hayret. Şu kadarını söyleyeyim. Atatürk inisiyatif almasaydı şimdi sizler küfrettiğiniz hristiyanlar olacaktınız. Adlarınızda hristiyan adları olacaktı. Türkçü kaynaklara inanmıyorsanız yabancı devlet arşivlerine bakın da gerçeği görün. GÖRMEK İSTERSENİZ TABİİ Kİ!!!!!

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Dogru degil, hiristiyan olunsaydi, yunanlilara birakilan bati trakyalilar hiristiyan olurdu. Oysa orada din egitimi vardi ve hala var. M. Kemal döneminde ise türkiyede din egitimi yoktu. Öte yandan, bati trakyada yasayan müslümanlar, kendi dinlerine göre muhakeme oluyorlar. Türkiyede yasayanlar ise bayragi hac olan isvicre kanunuyla muhakeme ediliyor. Yani katoliklerin kanunuyla. Bunlari basarmis olan, yani müslümanlari hiristiyanlarin kanunlariyla yönetmeyi basarmis olan bir adama bütün bati dünyasi saygi duymasin da ne yapsin?

  18. 22222 Avatar
    22222

    Türkiye kurtarıldığı için batı trakyalılar müslüman kaldı. İkincisi Atatürk döneminde okullarda din eğitimi devam etmiştir. Köy ilkokullarında din derslerinde “Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri” adlı kitap okutulmuştur. Üçüncüsü o dönemin şartları içinde bırak hukuk bilmeyi, okuma yazma bilen adam yok kanun yapılsın. Mecburen dışarıdan alındı. Sana bir soru o zaman. Atatürk’ten sonra müslüman olan şahıslar neden değiştirmediler peki?. Şimdi sözde müslümanlıktan dem vuranlar hristiyan AB kanunlarını almıyorlar mı?

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Türkiyenin kurtarilmasiyla ne alakasi var? Bati trakya kurtarilamadi. Köyler kimsenin umrunda degil. Köyden sehire kimsenin gitmesi de istenmiyordu zaten. Egitim bakaninin bu konuda mecliste söyledigi sözler var. Yakinda paylasacagiz insaallah. köy ilkokul da var da orta okulda neden yok? köyler disindaki ilkokullarda neden yok? Bilakis, oralarda evrim teorisi okutuluyordu. Ateist yetistirme merkezi haline getirilmisti okullar. Bir de su okuma yazma bilen adam yok ki kanun yapilsin diyorsun. Yani bu kadar da demogoji olmaz. Okuma yazma bilmeyenler nasil kanunlari türkceye tercüme etmisler? Fesubhanallah. Bu kadar da olmaz. Hakikaten olmaz. Insan putunu savunmak icin bu kadar mantik disi bir gerekce öne süremez. Bu kanunlar er ya da gec degisecek.

  19. Kerem Avatar
    Kerem

    Ulan adam gibi yorum yapın yavşaklık edip küstahlaşmayın .ötünüz yiyosa bunları çürütecek kaynaklar gösterin ama bize gösterlien YALAN değil gerçek, sahte ke- MAListler birde Türklükten bahsetmeyin.Yeter artık sıkıldık bu yalanlardan herşey açığa çıksın YETTİ ARTIK!

  20. wewewweweaaa Avatar

    ah atatürk olmasaydıda anneleriniz kimlerin kucagında olurdu su an acaba

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      bati trakyayi kurtaramadik, ama onlarin babalarinin adlari hala ahmet, mehmet’tir. Hatta Islami kanunlarla idare olunuyorlar.

    2. Lorenzo Firenze Avatar

      Biz kurtardımı kurtarmadımı diye araştırıyoruz neleri kaybettiğimize bakarsan anlarsın sen ise kurtardı sözünde tıkandın ve slogana devam ediyorsun biraz oku burda herşehin kaynağı var neyi inkar edecen ?

      Velevki ibneyiz diyen si*işirim doğurmam diyen insanların kimin kucağında olurdunuz lafını etmesi bi okadarda ilginçtir .

  21. ibrahim Avatar
    ibrahim

    ya ben anlamıyorum istanbuldan samsuna gönderilen gemide eğer ataürk die biri olmasaydı başkası olacaktı ve ülkeyi toparlayacaktı halk yine ayakalnacaktı savaşlarda biz türk askeri yine iman gücüyle baş gösterecekti bu arada atatürkün samsuna gönderilmesini abdulhamit istredi ona güvendi ama atatürk abdulahamitin emirlerine karşı çıakrak ülkeyi kendi kafasına göre yönetti sakına bu lafımdan abdulhamite laf atmayın abdulhamit o kdr zeki bir isnsanmış kii eğer fatih sultan mehmete ayet inmeseymiş osmanlıda en iyi yönetim anlayışı olan ve en iyi halife seçilicekmiş hatta van bismarcks ın (almanya imparatoru) abdülhamite sözü vardır ‘dünyada 100 gr akıl olsa 90 ı abdülhamitte 5i bende 5 ide diğer imparatorlarda’ bu söz herlde abdülhamitin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor daha çoğunu istiyosanız kadir mısıroğlunndan da dinleyebilirsiniz abdülhamiti

  22. yobazmiken Avatar
    yobazmiken

    sizi gidi yobazlar sizi..sizi ibreti alem icin mikmek lazim istiklal meydaninda…zevken dort kose olursunuz yeminle

    1. Ali Rıza Avatar
      Ali Rıza

      Siz zaten her yıl Taksim’de yürüyüşte birbirinizi düzüyorsunuz ortam çocuğu.

  23. @sarizeybek Avatar
    @sarizeybek

    Eğer tüm bu mal varlıklarına sahip olmuşsa gün görmüş hayatının son yıllarıni bari güzel geçirmiş ise helali hoş olsun. Bizde Atatürkçü gençlik olarak atam bunca çile çekmiş ömrü savaşlarla geçmiş gün yüzü görmemiş diye kahr oluyorduk üzülüyorduk.bu bilgilerden sonra bi nebze olsa içimiz rahatladı. Teşekkürler..

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Hirsizligi yani harami övmek, insani dinden cikarir. Atami savunacagim derken ne hallere düstügünüzün farkinda misiniz?

    2. Ali Rıza Avatar
      Ali Rıza

      Evet Sarı Zeybek
      Atan cephelerde kahrından içti daha sonra da içti. Ne değişti sanki?
      Üstelik mütevazı ve düşünceli biri kendini değil halkını düşünür. Siz hâlâ gözlerinizi kapatın.

    3. ibrahim383838 Avatar
      ibrahim383838

      Atan, millet açlıktan süpürge tohumu yerken, böyle sefa sürüyor diye bir de övünüyor musun ? Ulan senin deden-ninen. Açlıktan ölüyorlardı. 1920-50 arası ülkede Etiyopyadan bile daha az yol vardı, çok az evde elektrik vardı, kimisi gaz lambasıyla, onu da bulamayan gariban ise karanlıkta oturuyordu. Ulan millet açlıktan ve sefillikten yıkılırken, bu 4 bir yanı heykellerle dolduruyor- milyonla para boşa harcanıyordu. Çile çekmiş dediğin, savaştı dediğin herifin tek yaptığı askere saldırın demek. Kendisi tek kurşun attı mı acaba, Allah bilir. Filistin’de 65.000 asker düşmana neden kaptırıldı ? Perapalas otelinde gizlice neler konuşuldu ? Ulan vatanı ayağında ayakkabı bile olmayan vatandaşlar kurtardı, kaymağını Kamal yedi. Uyan ulan uyan. Sizin gibi enayiler sömürülmeye ne kadar da uygun…

  24. Asıl Tarih Avatar
    Asıl Tarih

    Yıllarca ilk okulda 5 yıl tarih diye atatürkü ezberlettiler. Ezberimde kalan atatürk gariban bir çiftçinin oğlu kargaları kovan sonra harp okulundan asker olan bir devletin belli maaşı ile atatürk 100 yıl yaşasa bile doğduğu günden maaş alsa maşını fazla fazla koyup 100 ile çarpın bakalım da öldükten sonra bıraktığı mirasları alacak parayı kazanamayan bir kişi nasıl olurda bunlara sahip olabilir. cem yılmazın dediği gibi Albert Einstein
    geri zakalıymış bizde olabiliriz. yada Atatürk hırsızmış bizde olabilir 🙂 yada atam izindeyiz diyenler alsında hırsızlığın izindeleler mi ? millete hısrız var idyenlerin hırsızlık yapmalarında engellemelermi olduda bu haykırışlarbundan. yada askerlikten kaçanların nasıl atatürkçü oluyor o entrasan milliyetçilk devletçilik gibi ilkeleri savunuyor…. çok manidarı mana içinde kemir insanı bunları düşünmez ise cahildir insan…..

  25. kellebey Avatar
    kellebey

    (İbrahim Ağa) Af edersin nerenle yazıyorsun bunları. Bir bok ta bilmiyorsun af edersin. Abdülhamit ne ya! III. Abdülhamit mi yoksa. Bir de Vahidüddin Efendi var idi. Hint padişahı mıydı o? Ne eğlendim ya… Fatih dediğin halife miydi ki Abdülhamit’le çekişe “Vahiy inmiş” yazı yazmayı nereden öğrendin?

  26. Mehmet ErdaL Avatar

    demek ki neymiş;
    atatürk olmasaydı hırsızlık olmazmış..

  27. MOON'S SON Avatar
    MOON’S SON

    hahaha editörü küfürlü yorumları silmediği için kutluyorum.Böylece ne kadar haklı olduğunu kemalin yetiştirdiği gençliğin terbiyesini herkese kanıtlamış oluyor.Belgelere düşüncelere kibarlığa küfür ve yalanlarla cevap vermek laikçi kemalist gençliğin çağdaşlık anlayışı.zaten bu site de bunu kanıtlamak için var teşekkürler.

    eğer elinizde bunları çürütecek bir belge varsa ortaya koyup kibarca lafı gediğine koyarsınız ama küfür ederek yenilgiyi baştan kabul edersiniz öğrenin bunu.

    kemal savaş bitti halifeyi padişahı kovdu.devletin borcunu hazineyi en çok büyüten yavuz olduğu için kapısında onun tuğrası olan Osmanlı hazinesi ve vakıfları satarak ödedi.

    Sonra kovduğu padişahların saraylarına kendisi kuruldu.Yan gelip yattı.Kemale zamanının gazeteleri hazret derdi bir hazret gitti kemal hazretleri geldi olan hep halka oldu.

    zamanın gazetelerini okuyun sizde biliyorsunuz kemalin saraylarda yalılarda yaşadığını bunu söyleyince neden zorunuza gidiyor.nedenini söyleyeyim?çünkü inkılap tarihi dersiyle yıkanan beyninize ters geliyor bu …cd error veriyor.

    kemal zamanında yaşadığı saraylar ve merkezi istanbul avrupa jet sosyetesinin gözde mekanıydı.Danslar balolar havuz eğlenceleri içkili ucu bucağı görünmeyen sofralar eğlence müzik dans dolu gecelerin ardı arkası kesilmiyordu.

    kemal istanbul sosyetesinde bunları yaşarken anadoluda halk savaşın tüm acılarını çekti.ekmek,okul,yol,köprü,hastane,ilaç..vb. yoktu.dedelerinize sorun 2000li yıllardayız hala daha bunlar yok.

    Anadolu halkı neden kemali ismeti sevmiyor.chp yi neden iktidara getirmiyor.Bunu bir düşünün.Ama siz bunda bile şerefli namuslu emektar anadolu halkını cahillikle geri kalmışlıkla suçlarsınız chp yi iktidar yapmadığı için.siz bu kadar namertsiniz işte

    zamanında kemalde ismette olan otomobil,saray,yalı,konak,çiftlik,yat..vb. avrupada en zengin güçlü ülkelerim liderlerinde bile yoktu.

    kemalin o şaaşalı lüks yaşamı o zamanın gazetelerine magazin dergilerine bile konu oluyordu.Bir ara halktan tepki geldi.dediler ki;”paşa lüks modern yaşamıyla anadolu insanına türk halkına örnek oluyor” dediler.

    o sırada anadoludaki halk savaşların maddi manevi yokluğu bir yandan elindeki az miktardaki ekinine de gelirine de devlete vergi olarak zorla el konuldu bu ismet döneminde daha da ezici bir hale geldi.

    halk bırak lüks şatafat içerisindeki paşasını örnek almayı karnını doyurmak için yetiştirdiği bir avuç tahılına da el konularak paşasının daha iyi eğlenmesi için harcanıyordu.

    sözlerim çok açık.çözümleme yapar kronolojik olarak neden-sonuç ilişkisini araştırırsanız eğer söylediklerimin ne kadar mantıklı ve gerçek olduğunu görürsünüz.

    tek parti chp rejimin istediği şekilde tek taraflı subjektif bir bakış açısıyla yazılıp gençlerin beynine sokulan inkılap tarihi masallarıyla uyumaya devam etmek artık sökmüyor.Bunları kimse yemiyor artık.Anadolu insanı zaten bunlara hiç bir zaman kanmadı.

  28. ekim Avatar
    ekim

    Okullarda anlatilanlarla karsima gelip ata buyuktur tektir diyenlere guluyorum ama gecmiyorum kim oldugunu belgelerle anlatiyorum ki kim oldugunu bilsinler diye

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      ekim, nerde anlatiyorsun belgelerle?

  29. Kerem Türkmenalp Avatar
    Kerem Türkmenalp

    Bir sürü kaynak, belge diye bilinen şeyler sunan ama daha kimliğini bile açıklamaya korkan bir adamın nefret dolu yazısı. Eğer birazcık imanın varsa kendi yazdığın “Yarın Hakk’ın Divanına varınca, Süleyman’dan hakkını alır karınca.” malik olursun inşallah. O zaman kişiye ait savarona sanki şimdi halka açık, senin belgelerinde halka açık olan güya havuzları bırak, sarayın önünden halkı geçirmiyorlar. Bu kadar serveti olan birinin, yakınlarına maaş bağlanması konusunda niye vasiyeti olsun? Biz hiçbir insanın hatasız, yanlışsız olduğunu zaten iddia etmiyoruz ki ona tapalım haşa. Yakın tarihin belgelerini bulup, bunu çıkar ve nefreti körüklemek için yorumlamak kolay. Muhakkak ki gören gözler için günümüzdeki şatafatı, hovardalığı, yağmayı, saltanatı görecek iletişim kanalları var, belgeye gerek yok. Bu yazı bana aynı bir zamanlar birilerince “sahte adla kaleme aldırılan veya yazılan” evrim teorisini çürütme adına bedava dağıtılıp servis edilen ama şehvet düşkünü olarak şu an sanal ortamda dalga geçilen adamın hikayesini hatırlattı.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Kerem, yakinlarina maas baglanmasi konusunda niye vasiyeti olsun diyorsun. Ama var… Belgesini de sunduk. Hicbir kemalist tarihci de bunu inkar etmiyor.

    2. ibrahim383838 Avatar
      ibrahim383838

      Ne saçmalıyorsun Kerem ? Türkçe meali var mı bu yazdığın yorumun ? Her şey ortada işte, daha hala “halka açık değil” bilmem ne 😀

  30. muharrem Avatar
    muharrem

    bir soru sorucağım size şu ana kadar yaptığınız çalışmaları beğenerek takip ediyorum ama osmanlı zamanındaki olan olaylarıda anlatan belgelerde yayınlamanızı istiyorum abdülhamit,yavuz sultan selim,kanuni sultan süleyman,fatih sultan mehmet,ertuğrul gazi,osman gazi ile ilgili şeylerde yayınlarsanız sevinirim.

  31. Çağatay Avatar
    Çağatay

    Yazılarınız ve yorumlarınız emek işi olduğu aşikar.Araştırmalarınızda takdiri hakediyor ama ne zaman Gemicikler sahip olanların vurgunu ile yazı yazarsanız ozaman sizlerin tarafsız olduğunuza inanabilirim.Araştırmakta sıkıntınız yok şu yakın tarihimizdeki liderleride araştırın bakalım neler çıkıcak yanıt bekliyorum

  32. YUSUF DEMİRCİOĞLU Avatar
    YUSUF DEMİRCİOĞLU

    Sizler yediği kaba sı.an insanlarsınız.Ülkenin varoluş ve değerleri için hayatını ortaya koyan bir insanı nasıl böyle adice itham ediyorsunuz?Abdulhamit’in mal varlığını da yazsın…

    1. ibrahim383838 Avatar
      ibrahim383838

      Senin gibi kör gözlü, tarih cahillerini bilgilendiriyor. Ülkeyi perapalasta kuranların zevk-ü sefa çekenlerin, halk açlıktan süpürge tohumu yerken savarona yatıyla 500.000 tl ye mal olan geziler yapanları anlatıyor. Senin gibiler sömürülmeye alışkın olduğu için, kraldan çok kralcı olduğu için anlayamaman normal. Tarih cahili yusuf demircioğlu

  33. ismail Avatar
    ismail

    Yusuf sen yazilanlari okumuyormusun. 1918öncesi nesi vardi atanin. Gerçek babasi olmadiği için ali rizadan miras duşmedigi iddialari bile var.
    Dini ve namusu olanlar kalkinamazlar fakir ve âç kalmaya mahkumdurlar.
    Bu soz mustafa kemalin kendisine ait. Sakin kendiside vakti zamaninda çok fakirlik çekmiş olmasin.
    Maaşi 14000 liraymiş mustafa kemalin. 1000 liraylaapartman alindiği donemde.
    1928 deki maaşi 2880 cumhuriyet altini değerindeymiş. Öğretmen maaşi o tarihte 15-16 lira birşey. Aziz nesinin galip amcasi bizim orada bir koyde öğretmenmiş. O yaziyor anilarinda.
    Atanin 1. Dunya savaşi öncesi hep yenilgileri var zaten. Kurtuluş savasiinda taş attida kolumu yoruldu. Millet sirtinda cephane taşidi. Anasi ağladi. O ankarada keyfine bakti. İngilizlere yaptiği iyiliklerin karşiliğinda türkiye diye bir servete kondu.mümkünse yazilanlari oku.
    Bak millet o kadar fakirdi. Çocuğu hastalanir doktora goturemediğinden ölür. Kimse neden öldüğünü bilmezdi. Veremden ölen o kadar çok insan vardirki.
    Zengin evi veren evi fakir evi verem evi atasözü o zamanlardan kalmadir.
    Bak millet kasten o kadar ağir vergilerle ezilip odeyemediği vergiler sebebiyle mali mülkü topraklari elinden gidiyordu. Ökuzu aliniyordu. Fakirliğe kasti olarak mahkum ediliyordu yerli halk. Memleketin imkanlari yunanistan göcmeni sabetaycilara peşkeş çekilip onlardan yeni zengin sinif oluşturuldu. Hemde muthiş zengin. Memleketin arazileri onlara peşkeş çekildi. Bu fakir halkda onlara amele yapildi.
    Yurt gezisine çikiyor bir kere galiba 1930 larin başinda. Halk fakirlikten devleti yönetenlerin hirsizliklarindan bikmiş usanmiş. Nereye gitse ayni şikayet. Çaremi bulmuş ata. Yok. Sadece memleketin fakirlik rezaleti içinde kiçi yamali pantulonlarla çariklarla gezdiğini kendiside görmuş. Yunanistandan gelen sabetaycilar ilk geldiklerinde boyleydi. Onlar zenginledi. Bu halki o hale soktular.

  34. Zjdkdmsmdkd Avatar
    Zjdkdmsmdkd

    Dbsjdj

  35. Ayça Gürel Avatar
    Ayça Gürel

    Sizi gönülden tebrik ederim hayatini ülkesine adamış bir insanın mal varlığını çok güzel araştirmişsiniz lakin yazdiğıniz saptırılmış ve doğruluğu tartışılır bu yazı ancak değersiz bir magazin haberi niteliği taşımakta umarım fakrindasinizdir

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @Ayca Gürel, sizi cok iyi anliyorum. Ama yazida belge ve kaynaklar var.

    2. ibrahim383838 Avatar
      ibrahim383838

      Adam her şeyin kanıtını ortaya koymuş, meclis zabıtlarıyla. Ne magazini, ne saçmalıyorsun ?

  36. Ozgur Avatar
    Ozgur

    O donem deki diger kral imparator baskan basbakan cumhurbaskani veya herhangibir liderin gecmisini arastirdinuz mi…bugun bile saraylarin yapilip lux hayatlar surenler ile ilgili bilgi paylasimi yapmamissiniz bir kiyaslama ile dokum yapsa idiniz…….yada hz muhammedin butun eslerine hangi maasla baktigini anlatsa idiniz nasil zenginlestigini boyle detayli arastirsaydiniz…….olaylara sadecw tek tarafli ve art niyetli bakmisdiniz…..nana tarihten bir ornek verin ki devlet kuran bir lider buna suleyman peygamber de hz muhammed dahil halki tarafindan onurlandirilip ayricalikli davranmasin………bu calismanizdaki amac cok acik son dinemlerde ataturku karalama kampanyasina bir katkida bulunmak……..kaldiki sana 814 617km kare toprak birakmis birinin bu yonunu. Bu sekilde arastirmis olman adiyecek birsey yok…….ben osmanliya karsi degil im ama padisahlarin hazineyi hassa larini da anlat ………istanbulu fetih eden muzaffer komutan fatih istanbulun sadece sur kisimlarini bizansatan almis o donemki istanbuldan bahsediyorym….buyuk komotan oluyor (ki buyuk komutan dir).istanbulun 500 kati buyuklugunde bir vatani kazanan ATATURK hirsiz komutan oylemi….dogru yerleride cok yazinin ama saptirilmis ve amaca yonelik calisma oldugu icin degeri o ……..

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @Ozgur. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zenginlesmedi, hatta hanimi Hz. Hatice (Allah ondan razi olsun) kalan servetini Islam davasi icin harcadi, yoksa M. Kemal icin Hilafet davasi icin hindistan müslümanlari tarafindan gönderilen paralari kendisi icin kullanmadi. Ayrica kit kanaat gecindigini tarihler yazar. Bu arada, Osmanli Padisahlari ile kiyasladiniz, size göre m. kemal padisah mi? Cumhuriyet kurmadi mi? Size göre kula kullugu (!) kaldirmadi mi? Ayrica m. kemalin bir sey kurtarmadigini, tam tersine ona batililar tarafindan ihale edildigini bircok yazimizda delillendirmistik.

  37. ismail Avatar
    ismail

    Mustafa kemal bize 814617 km2 toprak birakmiş. 1927 deki yuzölçumumuz 762000 km kare. 1907 de 7338000 km2, 1877 ortalarina gidersek 11824000 km 2. Koskoca imparatorluğun ne kadar çabuk çökertilip paylaşildiğini göstermiyormu bu durum. 1877
    Mustafa kemalin doğduğu sene. 1907 ise 30 yaşindayken. 5 mart1924 te artik osmanli soyu bile ülkede değil. Yani osmanli tamamen tarihe karişmiş. Bu birileriyle paylaşilarak yapilmiş.
    Siyaset adami peygamberle karşilaştirilamaz. Herkes dengiyle. Peygamberimiz orta halliydi. Fakirlik cektiğide çok oldu. Peygamberler miras birakamaz o sebeple mali mulkude devlete kaldi.
    Mustafa kemalide sözumona dini kutsalliklar yukleyerek onu peygamber olarak goren ve bir dönem alenen öyle gostermeye çalişan, siyaseten yaptiklarinin ilahi yönlendirmeyle olduğunu bile iddia eden kimi sabetaycilar onunda servetini sozumona devlete biraktilar ama iş bankasindan bir parti nemalaniyor. Bir Oğlu olduğu dillendirilmesine rağmen resmen açiklanamayan birinin mirasçilarinin bile muazzam zengin olmasi ne ile izah edilebilir.
    Fatih devleti babasindan 964000 km 2 olarak aldi. Vefatinda 2214000 km kareydi devlet. Sefer yolunda şehit edildi. Dunyayi alma planlari vardi. Batinin durust yollarla bu durumu engelleyecek gucu yoktu. Alelacele hemde sefer yolundayken Gebzede şehit edildi. Vatikana çalişanlar tarafindan.

  38. kadir Avatar
    kadir

    mustafa kemal atatürk hayatı boyunca türk milleti için çalıstı sizin islam adına konuşmanızdaki maksat belirli güçlerin kıçını yalamaktır putun anlamı ne oldugunu bilmeyen cahiller put kelimesini kullanıyorlar imana riakat edeceksen başkasına kul olma allaha kul ol adam yakanlarla omuz omuza oldugunuz günleri unutmayın peygamberini seviyorsan atanıda sev çunku atatürk peyganberin neslinen şimdi sana sana soru soruyorum ya sen kimin neslindensin…

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Merhaba Kadir, M. Kemal’in Peygamber’in neslinden oldugu iddiasi ucuk bir iddia. Yok böyle bir sey. Olsa bile ne ifade eder? Mühim olan kan bagi degil gönül bagidir, imandir. Tabiati kutsal sayan, tabiat üzerinde baska bir kuvvet olmadigini söyleyen, Peygamber’e vahiy gelmedi diyen birisi Peygamber neslinden olsa ne yazar, olmasa ne yazar? M. Kemal’in hayati boyunca türk milletine calistigi iddiasini da kabul etmek zor. Türklerin kullandigi pasa kelimesi yerine gavurlarin general kelimesini almasi mi türkler icin calismaktir. Türk musikisi yerine alafranga müzigi dayatmasi mi? Lozan’da Türk ve müslümanlarin haklarini masada birakmasi mi? Yoksa isvicrenin medeni kanununu koca bir türk milletine tatbik etmesi mi türk milletine calismaktir?

    2. filmsezonu Avatar

      ATATÜRK gibi zeki bir lideri senin gibi geri zekalı bir nesil anlamaz. Başkasının imanını tartışmaktan başka yaptığınız bir şey yok. İslamı her insan kendi içinde yaşamalı. İsrail’de de Amerika’da da yaşasan sonuçta senin inancın! ibadetini yaparsın. Bu seni bağlar. Kimsenin dini inancını ya da imanını eleştirmek sizlere düşmez. Allah dini pazarlayanlardan, kirli siyasetin bir parçası haline getirenlerden ve sizler gibi kalıntılardan eylemesin. Amin.

      1. belgelerlegercektarih Avatar

        @filmsezonu, Islam dini sadece insanin icinde yasayacagi bir din degildir. Islam dini sosyal ve siyasal alana müdahale eder. Buna dair ayetleri Kur’an’da görebilirsin. Bunu daha iyi anlayabilmen icin birkac yazinin linkini tavsiye ediyorum:

        Prof. Dr. Ilber Ortaylı: Islam’da laiklik olmaz

        Türkiye’de Laik Sistemden dolayı uygulanamayan bir Ayet

        Laiklik nedir? Cesur Bir Laikin Ağzından Laikliğin Gerçek Yüzü

        Kur’an Nizamı (Hilafet/Şeriat/Hüküm/Kanun) ile ilgili bir kaç Ayet-i Kerime

      2. seyfettin yeter Avatar
        seyfettin yeter

        Yürü git lan seni putperes bu ülke müslüman bir ülkedir tamammı sizin gibi ingiliz yahudi hayranlarının burda işi yoktur gidin o hayranlık duyduğunuz şapkasını dayattığınız ülkeye

      3. Halil Kahraman Avatar
        Halil Kahraman

        YUKARDAKİ YAZILANLARIN HEPSNİ OKUDUNMU ÇOK AKILLI YARATIK

    3. ibrahim383838 Avatar
      ibrahim383838

      Peygamberin mi neslinden asdashgashashdhjdfkldsgkjlşgfdsasdnhbvasHGFJDSFAKASDHBDFSAHJ Cahil herif ya, iyi güldüm.

  39. Mustafa Avatar

    Ey insanlar, Kemalistler akp liler chp liler cem-i cümleniz artık kendinize gelin

    1. janissary Avatar
      janissary

      biz kendimizdeyiz mustafa bence sen kendine gel…Gerçekler ağır geliyorsa kemalist yayınlara buyur git orada seni uyutacak çok yalan bulursun istemediğin kadar..

  40. Baris Avatar
    Baris

    Ataturkten nefret eden birj olarak birsey soracagim.Ataturk bu kadar muslumanlarla ugrasmis bircok muslumanlik aleyhine seyler yapmis hic kimse bu adami oldurmek istememis mi merak ediyorum?Seyh said in tesebbusu disinda

    1. Bedrettin Avatar
      Bedrettin

      İzmir Suikastinde ziya Hurşit ve arkadaşları öldürecekti. Ama 1926da bu teşebbüs birinin ihbarıyla maatteessüf akim kaldı…

  41. ercument efrant Avatar
    ercument efrant

    “Atatürk çocuklara bira içiriyordu” gibi şerefsizce ve haince yazılan bu yalanları atarken hiç utanmadınız değil mi? o şişenin o zamanlar eczanelerde satılan çocukların gelişimi için üretilen ” malt”dan elde edilen “Şark Malt Hülasası” olduğunu ve alkol içermediğini bal gibi biliyorsunuz ama iftira-yalan dolan sizin fitratınızda var..allah belanızı versin.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      ercüment, siz hala yazimizi okumamissiniz. Cünkü yazida bu sacma iddiaya da cevap verilmisti. Artik kimseyi kandiramazsiniz.

      Cevabi burda: https://belgelerlegercektarih.com/2013/06/15/alkolun-zararlari/

      1. ercument efrant Avatar
        ercument efrant

        malt hülasasında alkol yoktur..bunu bal gibi biliyorsunuz..ülker alkollü ürün mü satıyor şimdi? ülkerin sitesinde ne yazıyor bakalım: Malt içeceği Maltana’yı piyasaya çıkaran Ülker, biranın en önemli hammadelerinden olan maltın ananas, armut ve şeftalilisini yaparak Türkiye’de ilk meyveli malt içeceğine imza attı. İçerdiği çeşitli vitaminlerle gençlere ve özellikle emziren kadınlara önerilen Maltana, 330 mililitrelik teneke ve cam şişe ambalajlarda sunuluyor..hayatınız yalan dolan..

      2. belgelerlegercektarih Avatar

        ercument efrant, maltta da alkol vardir. Buna dair bir uzmanin makalesini tavsiye ediyorum:

        http://www.gidahareketi.org/Bira-Alkolsuz-Olur-Mu–192-yazisi.aspx

        Ayrica M. Kemal döneminde sadece biranin reklami yapilmamis, sarap icin de kuvvet verir denmistir. M. Kemalin manevi kizi ülkü adatepe bir röportajinda “Atatürk bana malt icirdi” demiyor “Atatürk bira fabrikasinda bana bira icirdi” diyor. Ifade hicbir tartismaya mahal birakmayacak aciklikta. O dönem kücük bir kiz olan Mina Ugan m. kemalin kendisine “sampanya” icirdigini söylüyor. Yazida bunu da bulabilirsiniz. Okumuyor musunuz?

        Alkolün Zararları

    2. Özlem Avatar
      Özlem

      Hadi ordan be adamın içki içmekten siroz olduğunu bilmiyormuş? İçmese bile bunca alimleri hocaları astırdığını kuran okuyanları ve öğretmenleri kendi yumruğunu dövüp zindana gönderdiğini ve şehit ettiğini bilmiyorsunuz? Ulan benim dedemin babasını şehit etmiş kuran öğretiyor diye. İçki içmeye nolurki

    3. Nuri Avatar
      Nuri

      Yahu o kadar belge var arkadaş biraya takılmış :))

  42. Ademin Torunu Avatar
    Ademin Torunu

    ben adem peygamberin akrabasıyım itirazı olan var mı ?

  43. Bedrettin Avatar
    Bedrettin

    Osmanlı padişahlarını zevk ü sefayla itham eden laik kamalistler bunlara karşı neden susmaktadır ya da kıvırmaktadır?

  44. Özlem Avatar
    Özlem

    TÜRKİYE’Yİ KURTARMIŞ Mİ TÜRKİYEYİ YEMİŞ BİTİRMİŞ YAHUDİLERE Mİ HİBE ETMİŞ SERVETİMİZİ.,BİZİ AÇ SEFİL BIRAKIP DA.?…

  45. Özlem Avatar
    Özlem

    TÜRKİYE’Yİ KURTARMIŞ Mİ TÜRKİYEYİ YEMİŞ BİTİRMİŞ Mi YAHUDİLERE Mİ HİBE ETMİŞ SERVETİMİZİ.,BİZİ AÇ SEFİL BIRAKIP DA.?…

  46. gurbetci Avatar
    gurbetci

    bosuna ugrasmayin bu Y-ATA ‘nizin savunulacak hic bir yani yok.onun bu ulkeye yaptigi kotulugu ingilizler bile yapmadi.bilen biliyor,ataturk’u koruma kanununu bir kaldirsinlar her sey ortaya daha fazla sacilir.mizrak cuvala sigmiyor efendiler….

  47. tarihe not düşülsün Avatar
    tarihe not düşülsün

    Özlem dedenin babasi hangi ilde yada ilçede hangi tarihte kaç yaşindayken şehit edildi. Tam gerekcesi neydi şehit edilmesinin. Ne iş yapiyordu. Geride kaç yetim birakti. Onunla birlikte başkâ şehit edilen biri yada birileri varmiydi. Bunlari tam olarak anlatabilirsen tarihe not duşulmuş olur.

  48. ismail Avatar
    ismail

    Ataturkculer yorum yaparken kimisi soyadini açikca yaziyor. Onca rezilliklerin ortaya dokulmesine rağmen ataturkcu yani mustafa kemalcilikten zerre taviz yok. Sebep, bir yerlere bakin biz halen daha ataturkcuyuz. Bize sahip çikin iyi yerlere getirin mesaji. Yani işin asli bir yerlere yaranma çabasi ve bundan kariyer anlaminda sebeplenme çabasi.

  49. .............. Avatar
    …………..

    Enes yazici yazmiş ate sitelerden birisinde mustafa kemalin fotoğrafini koyarak.
    Çalmadi, soymadi, dolandirmadi, yalan söylemedi. Kendisini halkina adadi demiş.
    Birileri şu çocuğa bu sitenin yolunu oğretse iyi olacak.

  50. Hayinler heryanımızda! Avatar
    Hayinler heryanımızda!

    Kardeşim doğru demişsin ve siz atatürkçüler siz milletimize halkımıza zavallı diyosunuz kendinizi Kral olarak görüyorsunuz?Siz bizim atalarımıza cumhurbaşkanımıza dil uzatıyorsunuz?Yalanmı!Osmanlı padişahlarına saymadığınız kalmadı!Oy sandığında evet vererek zaten sizi 2010 daki gibi yine çökerteceğiz!2010 da demedinizmi evet ,hayırı geçerse ülke perişan olacak oldumu yok!Hatta tam tersine neler neler yapıldı!
    Bence sizin ağzınızla poponuz yerdeğiştirileli!Okadar saçmalıyorsunuzki gözümüzle gördüğümüzü yalanlıyorsunuz!Ve anıtkabir bir utanç yeridir!Türkiyede Fatih e gerçek atalarımıza onlar olmasa türkiye 2 karış olacaktı!Biz gavurlar gibi beleşten almadık!Ve atatürk niye kurtarıldı deniliyor?Çünki silahların önüne bıçak koydurmuş yönetmiş diye?
    Ama bizim askerlerimiz yatttımı ulan!Hiç onlardan sözetmeyin askerler demeyin okadar şehidimizi bir ateiste tercih edin ve bizi ülkemizi millete kötüleyin!Hepinize yazıklar olsun sizi! #BİNKEREEVET !Ve sosyal medyada ben kardeş olduğumuzu türk olduğumuzu hatırlatmasam neler olur neler!

  51. engin gulsuna Avatar
    engin gulsuna

    ÇOK ŞEY YAZIP KALABALIK YAPMAKLA YALANI DOĞRU YAPAMAZSINIZ ATATÜRK SİZİN DEYİMİNİZLE BİR İLAHSA BUNU KENDİ KABUL ETMEZ ZATEN ADAMLIĞI BURADAN GELİR SİZ İBLİSLER BİRBİRİNİZE TAPMAKTAN İNGİLİZLERİN KÖPEĞİ OLMAKTAN BAŞKA BİR VAZİFEYE ANCAK YÜKSEK PARA İÇİN VAKIF OLURSUNUZ .MUSTAFA KEMALİN YANINDA DEĞERİNİZ BOKTAN AŞAĞIDIR

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      @engin gulsuna… Ilahligi kabul etmeyen adam, onu ilah gibi kutsayanlara mevki ve makam vermezdi. Ingilizin köpegi biz mi oluyoruz? Ingilizin sapkasini, alfabesini alan ne oluyor peki? Ingilizin istemedigi hilafeti kaldiran kim peki? Para icin yaptigimizi iddia ediyorsun. M. Kemal bir memur maasiyla o serveti nasil edindi hic kendine sordun mu? M. Kemalin degerini bunlari gözden gecirerek tekrar hesapla. Bakalim kacmis…

    2. Ali Rıza Avatar
      Ali Rıza

      Kamâl ilah put totem demektir. Kendi adı böyle. Ayrıca Yunus Nadi sofrada ona ” Başka tanrı gerekmez siz yetersiniz ” dedi o da itiraz etmedi. Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Kemalettin Kamu, Edip Ayel, İlhami Bekir gibi kişiler ona Allah Peygamber dediler. O bunlara da itiraz etmedi hatta Kemalettin Kamu ‘ ya milletvekilliği verdi. Sizin tek bildiğiniz o olmasaydı palavrasını papağan gibi tekrarlamak…

  52. öylesine Avatar
    öylesine

    bizim bilgiler o kadar açıkki birileri salağa yatarak vaziyeti kurtarmaya çalışıyor. aç gözünü gizli yahudiler ve hristo dönmeleri osmanlıya oyun edip batırarak memleket yağmaladılar. başlarıda malum kişi daha düne kadar büyük şirketlerin patronlarının neredeyse hepsi onlardandı. m. kamal sayesinde. kamal kendisi türkiyenin açık ara en zenginiydi. dindarlara zulüm, okuldan askeriyeden memuriyetten atmalar devleti kaptırmamak için kemalci oyundu. kapalı kadınlar okullarda sadece temizlikçi paspasçı olabiliyordu. hiç kimse kirli oyunları savunmasın.

    1. Ferhat Avatar
      Ferhat

      Hassiktir len zıbık

      1. ismail Avatar
        ismail

        işine gelmemiş.. küfürmüdür cevap. küfür acziyettir.. gitt bayezıt kütüphanesine gazete arşivlerine gir rezillikleri kendin gör.. zaferdi galiba gazetenin adı.tek parti döneminin sonları yada dp nin ilk aylarında olmalı din kitabı basmışlar kelimei şahadet aynen şöyle
        eşhedü en lailahe illallah eşhedüen la muhammeden resulullah.
        gazete haber yapmış kasten yapıyorlar diye.
        sen oyunmu arıyon hiç birisi geriye konmaksızın her türlüsü yapıldı.

  53. ........ Avatar
    ……..

    baloda kadınlı kızlı eyleniyor kemal paşa. yandaki camide ezan başlıyor. okadar öfkeleniyorki paşa minareyi uçutturmuş. caminin kapısınada kilit vurulmuş. andro mango yazmış.
    paşa islamı kurtardı diyenler iyi okusun.

  54. Zeynep Çiçek Avatar
    Zeynep Çiçek

    Makaleye hayran kaldım. Helal olsun, emeklerinizi Allah kendi katında ödüllendirsin. Biz Mustafa Kemal’in yaptıklarını zaten dedelerimizden, ninelerimizden hep dinledik. Doğuda yaptıklarını biliyoruz. Asla hakkımızı helal etmiyoruz.

  55. Selçuk metin Kizmaz Avatar
    Selçuk metin Kizmaz

    Ey Türk milleti ben gazi maaşını almayan ve alması icin ısrar edilince “çanakkalede nerde yattığı bilinmeyen iki kardesime para içinmi savaşdın abi derslerse ne derim” diyen bir dedenin torunuyum, ve açlık ve yoksulluk ıçinde öldü rahmetli, babası(büyük dedem) çok zengin bir tüccarmış malını Türkiye için harcamış ama adama yat alıp kendisine emanet edilen müslümanlarin parasını toprağını üstüne geçiren haşa babam anam peygamber olsa af etmem elime geçirirsem sıkarım kafasına insallah zebaniler hallediyorlardir öbür tarafta.

  56. Selçuk metin Kizmaz Avatar
    Selçuk metin Kizmaz

    Bana biri söyliyebilirmi savaştan sonra 1928 senesine kadar 480 tane ingiliz bürokrat ne bok yedi Türkiye ‘de hatta muntazaman maaşları devlet tarafından neden ödendi bunlar m.kemale danışmanlık mi yaptı neden M.kemal ankaradan çok istanbulda kaldı görevli olduğu sürece ve hatta M.kemale maraşal ünvanını kim verilsin diye baskı yaptı .maraşal F. Çakmak karşı çıkınca kellen vücudunuza ağırmı geliyor diyen kim.
    Maraşal kimler Olur?
    Türkiyede çakma maraşal, çakma gaziler varmıdır?

  57. levent Avatar
    levent

    Rıza Nuru kaynak göstermişsin şimdi ne yapayım neremle güleyim ben bu iddialara

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      Levent adli yorumcuya… Yani inkar etmek istedigin zaman bir bahane bulabilirsin. 71 kaynaktan 2 tanesi Dr. Riza Nur’a ait ve her ikisi de diger kaynaklari “teyiden” ortaya konmustur. O zaman bu iki kaynagi kabul etme, neticede yine diger iki kaynak gercegi haykiriyor. Ama sartlanmis insanlar duyamaz göremez.

  58. .ismail Avatar
    .ismail

    tv kanallarından birisinde ertan özyiğit anlatıyor. atatürk konsensüsle gelmiştir diyor. yani işgalcilerin akıl ortaklığı edip bu gelsin demesiyle. orada bulunanlardan kimisi hırlıyor kimisi diş gösteriyor. kimisi konuşturmamak için müdahele ederek elinden geleni yapıyor. diyorki özyiğit çanakkale savaşlarında ingiliz fransız gibi düşman gemilerinin iaşesini abd gemileri sağladı. istanbulun işgalinde abd gemileri kuvvetleride vardı. m. kemal samsuna çıktığında orada 20 tane abd gemisi vardı. erzurum ve sivas kongrelerindedde abdliler vardı.
    tıpkı 1909da çukurovada isyan eden ermenilern haklarını savunmak ve onları desteklemek adına gemilerle iskenderun körfezine gelmeleri gibi bu seferde azınlık haklarını savunuyorlardı. türklük onlarında işgali altında ve azınlık dostu onlar m. kemali getiriyor başımıza. küçük yunanla kandırma savaşı hariç hiçbiriyle savaştığı hiçbirine karşı durduğu yok m.kemalin. çünkü zaten onlar getiriyor. 2 tarafında birbirine minnet borcu var.
    orada bulunan tümgeneral tekaüdü semih ç. akıl ve bilimi savunup yalanladı kaldıramadığı bu gerçekleri m. kemali kahraman son padişahlarıda hain ilan ederek çekti gitti oradan. yani asırlık masallar sürsün istedi.
    internette var kimi futbol fanatikleri tempo tutturmuş sokakta yaklaşık şöyle diyorlar
    atatürküm bir tanem
    ne istersen iste benden
    istersen asalım hocaları müritleri
    istersen kapatalım bütün imam hatipleri
    şeklinde. biz or….. çocuğuyuz demenin başka bir yolu. gavur tohumlarımı desek cenabet çıkarmalarımı. işgalci gavurlar çekilmeseydi onlarda öyle diyecekti. bunların ne farkı var onlardan.

  59. .ismailden fıkra Avatar
    .ismailden fıkra

    -bak çocuğum karşı meydanda duran atatürk
    -Allaha karşımı gelmiş o?
    -onuda nereden çıkardın?
    -görmüyormusun taşa dönmüş

  60. abba Avatar
    abba

    “Orada hangi yeni dünya ortaya çıkabilir! Amerikaya karsi nasil bir denge kurulabilir ki bu muhtemelen gerekli! Keşke binlerce Alman’la gidip Bithynia ya da Makedonya’ya yerleşecek kadar genç olsaydım… Her neyse, benim niyetim, uygun bağlantıların olduğu sürece, alabildiğim kadar ıssız toprak almak. , Benim Markus o kadar sıkı bir şekilde pratik yaşama çağrılıyor ki, kesinlikle bir çiftçi olarak yetkin olacak ve aynı zamanda yavaş yavaş Basra Körfezi’ni ve kataraktları fethetmek ve yeni bir Avrupa kurmak için sürekli Türklere karşı silahlanacak. “Niebuhr’dan Frhr’a. v. Nahmer’den alıntı yapılan Stein, Deutsche Kolonisationspläne, s. 936. Osmanlı bölgelerinde Almanlar için ajitasyonun başlangıcı, bu nedenle 1840’lı yıllardan çok daha önce belirlenmelidir.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.